Tren yolculuğu düşündüğümden daha kısa sürdü. Aslında kısa sürmesi doğaldı çünkü diğer haraçlar mıntıkalardan gelirken biz doğrudan Başkent'ten yola çıkmıştık. Tren yavaşlamaya başladığında camdan dışarı baktım ve bir sürü insanın bağırarak bizi izlemesini bekledim. Dışarıda bizi bekleyen kimse olmadığını görünce anlık bir şaşkınlık yaşasam da "Bu onca yıldır izlediğim hiçbir oyuna benzemeyecek" diye düşünmeden de edemedim. Peeta'nın "Geldik." demesiyle Aaron'a bir bakış attım. Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da korkuyordu. Aaron ona baktığımı farkedince bana döndü ve gülümsemeye çalışarak "Hadi gidelim o zaman." dedi. Peeta'nın önderliğinde trenden indik ve o lanet binaya girdik. Peeta bize dönüp "Şimdi stilistlerinizin yanına gideceksiniz, tören var." dedi ardından da ekledi "Gerçi siz zaten biliyorsunuzdur ama..." Peeta'nın bunu demesiyle içim burkuldu. Peeta haklıydı. Bu buraya ilk gelişim değildi. Dedem beni neredeyse her yıl küçüklüğümden beri buraya getirir ve ondan sonra yerine benim geçeceğimi ve bu konuda bana güvendiğini söyler dururdu. Bana tek tek haraçları gösterir ve her ne kadar zalimce görünse de Açlık Oyunları'nın düzenlenmesindeki önemini anlatırdı. Belki de şuan burada olmayı gerçekten hakediyordum.
Ben bunları düşünürken stilistlerimiz bizi almaya geldi. Aaron'a sarılarak "Törende görüşürüz." dedim. O da aynı şekilde bana karşılık verdi ve ayrıldık. Stilistim: "Merhaba ben Stephen ama burada herkes bana Steve der tanıştığımıza memnun oldum. Ayrıca bildiğin gibi normalde stilistler haraçları en son karşılar ama bu senenin diğer senelere benzeyeceğini kim söyledi?" bunu dedikten sonra histerik bir gülüş attı. İçimden "Bu adamlar çatlak." diye düşünmeden duramadım. Bunu düşündükten sonra içimdeki ses güçlendi "İyi bir izlenim bırakmalısın." Ben de adamla birlikte kahkaha attım ve "Ben de tanıştığımıza memnun oldum bu arada makyajınıza da bayıldım." diye iltifat ettim. Bu iltifatım Steve'in düşündüğümden de çok hoşuna gitmişti. Teşekkür edip yol boyunca makyajını yapma sürecinden bahsetti. Tek kelimesini bile dinlemedim sadece aralarda başımı sallayıp ilgileniyormuşum gibi yaptım.
Nihayet gideceğimiz odaya vardığımızda. Tıpkı annem gibi saçma saçma giyinen 2 kadın ve Steve gibi parıltılı makyaj yapmış bir adam beni karşıladı. Hepsiyle tek tek tanıştım ve "tatlı kız" rolümden çıkmamaya özen gösterdim. Kadınlardan biri yanıma geldi ve "Bu sene oyunlar Başkent'teki haraçlarla yapılacağı için sizin üzerinizde çok daha az çalışmamız gerekecek tatlım hiç merak etme." dedi. Ardından soyunmamı istediler. Tereddüt ettiğimi görünce de Steve: "Sorun yok, bizden utanman gerekmiyor." diyip göz kırptı. Bu adamdan gerçekten nefret ediyordum. Sinir olduğumu belli etmemeye çalışarak kıyafetlerimi çıkardım ve beni incelemelerine izin verdim. Vücudumda hiçbir problem olmadığına karar verdiklerinde bana bir bornoz giydirdiler ve saçlarımı ve tırnaklarımı yapmaya başladılar. O sırada Steve odaya dalarak elindeki kartta yazanları okumaya başladı: "76. ve son Açlık Oyunları'nın şerefine haraçlarımız bir önceki haraçların hissettiklerini anlayabilmeleri için bir önceki sene giyilen kıyafetleri giyeceklerdir." Bu habere benim dışımda bütün ekibim sevinmişti benim ise tek düşünebildiğim: "Bizden intikam istiyorlar, ve istediklerini alacaklar." oldu. Steve yüzümün düştüğünü farketmiş olacak ki "Bir sorun mu var tatlım?" dedi. Hemen kendimi toparladım ve "Hayır hayır bence bu çok güzel bir haber peki Aaron'la bana kaçıncı mıntıka kıyafetlerini veriyorlar?" diye sordum. Steve: "Kıyafetler birazdan burada olur daha ben de bilmiyorum ama çok heyecanlıyım, şanslıysanız belki 2. ya da 4. mıntıkayı alabilirsiniz..." Steve durmadan konuşmaya devam etti ama konuşmasının geri kalanını dinlemedim. Bir kaç dakika sonra Steve'e kulaklığından bir mesaj geldi ve son ses bağırarak "KIYAFETLER GELDİ!" dedi ve kapıya koştu. Bu adamdan gerçekten nefret ediyordum.
Steve deminki heyecanından eser kalmamış bir şekilde içeri siyah bir elbiseyle girdi. Başta elbisenin ne olduğunu anlayamayarak boş boş bakındım ama sonrasında aklıma dank etti. Gülme krizine girmemek için kendimi çok zor tuttum. Tabiki Katniss'in elbisesini alacaktım, ellerinde intikam almak için tek bir şansları vardı ve bunu sonuna kadar kullanmak istiyorlardı.
~star
ŞİMDİ OKUDUĞUN
76. Açlık Oyunları
FanfictionAnneme göre bu yaptıkları zalimlikti, ben ise bunu hakettiğimizi düşünüyordum. 75 yıl boyunca her yıl 23 haracı arenamızda katletmiştik. Ailelerinin gözleri önünde, tüm sevdikleri onları izlerken hem de. 76. Oyunlarda ise her şey değişecekti. Adalet...