7. Bölüm.

66.2K 2.4K 186
                                    


          Genç kız akşam yaşadığı acımasızlığın etkisi ile sabaha kadar uyumamıştı. Bir taraftan kasıklarında ki ağrı, bir taraftan ise kocası olan adamın hem fiziki ,hem de ruhsal olarak verdiği çöküntüyü yaşıyordu.

Nasıl bir insan evladı bu kadar acımasız ve gaddar olabilirdi? Ettiği hakaretlerin yanında vücuduna verdiği hasar önemsiz kalıyordu.

Tan yeri ağarmış ve sabah güneşi kendisini göstermişti ama Berfe yataktan kalkacak gücü bir türlü bulamamıştı.

Kapının çalınması ile kendini toparlamaya çalışan kız, yataktan kalkacak gücü yine bulamamıştı.
Gözleri sabaha kadar ağlamaktan kan çanağına dönmüş ve şişmişti.

Kapının aralanması ile başını hafif kaldırdı ve kapının aralığından bakan kayın validesini gördü.
Bitkin hali ile yerinden kalkma çabasına girdi.

Sultan hanım ise adet gereği , yeni gelinin çarşafını almak için gelmişti. Kapıyı çalmasına rağmen ses gelmeyince meraklanmıştı. Oğlunun evde olmadığını biliyordu çünkü arabası yerinde yoktu , bu da Berfenin yanlız olduğunu gösteriyordu.

Başını odaya doğru uzattığında yatakta yüzü gözü şişmiş kızı görmeyi beklemiyordu. Sultan hanım karşısında gördüğü manzara karşısında aynı anda hem üzüntü , hem de oğluna karşı büyük bir kızgınlık duydu. Ne yapmıştı da bu kız bu hale gelmişti.

Hemen yataktan kalkma çabasında olan Berfe nin yanına gitti.

" Kalkma buke ! Yat kızım..."

Yatağa yatırdığı kızın saçlarını şevkatle okşamaya başladığında , gelininin ağladığını fark etti.

" Ağlama buke ! Ben gidip Delal'ı çağarayım . O sana yardım etsin."

Sultan hanım odadan acele ile çıkarken, Berfe de yatakta çıplak olduğunu fark etti ve yavaşça kalkıp üzerine sabahlığını giydi.

O sırada Sultan hanım'ın telaşını gören Yelda nın içini merak sarmıştı. Teyzesinin Delal ile fısıldaştığını gördüğünde iki kadının bir şeyler çevirdiğini anladı. Delal ile konuşan teyzesine dönüp,

" Hayırdır teyze , Mardin güzeli gelinin ortada yok.."

Sultan hanım yeğenine sert bir bakış fırlattı. Küçükken bu kızı çok seviyordu ama büyüdükçe yaptığı fesatlıklar ve kendini bilmez hareketler yüzünden , bu kıza karşı sevginin zerresi kalmamıştı kadın da.

Kız kardeşi ile de anlaşamazdı Sultan hanım. Kardeşi kızını da kendisi gibi yetiştirmişti. Ana kızın tek düşündükleri para ve onun gücü idi. Bazen kardeşini evine aldığı için pişlanlık duyuyordu.

Şükür ki oğlu yeğenine kardeş gözü ile bakmıştı. Yoksa bu kızı gelini olarak düşünemiyordu.
Bir de yukarda yatan gelinini düşündü. Yüzünden ve hareketlerinden , kalbinin güzelliği belli oluyordu. Bir an Allaha şükür etti. Sonra da oğluna akıl vermesi için dua ettikten sonra yüzünden fesatlık akan yeğenine ,

" Çok mu merak ettin Yelda ! Çok merak iyi değildir , sen işine bak ."

Yelda teyzesinin sözüne bozulsa da belli etmedi.

" Kahvaltıya gelmeyecek mi küçük hanım ?"

" Hayır gelmeyecek. Kocası çok yorgun olduğu için odasın da dinlenmesini istemiş. İki güzel gelinim birlikte kahvaltı yapacak."

Yelda duydukları ile kıskançlıktan dişlerini sıkarken araya annesi girdi.

" Çarşaf ne oldu abla ? Hiç birimiz görmedik.."

BERFE LORİN ( Töre ) Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin