32. Bölüm.

53K 1.8K 112
                                    


           
                         İnsanı hayata bağlayan tek şey umuttur. Eğer bir insanın elinden umutları alınırsa, o insanın yaşama isteği de elinden alınmış olur. Aynı Miran da olduğu gibi.

  O an , karısının ve oğlunun, onu terk ettiğini duyduktan sonra, genç adam hayat ile olan bütün bağlarının koptuğunu hissetmişti. Onun, bundan sonraki yaşamında, tek hayali vardı. Oğlu ve aşık olduğu kadın ile ömrünü geçirmek. Yani evli , mutlu ve çocuklu. Ama bu güne kadar, yaptığı hatalar silsilesi sayesinde , tüm hayalleri yerle bir olmuştu.

   Kıvanç'ın sözlerinden sonra, genç adam üzüntü ile dizlerinin üzerine çöktü. Ayakta duracak takati kalmamıştı. Bütün vücudu istemsizce titriyordu Miran'ın. Genç adam başı eğmiş ve gözlerinden sicim gibi yaşlar akmaya başlamıştı. Miran yıkılmıştı. Ölmeden cehenneme gitmek bu olmalıydı.
Bu zamana kadar ,acılar çektirdiği kadın istemeden de olsa, şimdi ona daha büyük acılar yaşatıyordu. Genç adam karısı ve oğlu olmadan nefes dahi alamıyordu. Geçen iki ay içinde, karısının gönlünü kazanamamış olsa da, sürekli onlar ile birlikte olmuştu ve aile olmanın mutluluğunu yaşamıştı. Hayatında hiç bir zaman bu kadar aidiyet duygusu yaşamamıştı genç adam. Onlar, Miran'ın olmazsa olmazı idi ve genç adam kıskançlığı yüzünden , sevdikleri ile arasında ki bütün köprüleri yıkmıştı. Eğer o gece karısını bu kadar kıskanmasaydı ve oto kontrolünü sağlasaydı , bunların hiç biri başına gelmeyecekti.
Vildan'ın oyununa da gelmeyecek ve Lorin ile hala evli olacaktı.

  Kıvanç , karşısında dizlerinin üzerine çökmüş , bitmiş bir şekilde oturan adamın , Miran olduğuna inanamıyordu. Tanıdığı ,sert , dağ gibi güçlü ve yıkılmaz adam bu değildi. Bir süre sessiz kaldıktan sonra, güç vermek ister gibi Miran'ın omzunu tuttu ve sıktı.

" Hadi kalk dostum.. Kalkta, içeride konuşalım.."

Miran , Kıvanç'ın yüzüne bakmadan , hafifçe başını salladı ve içeri giren Kıvanç'ı arkasından takip etti. Salona geçip oturduktan sonra, Kıvanç, karşısında başı öne doğru eğik , omuzları çökmüş olan adamı , uzun bir süre süzdü. Sonra yumuşak bir ses ile,

" Lorin'i bu kadar çok mu seviyorsun ?"

Miran sessizce başı ile onayladı.
Kıvanç , dün ve bu gün yaşanılanları bir türlü beyninde bir yere yerleştiremiyordu. Yap boz da eksik olan parçayı bir türlü bulamıyordu. Bu adam, dün Lorin'i boşamış ve eski nişanlısı ile, gazetecilere  gayet samimi pozlar vermişti. Şimdi ise, karşısında oturan adamın bunların hiç birini yaptığına inanamıyordu. Bu adamın, çift kişilikli olduğunu düşünmeye başlamıştı genç adam.

" Peki bu kadar seviyorsan , gazetede ki haberler nedir ? Hem karısını bu kadar seven adam, karısını boşar mı Miran ?"

Miran inler gibi konuştu.

" Kıskançlık !!"

" Ne alakası var kıskançlıkla ?"

" Sen ulaşmak için çırpındığın karının ,etrafında pervane olmuş, kur yapan onlarca şerefsiz herif görsen ve karına karışma gibi bir şansın olmasa , ne yaparsın Kıvanç !!  Herkesin içinde karını sahiplenememek, o benim karım diyememek  ve bir yabancı gibi dışarıdan izlemek nasıl bir duygu , biliyor musun ?"

" Sen de bunun için mi , karını boşayıp, eski nişanlına döndün ?"

Kıvanç'ın sözlerinden sonra, Miran'ın kaşları çatıldı. Sanki  gözlerinden ateşler fışkırıyordu. Kıvanç'a doğru eğildi. Dışlerinin arasından tısladı.

" Sen beni ne sanıyorsun ?"

Yumruklarını sıktı ve sakin olmak için , derin nefesler alıp verdi.

BERFE LORİN ( Töre ) Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin