Bir film izleyince etkisinde kalıyorsunuz, size bir şeyler anlatılınca etkisinde kalıyorsunuz, kitap okursanız, müzik dinlerseniz etkisinde kalıyorsunuz. Kendi yaşamınızda neyin etkisinde kalıp kolaylıkla çıkabiliyorsunuz? Boğazım düğüm olduğunda bile sesimi çıkaramadım. Bir gün sevginin ilacını bulabilirsem dünya denilen gezegendeki kötülere içireceğim özellikle Çınar Atay'a .
Ev iki katlı, ormanlığın içinde son derece zenginlerin sahip olabileceği türden bir villaydı. İçerisi son derece klasik döşenmiş siyah, gri,beyaz ve biraz kahve tonlarını barındırıyordu. Evin salonu son derece büyük ve ferahtı. Sıradan bir salon olmasının yanı sıra bir piyano ve uzun bir yemek masası bulunuyordu. Mutfak biraz Alman mutfak dekorasyonuyla yerleştirilmiş üst katta ise misafir odaları benim ve Çınar'ın odası bulunuyordu. Odamdan içeri girerken duvarları açık gri, sıradan tek kişilik bir yatak, çalışma masası, beyaz bir gardırop, yerde tüylü beyaz bir halı, odaya ait bir banyo ve bir balkonu vardı. Odamın bir balkonu olması beni şaşırtmıştı. Balkona doğru çıktığımda yan tarafımdaki balkon kapısından Çınar'ın çıktığını gördüm. Çınar'a şaşkınlıkla baktığımda o da bana alayla bakıyordu.
"Ciddi misin? İkimizin de balkonu bitişik yani bir mi?"
"Rahatsız oldun sanırım." Benimle rahatça yüz ifadesini belli ederek eğleniyordu. İzin vermedim.
"Hayır." Arkamı döndüğüm sırada bileğimden kavrayarak beni kendine doğru çevirdi. Yaptığı ani hareketi nedeniyle başım göğsüne hafifçe çarptı ve ona tutunmak zorunda kalmıştım.
Bir kaç saniye öylece kaldıktan ve benim şokumu üzerimden attıktan dakikalar sonra bile hala bana sarılmaya devam etti. Kokusu her ne kadar onu affetmesem de ruhuma dokunup yaralarıma yavaşça kabuk bağlıyor saliseler içinde tekrar açık bir yara olarak kalıyordu. Çınar bana yeni bir hayat verdiğini sanıyordu. Güldüm. Ben aslında boğulduğum ama ölmediğim bir okyanusta gülümsüyordum. Çınar kendini geri çektiğinde yüzündeki ifadeyi anlayamadım fazlasıyla donuk bakıyordu."Duşunu al ve hazırlan. Okula gideceğiz."
"Bu kadar hızlı mı?" Okul evraklarını hemen hazırlamışlardı. Soruma soruyla karşılık verdi.
"Bir sorun mu var?" Kaşlarını çatmıştı.
"Yok. Sadece şaşırdım." Çınar söylediğime tepkisiz kalarak arkasını dönüp balkondan kendi odasına girdi ardından kapıyı kapattı. Çınar'ın bu ruh değişimlerine anlam veremezken ben de kendi odamdan içeri girdim. Masamın üstünde yeni bilgisayar ve yazıcı dikkatimi çekmişken dolapları ve çekmeceleri karıştırdım. Odada bir kız için her şey sağlanmıştı.
Giyeceğim kıyafetleri ayarlayarak yatağımın üstüne bıraktıktan sonra duşa girdim. O kadar çok yorgun ve bitkindim ki bugünün bir an önce bitmesini istiyordum. Hazırlandığımda üstümde yüksek bel bir siyah pantolon, siyah uzun kol bir gömlek , siyah spor ayakkabılarım ve salaş bir saç örgüyle toplanmış saçlarım ile odamdan çıktım. Merdivenlerden aşağı doğru indiğimde mutfaktan gelen poğaça kokusuyla mutfağa doğru adımlarım yön değiştirdi.Mükemmel ve lezzetli bir koku...
Mutfakta tanımadığım orta yaşlarındaki bir kadın tencerede pişirmekte olduğu yemeğin tadına bakıyordu. Dikkatlice kadını izlerken bu eve tutulmuş bir aşçı olmalı diyerek düşündüm. Sanırım hayal ettiğim gibi evde yalnız olmayacaktım. Korumaları biliyordum ama aşçı olduğunu bilmiyordum. Kadın arkasını dönüp beni fark ettiğinde gülümseyerek yanıma yaklaştı.
"Merhabalar ben Günan. Bu evin hizmetçisi aynı zamanda aşçısıyım."Elini sıktım." Ben de Asel " dedim. Bir an tereddüt edip gerçek ismimi verecektim ama sonra yeni kimlik olayı aklıma gelince Asel ismini kullandım. Bu duruma yavaş yavaş alışacaktım. Çınar arkamdan gelip omzuma dokunduğunda kafamı geriye doğru çevirerek omzumun üzerinden Çınar'a baktım.
"Günan Hanımla tanıştınız mı?" dedi gülümseyerek.
"Tanıştık da" dedim Günan Hanıma belli belirsiz gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Böyle Hatırla
Teen FictionRuh bedenin ardındaki bir denizdi; kelimeler kifayetsiz, yaşam bir arzuydu. Ben ölümün kirli oyunu, Ben ölümün bir parçasıydım. Ay ışığındaki çömez kızın bakışları bana aitti. Herşeyin başladığı bu beyaz koridor ve sarmaşık parkında hayatımı mahvede...