Multideki şarkıyı açıp okuyabilirsiniz^^
Keyifli okumalar♡Hayatım boyunca yüzlerce sokaktan geçtim.
Gün içerisinde bile defalarca hava almaya çıktığım kapı önü artık güven verir olmuştu bana. Kimi zaman boğuluyormuş gibi hissedip kan ter içinde uyandığım gece yarıları en büyük destekçimdi sokak kaldırımları. Yürürdüm öylece , yolun nereye vardığını bilmeden. Biraz olsun özgür kalmak ; herkesten ,her şeyden, gerçeklerimden kaçmak isterdim. Güneş batıp gece gökyüzünü sarıp sarmaladığında her birimizin içine çöken hüzün damlaları vardır ya hani, o damlalar sıra bana gelince bardaktan boşanırcasına serpiliyordu yüreğime. Ne yaparsam yapayım,ne düşünürsem düşüneyim kafamın içindekileri susturamıyordum.
Susmalarını istiyor muydum onu bile bilmiyorum. Kurduğum saçma senaryolardan kısa süreliğine de olsa kaçışımdı bu. Kaçışım ve tökezleyişim. Hayatım bundan ibaret işte. Kovalayanım olmadan kaçtım yaşantım boyunca,ardından minik çakıllara takılıp dizlerimi kanattım.Kendilerini "normal"diye adlandıran insanların umursamadan rahatça basıp geçtiği zeminler benim en ufak engellerim oldu. Her defasında meydan okudum,takılmadan geçeceğim dedim. Sonra bir baktım, asıl engel benmişim. Yıllarca yavaşlatıp durmuşum kendimi. Suçu hep başkalarında bulmuşum. Siz normaller gibi..Kendime gelmeye başladığımda, altımda hissettiğim yumuşak zeminle tekrardan uykunun kollarına bıraktım kendimi. Ne kadar süredir uyuyordum bilmiyorum. Şakaklarımda hissettiğim ağrıyla, güç olsa da araladım gözlerimi. Nerede olduğumu sorgulayan gözlerle etrafa bakınırken tanıdık duvarlara rastladım. Bir dakika bir dakika o benim posterim!
Nn..nasıl olur ? Sakin ol Ayza,sağlıklı düşün,nefes al ver. En son kendimi taksiden attım. Yol kenarında daldığımı hatırlıyorum. Ve .. yabancı eller. Evet,evet yabancı el ve tanıdık ses. En son oradaysam beni buraya kim getirdi? Bakışlarıyla içimi ürperten baştan aşağı o rengi giyen genç mi? Kesinlikle genç değildi. Yaşı küçük olsa bile ne kadar şey gördüğü,yaşadığı o kömür karası gözlerin ardında saklıydı. Ruhuna ihanet olurdu "genç" demek.Off sokağın ortasında düşüp bayılıyorum, uyandığımda yatağımda buluyorum kendimi ve henüz tanımadığım adamın ruhunu düşünüyordum. Daha saçması olamazdı.
Yavaşça doğrularak makyaj masama ilerledim. Bu masada makyaj yapmak dışında her şeyi düşünmüştüm..
Birkaç saatte nasıl bu kadar çökebildim aklım almıyordu. Temkinli adımlarla odamdan çıktım. Ses yoktu. Salona doğru ilerledim fakat boştu. Her kimse gitmişti. Bir yandan şakaklarımı ovalarken mutfağa girdim. Midem kazınmıştı. Sabah kahvaltı da yapmamıştım. Buzdolabını aralayacağım sırada pembe not kağıtlarımdan birini görmemle duraksadım. Muhtemelen bana bırakmıştı.
"Biran önce kendini toparla ve bu kadar dirençsiz olma. Yoksa yaralayanın çok olur.Bu iyiliğimi de yaz bir kenara,nilüfer çiçeği."'Allahın cezası nilüfer çiçekleri! Benden habersiz hayatımda bu denli yer kaplamanız neyin nesi!' Çığlıklarım evin içinde yankılanırken "Yazısı ne güzel kız.Vallahi evlenilir bununla" diyen iç sesime lanet okuyarak bu defa onunla çatışmaya girdim. Ne alaka yazısı güzelse?Hem ben evlenmeyeceğim bir kere.
"Evlilik cüzdanınıza ne de güzel imza atar kııız.Hemen kestirip atma bak kulak ver bana.Demedi deme sonra."
Ya sen iç sessin kendine gel be!
Sabır dilenircesine tavanla bakıştıktan hemen sonra sandviç yapıp salona geçtim. Kanallarda gezinirken en sevdiğim çizgi filme denk gelince yerimden sıçramamla popomun üstüne düşmem ve ağlanacak halime haykırırcasına gülmemden zaten bahsetmiyorum. Uygun kelimeyi siz bulursunuz.
Düşüşümün ardından kaç saat geçti bilmiyorum, bu sürede yarım kalan sandviçimi yedim, çizgi filmimi izledim ,biraz uyudum ve kendi kendime geliştirdiğim "evdeki eksikleri bul" oyunumu oynamaya başladım. Uzandığım yerden tüm salonu süzdüm ama bir eksiklik yoktu gibi.
Televizyon,ünite,yemek masası, annemin terlikleri ve..
NE!ANNEM?BABAM? Neredeyse 24 saattir görmüyordum. Yokluklarını nasıl fark edememiştim? Ben cidden iyi değildim ya.
"Bu yıl da "Yılın En Hayırsız Evladı" ödülümüz sayın Ayza Vera'ya gidiyooorr." Tebrikler!(alkış efekti)Her zamanki gibi boş yapan düşünce baloncuklarımı hayali bir hareketle gönderdim ve üst kata koştum. Tüm odalara baktım ama yok. Çıldıracağım nerede bunlar,diye düşünürken yatak odalarında gardıroba asılmış pembe kağıt görüş alanıma girdi. "YAHU BENİM NOT ALDIĞIM PEMBE KAĞITLARIMLA NE ALIP VEREMEDİĞİNİZ VAR?" TELEFON DİYE BİR ARAÇ VAR HANİ! diye bas bas bağırıyordum. Nota hızlıca göz gezdirdiğimde rahatladım. 8 saat sürecek bir ameliyata girecekleri ve hastanın başında bekleyeceklerinden bahsetmişti. Klasik tembihlemeleri unutmamış saçmalamayın. Kocaman "KAPIYI KİLİTLE PENCERELERİ KAPAT YATARKEN ÜZERİNİ ÖRT VE IŞIKLARI AÇIK BIRAK.EVDE TEK OLDUĞUNU BİLMESİNLER." dipnotundan bahsetmeme gerek bile yok.
Dediklerini yaptım,kapıyı pencereyi kontrol ettim ve telefonumu alarak yatağıma geçtim. Annem ve babam özel bir hastanede genel cerrahlık yapıyordu.Gece gelmedikleri çok zaman olmuştu bu yüzden alışmıştım geceyi tek geçirmeye. Kulaklığımı almak için komidine uzandığımda elime gelen kağıttan başka bir şey değildi.Yine annemin tembih notudur diye düşündüm kısaca göz gezdirdim ama annemin yazısı değildi ve yazılanlar donup kalmama sebep oldu.
Yine, kendime iyi bakmamla ilgili zırvalıklar vardı. Ama asıl sorun bu değil,yazının yabancı bir el yazısı olması ve silik yazılan cümleydi :
"Mavinin gölgesi peşini bırakmayacak ay yüzlü kız:)"
Vee bittii. Bölüm hakkında genel düşüncelerinizi buraya alayım.
Ayza'yı evine kadar getiren kim olabilir ve adresini nasıl biliyordu?
Kötü kokular alıyor musunuz?Ortalık kızışacak mı sizce?
Bu "mavi"muhabbeti ne olabilir?Ayza neden ismini dahi anamıyor ?
Vee son kısım,yabancı el yazısı ve yine mavi muhabbeti. Düşüncelerinizi çok merak ediyorum.
Desteğinizi esirgemeyin.Birlikte yükseltelim bu hikayeyi. 233 okunma ve 61 oy verilmiş çok teşekkür ederim. Yakınlarınıza,çevrenize önerebildiğiniz kadar önerirseniz çok güzel şeyler başaracağımızdan şüpheniz olmasın. Sizi seviyorum.Görüşmek üzere🌻🌞
Bana ulaşabileceğiniz Instagram hesaplarım:
@nisaasrr ve @olumefisildayanadampage
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tüm Acılarıma İthafen•
Fiksi RemajaYaşadığın her anın kıymeti vardır derler.Bu kıymetli anları ölümsüzleştirmek oldukça basittir değil mi? "Yalnızca bir fotoğraf karesidir" akla ilk gelen. Neden gerçekten "ölümsüzleştirmeyi"denemiyoruz? Bu,benim çırpındıkça daha da dibe batışımın hi...