Nazlıcan'dan...
Her şeyin elbette bir sonu vardır. Bitmesi gereken her şey o an, o saniye elbette bitiyor bitmelidir de. Çünkü kader öyle istiyor!
"Kader.." Ne tuhaf bi adı var başıma gelenlerin. Söylemiştim batıl inançlar deli zırvalığıydı benim için ama kader batıl değildi yine de tuhaftı. Düşünsene başına gelebilecek tüm kötü şeyler geliyor. Baban gidiyor, dostun gidiyor, abin gidiyor, annen bile gidiyor.. sen gidiyorsun çünkü biliyorsun ki kalmak için hiçbir bahanen kalmadı o kadar tükettiler ki yalan bile söyleyemiyorsun kendine. İyileşecek her şey diyemiyorsun. Ama o çok büyük acıların bile en fazla üç gün sürüyor. Sonra iyileşmiyorsun da beklenenin aksine unutuyorsun. Gülmeyi, sevmeyi, inanmayı, umut etmeyi, başarmayı. Biri çıkıpta kaldırmıyor ayağı seni, sen zaten yürümeyi unutuyorsun..
Kimseyi tehtit edemiyorsun ölümle. Bu ölüm bile olsa olması gereken oluyor ve elinden başka hiçbir şey gelmiyor işte. Hâlâ anlamadığım şeyler var! Mesela neden nefes alıyor gibiyim ama nefesim kesik kesik, niye boğazıma yapışan ellerden kurtulamıyorum ben. Birileri neden kulağımın arkasında ve bana neden sürekli ölmem gerektiğini söylüyor. Kaç kişiyiz biz yalnız yaşadığım bu evde? Hayır delirmedim daha. Delirmek için bile yeterince akıllı olmak gerekir ben sadece kendime kızıyorum, kimsenin beni sevmediğini düşünsem haksız sayılmam ama böyle düşünecek kadar nankörlük edemem onlara. Ne yazıkki gidenlerin hepsi de çok seviyordu beni.
Gecenin en karanlık anı, kulağımda tekrar eden tuhaf bir melodi, saçlarım dağınık, kıyafetlerim berbat, elimin içinde kurumuş kan.. artık tamamen yalnızım ve benden gidecek kimse de kalmadı. Biraz sonra hava aydınlanacak, yeni bir gün daha doğacak yapayanlız kaldığım bu eve ve bir daha yakacağım sigaramı. Son paket, Zeynep gelecek diye beklettiğim meşhur son paket sigaram ve içinde kalan dört dal sigaram. Günlerdir oturduğum yerden hiç kalkmadım. Boğazım o kadar kuru ki yutkunamıyorum bile. Biliyorum sigaradan, bir yudum su bile içmeden sigarayı yaktığım için ama o kadar unutmuşum ki yaşamak için yapmam gerekenleri. Leş gibi kokuyorum, karnım sırtıma yapışmış açlıktan, vücudum uyuşmuş, bayık ve uykulu gözlerle annemin odasında sandalyenin üzerinde öylece oturuyorum. Karşımda kırık bir cam ve aydınlanmayı bekleyen sonsuz bir gökyüzüyle günlerdir hiç konuşmadan oturuyorum. Şok olmuşum, öğrendiklerimle baş edemiyorum, kalbim taşıyamayacağım kadar ağır ve etrafımda paramparça olmayan tek bir şey bile kalmadı, ne zaman oldu bunca şey hatırlamıyorum. Nasıl yaptım, nasıl bir nefret vardı içimde bilmiyorum ama güzel anılarımızla dolu olan bu ev artık tamamen bir harabeden ibaretti. Ne abimin odası kalmıştı, ne çatı katı nede annemin odası. Her şeyi elime aldığım baltayla parçalamıştım. Yanımda olmayan herkes için daha sert vuruyordum baltayla ve dağılıp giden her parça onları daha çok bitiriyordu içimde. Belki sevgilerine nankörlük edemezdim ama bırakın kendimi haklı çıkarmak için bahanelerin arkasına saklanayım. Bırakın nefret edeyim onlardan. Başka türlü susmaz içimin acısı. Biliyorum ki birini yok etmek için anısını yok etmen yeterliydi. Bende onların geride bıraktıklarını yok ettim.
Bütün gücüm bittiğinde eve gidip o sandalyeyi camın önüne çektim ve orda da kaldım. O kadar şişmiş ki gözlerim açık tutmak imkansız oldu iyice. Ellerimin arasına başımı sıkıştırıp önüme eğildim. Bir ses var evin içinde ve benimle konuşuyor durmadan, son zamanlarda o kadar sık ve bağırarak konuşuyordu ki dayanamıyorum. Ölmemi istiyor benden. Korkunç şeyler söylüyor sürekli ve bana çok yakın, hissediyorum onu, her an her saniye hissediyorum hemde.
Kendimi öldürmeye cesaretimin olmadığını sanıyordum! Korkuyorum sanıyordum. Hasta gibiyim, vücudumdaki her yer acı içinde, etrafımda sürekli hissettiğim bir şey var ve kendime zarar vermemi söylüyor durmadan. Onu duymamak için çığlıklar atıyorum çoğu zaman, bazen bir silüet gibi gözüküyor ama hemen kayboluyor, bazende saatlerce kahkaha atıyor. Hayır delirmedim, delirmediğime eminim ama biri vardı işte görmüyordum ama hissediyordum onu ve konuşuyordu benimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
AventuraKendiniz olmaktan vazgeçerseniz teslim olursunuz. Bütün yalanlarınız adı kader olur..