23. Bölüm

2.3K 110 13
                                    

Zümrütten

Saat epey geç olmuştu yola koyulmuştuk çok mutluydum Emirhan araba sürerken yine her zaman ki gibi çok yakışıklıydı onu inceledim bana gülümseyip elimi tuttu konağa varmıştık herkes yatmıştı bizde odamiza gectik hemen emirhan hemen uzerini değiştirip yattı ben makyajımı temizleyene kadar uyumuştu bende sıcağına kıvrılıp yattım
Sabah olunca ilk uyanan Meryem olmuştu bu eve bu odaya birinin sıcağıyla uyumaya hala alışamamıştı yatakta oturur pozisyona geldi sağ tarafına dönüp kocasına baktı kocası sol kolunu yastığının altına almış uyuyordu Meryem saatin kaç olduğunu merak etti telefonu yoktu aslında bekarken vardı ama evlenirken annesi kocan isterse sana bir tane alır belki kullanmanı istemez demişti bu yüzden Meryem telefonunu bırakmıştı arkadaşı reyhanı çok özlemişti her sabah mesajlaşırlardı onu bi daha görüp göremeyeceğini merak etti o sırada kocası kıpırdanmaya başladı
"Saat kaç "
"Bilmiyorum telefonum yok odada saatte yok "
Mirza oturur vaziyete gelip kendi komedini üzerinde duran  telefonuna baktı saat daha yediydi dili damağı kurumuştu meryeme birşey söylemeden odadan çıkıp mutfağa su içmeye indi suyunu içmiş odasına  çıkarken rojda hanımla karşılaştı umursamadan gidecekken
"Kuremin (oğlum) "
Beyninden vurulmuşa döndü şu son zamanlarda sinirleri zaten yeterince tepesindeydi hayatı yeterince zordu şimdi kalkmış birde bu kadın ona oğlum diyordu ya sabır çekerek döndü
"Benim anam öleli yıllar oldu rojda xanim"
"Senden bir büyüğün olarak beni dinlemeni istiyorum oğlum geç otur "
Mirza yaşlı kadının isteğini yerine getirmişti çünkü artık eski mirza yoktu mirza öfkeli olduğu kadar yorgundu da bahçedeki çardağa geçip oturdular
"Mirza sende benim evladımsın seni hiçbirinden ayırmam sen günahsızsın bunu bilirim kimse kuma çocuğu olmak istemez kimse kardeşi kaçsın istemez kimse berdelle evlenmek istemez öfkeni anlıyorum yavrum fakat Meryem artık bana emanettir anası bana emanet etti sizi biliriz sever sayarız meryemim sana emanettir gözün gibi bak kızın bil dedi ben şimdi nasıl susayım oğlum nasıl karışmayayım meryeme ne zaman sorsam iyiyim diyor melek gibi maşAllah inşAllah aranız iyidir  dövüyo musun  kiziyor musun bilmiyorum ama eğer öyleyse kimseden korkun yoksa Allahtan kork yavrum o kızın zerre günahı yok oda senin gibi sen biliyor muydun kardeşinin kaçacağını? Oda bilmiyordu ona hayat daha zor sen evlendin yine evinde yurdundasın o kız anasından atasından evinden yurdundan koptu geldi soyadını bıraktı genç kızlığını bıraktı yabancı bi eve geldi tanımadığı bizlere ana baba diyor hiç tanımadığı bir adam 1 gece de kocası oldu ona daha zor oğlum ona senden daha zor yine de ses etmiyor maşAllah uysal gel bu evliliği ne Meryeme ne kendine zehir etme oğlum Allah yazmış sizi buna ne çare alın yazınız buymuş Allah kaderinize birbirinizi yazmış ne kadar dövsen sövsen fayda yok hem kıza eziyet hem kendine eziyet hemde büyük günah oğlum beni annenin yerine koy demiyorum ama beni de bi annen gör yavrum kötülüğünü istemem valla bu çatı hepimizin yuvası bu çatının altındaki bütün yavrular benim yavrularım Demirxan,bedirxan,emirxan neyse sende osun benim için bunu bil oğlum"
Yaşlı kadın mirzanın omzuna dokunarak ağır ağır yürüdü mirza bu konuşmadan çok etkilenmişti hak veriyordu rojda hanıma lakin annesinin sesi bir türlü gitmiyordu kulaklarından üstüne birde kardeşinin kaçması zor geliyordu acısını nereden çıkaracağını bilemiyor nasıl davranması gerektiğini kestiremiyordu.
Kadim bey rahatsızdı kahvaltıya inmedi rojda hanım odasına çıkarttı evin oğulları gelinleri mutlu mutlu kahvaltı ediyorlardı berhiv kendini yine fazlalık gibi hissediyordu Demirhan
"Oğlanların sünnetini halletsek artık ikisinin ki bi çıksa aradan mis gibi bide sünnet düğünü yaparız nası olur "
Masa da ki herkesin fikri sorulmuştu fakat Bedirhan ve Emirhan daha heyecanlı cevaplamışlardi
Bedirhan
"Bizi de bekle abi bizim oğlanlarınkiyle beraber hallederiz"
Herkes gülerken zümrüt ve Mihribanın suratı asılmıştı daha cinsiyetleri belli değilken böyle konuşulmasından hoşlanmamış yine de ses etmemişlerdi mirza ve Meryem olaya çok fransız kalıyor öylece kahvaltı ediyorlardı.
Kahvaltı faslı bitmiş herkes kocasını işe uğurluyordu mirza daha yeni evlendiği için bugün işe gitmeyecekti Meryem kocasının peşinden odaya çıkmıştı odasında düzeni sağlaması gerekiyordu eşyalarını kendi istediği gibi dizecekti.
Zümrüt
"Meryemi çok merak ediyorum başına ne iş geldi de inmiyor aşağı kızı öldürmüş falan olmasın "
Berfu"yok artık zümrüt mirzayı tanımıyorsun evet çok öfkeli ama Meryemi öldürmez ben onu birazcık tanıdıysam o jindayla kocasını öldürme peşinde bence"
Mihriban sohbete katılmıyordu canı sıkkındı çünkü kahvaltı da Bedirhanın öyle söylemesine üzülmüştü ya kızı olursa sevmeyecek mi acaba diye düşündü kendi kendine vesvese verip yeise (umutsuzluk) kapılıyordu oğlan doğuramamaktan çok korkuyordu çünkü eğer oğlan olursa berhivin gitme ihtimali çok yüksekti cinsiyeti ne olursa olsun yavrusunu çok sevecekti çünkü onun küçük mucizesiy lakin oğlan olursa elindeki koz büyürdü.
"Mihriban iyi misin ? "
"Iyiyim zümrüt dalmışım biraz kusura bakmayın"
"Doğumdan mi korkuyorsun korkma sakın bak ben 2 tane doğurdum dünyanın en güzel duygusu"
"Biraz korkuyorum ama anne olacağım ya sonunda çok şükür daha gerisi önemli değil "
3elti birbirlerine gülümseyip sohbete devam etti.

Mirza dizüstü bilgisayarında birşeyler kurcalarken Meryem derin derin düşünüyordu mirzanın onunla hiç konuşmaması onu yok sayması canını sıkıyordu  ne olacaktı böyle ? Nasıl olacaktı ? Bi gelecekleri var mıydı bu adamla ? Mutlu olabilecek miydi ?  Anne olabilecek miydi ? bu adam artık onun kocasıydı ona karılık etmek saygı göstermek zorundaydı dinimizde de böyleydi Saliha bir kadın olmak istiyorsa eşine sevgide saygıda kusur etmemesi gönlünü hoş tutması gerekirdi belki mirza zamanla düzelirdi aslında mirzayada hak veriyordu bir ağabey olarak namusu 2 paralık edilmişti zoruna gidiyor olabilirdi ama acısını benden mi çıkarması gerekiyor diye düşündü Meryem ona niye küsüyordu ki sanki ailesini çok özlemişti 2 gündür neredeyse kimseyle konuşmamıştı çok yalnız hissetti kendini nasıl alışacaktı bunları düşünürken gözlerinden akan yaşların farkında bile değildi taki mirza tepesine dikilene kadar
"Niye ağlıyorsun ? Birşey mi oldu ? "
Meryem şaşırdı onunla konuşmasına
"Benimle konuşman için ağlamam mı  gerekiyordu "
"Ne saçmalıyorsun ? "
"Sen anlamazsın ki "
"Meryemmmm! "
Genç kadın kendini bi değişik hissetti mirza ilk defa ona adıyla seslenmişti
"Kötü birşey demedim sen anlamazsın sen beni nerden anlayacaksın ki ailenden mi kopardılar seni ? Hemde suçun günahın yokken hiç bilmediğin bi adamın karısı mi oldun ? Yabancıların içine mi attılar seni sen nerden bileceksin nasıl bi hayat yaşadığımı hiç tanımadığım bi adam kocam oluyor  Sen beni nerden anlayacaksın hiç bedel ödedin mi hemde başkasının bedelini!!"
Mirza dinledikten sonra genç kadına hak vermiş yüreği yanmıştı
"Benim hakkımda ne biliyorsun ki sen ailenden kopup geldiğine üzülüyorsun en azından bi ailen vardı benim hiç bi ailem olmadı annem kumaydı ben bi kuma çocuğuydum annem sürekli bizi ayırt ettiklerini itip katkılarını söyler sürekli babamdan ve kardeşlerimden nefret etmemi sağlardı abilerimin annesi onların başını okşarken benim annem beni kinle nefretle büyütürdü sevgi neydi hiç bilmedim babamı annemi hiç sevemedim abilerimi hiç sevemedim bitek bitek o namussuzu sevmiştim bacım demiştim gözbebeğimdi bir dediğini iki etmedim oda bana ihanet etti bitek sen mi acı çektin ha üzerime varma Meryem öfkeme dur diyemezsem daha çok çekeceğin var sus ve otur canımı sıkma !"
Meryem duyduklarına üzülmüştü aslında herkesin hayatında acı çektiği bi bölüm vardı kimi çocukluğunda kimi gençliğinde kimi yaşlılığında çekiyordu daha fazla konuşamadı Meryem sindi yatağın içine usulca akıttı gözyaşlarını yaşadığı herşeye !
Bugünlerine ağladı önce sonra mirzanın geçmişine ve geleceklerine ağladı en çok bir meçhule!

Akşam yemeği sonrası terasta çay içiliyordu bedirhan mihribanın şiş karnını gördükçe mutlu oluyordu berfu küçük oğlunun ağlamasıyla ayaklanınca Demirhan da peşinden gitti
Zümrütün hafif bi sancısı vardı fakat kimseyi telaşlandırmak istemiyordu
"Bana acayip bi uyku çöktü"
diye tatlı bi yalan söyleyerek kalkmıştı
Mihriban Emirhan da kalksa da rahat rahat konuşsam diye düşünüyordu Emirhan pek kalkmaya niyetli gibi görünmüyordu Mihriban daha fazla bekleyemedi hamileliğin verdiği yorgunlukla uykusu gelmişti oda kalktı yattı
Emirhan ve Bedirhan beraber sohbet edip kaçak çaylarını yudumluyorlardı
"Abi mirzayı hiç gördün mü ? "
"Yok görmedim aklımı kurcalıyor ama kızı da hiç görmedim dövdü mü naptı bilmiyorum ki "
"Nereye kadar böyle devam eder abi alıp karşımıza konuşsak belki dinler "
" mirza ? Mirza mi dinleyecek sanki tanımıyorsun oğlum o bildiğinden şaşmaz benim korkum jindaya birşey yapması affedemiyor onu gözlerinden belli ateş çıkıyor "
"Bozdere aşireti de sahip çıksın o zaman gelinlerine biz kardeşimizi onlara emanet ettik koskoca aşiret sahip çıkamıyorsa evlerine daha ben ne deyim"
Dertli dertli düşünüp sohbet etmişlerdi sonra gidip yatmışlardı herkes uyumuştu

Evet canlarım bölüm uzun zaman sonra geldi evet biraz ara verdim ilham perilerim gitti şimdi bi geldiler 1 saatte yazdım bölümü hemen şimdi yayımlayacağım lütfen yorum ve votelerini eksik etmeyin hepinizin tek tek yorumlarını okumak çok hoşuma gidiyor bu hikaye hepimizin lütfen vote verin hikayem okundukça ve begenildikce yazma isteğim çoğalıyor yeni bölüm için pamuk eller ☆ yıldıza 🤗 sizleri seviyorum canım okurlarım sizce nasıl bölümdü en beğendiğiniz kısım hangisiydi lütfen yoruma yazın hangi sahneler daha çok olsun hangi sahneler çok olmasın kalbinizden geçenler nedir bana iletin lütfen keyifli okumalar ♡

Dermane Dilemin ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin