•6•

189 22 5
                                    

Sabah Steve'in odama dalıp "Hadi kalk artık bugün büyük gün." diye bağırmasıyla uyandım. Önce anlam veremesem de sonra hatırladım. Röportaj için hazırlanmalıydım. Beni ilk gün törende hazırlayan Steve'in yardımcıları da odaya daldı. "Röportaja daha saatler yok mu?" diye sorduğumda Steve: "Evet, çok kısa bir zaman o yüzden hemen hazırlamalısın." dedi. Beni tamamen yanlış anlamıştı, zamanın uzun değil kısa olduğunu söylediğimi sanmıştı. İçimden "Klasik Steve işte." diyerek boş verdim. Steve'in yardımcılarından Poppy tırnaklarımı yapmaya başlamıştı bile, diğer ikisi ise saçımı yapıyorlardı. Steve'e bakıp "Ne giyeceğim?" diye sordum. Steve: "Hemen getiriyorum." diyerek odadan çıktı ve poşete sarılmış altın simli bir elbiseyle geldi. Elbisenin belirgin bir göğüs dekoltesi vardı ve boyu da çok uzun sayılmazdı ama aşırı kısa da değildi. Bel kısmında elbiseyi kemer gibi saran abartılı taşlar dışında gayet sadeydi. Kendime itiraf edemesem de aslında elbiseyi beğenmiştim. Steve'e "Çok güzel." demekle yetindim.

Bir kaç saat geçtikten sonra Steve'in haklı olduğuna karar kıldım. Orada hareket etmeden oturmaktan aşırı sıkılmıştım ve daha hala işleri bitmemişti. Steve nihayet "Tamam artık ayağa kalkabilirsin." diyince rahatladım. Dışardan getirdiği boy aynasını bana tuttu. Kahverengi saçlarım dalgalar halinde omzuma düşüyordu ve arka tarafında minik bir örgü vardı. Yüzüme ise onlardan beklemediğim şekilde çok fazla makyaj yapmamışlardı. Birbiriyle uyumlu far ve simli ruj sürmüşlerdi. Bir de makyajla çok ilgilenmediğim için adını bike hatırlamadığım bir kaç şey...

Steve elbiseyi poşetten çıkarıp giyinmeme yardımcı oldu. Bir 15dk da o elbiseye sığmaya uğraştım. İşleri bittiğinde bana yaptıklarından memnun bir şekilde baktılar ve "Hadi artık sahne arkasına gidelim." dediler.

Vardığımızda herkesin orada tıpkı benim gibi elbiselerle durduğunu gördüm. Gözlerim Aaron'u aradı. Banklardan birinde oturup Drex ile konuşuyordu. Yanlarına gittim. Drex beni görünce "Çok güzel olmuşsun." dedi. "Teşekkürler." diyip yanlarına oturdum. Bir an için Aaron'un Drex'e üzgün bir şekilde baktığını sandım ama yanılıyor olabilirdim. Peeta uzaktan bizi görüp yanımıza geldi ve "Sahnedeyken ne yaparsanız yapın kendiniz olun, sponsor istiyorsanız sahte bir izlenim bırakmamanız gerekiyor. Tabi ben iyi rol yaparım diyorsanız o başka." bunu dedikten sonra gülümsedi. Peeta'ya tavsiyesi için teşekkür ettik ve yanımızdan ayrılıp Katniss'in yanına geri gitti.

Yavaş yavaş isimler okunmaya başlandığında panik yapmaya başladım. Sahnede ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu ve zaman hızla ilerliyordu. Irene denen kızın çıkıp oyunları kazanacağına dair inancını dile getirmesini izledim. Daha sonra Bryce çıktı ve saçma esprileriyle seyircileri hem güldürdü hem de alkış topladı. Drew ve Perla ise hiçbir şeyi takmıyormuş gibi davranmayı tercih etti.

Onlardan hemen sonra Drex'in ismi okundu ve bize son bir kez el sallayarak sahneye çıktı.
Johanna "Puanlamalarda 11/12 aldığını gördük. Oyunları kazanabileceğini düşünüyor musun?" diye sordu. Drex de: "Oyunlar sadece bilgi ve güce dayalı olsaydı tabii ki kazanacağımı biliyorum. Ama ayrıca doğru kişilere güvenmek ve şansımın yaver gitmesi de gerekiyor." dedi ve bana ve Aaron'a dönüp gülümsedi ve ekledi: "Ama doğru kişilere güvendiğimi biliyorum." dedi ve insanlardan büyük bir alkış koptu.

Birkaç sorudan sonra sıradaki kişiyi okudu. Sıra Aaron'a gelmişti şimdi. Aaron'a şans diledim ve Johanna'nın yanına gitti. Aaron'dan sonra sıra bendeydi. Johanna sordu: "Kimlerle müttefik olmayı planlıyorsun?" Aaron da: "Onlar da kabul ederse şuanlık Penelope, Rebecca ve Drexel." dedi. Johanna: "Güzel seçim! Penelope'un size gerçekten yardımcı olacağına inanıyor musun yoksa sadece kardeşin olduğu için mi? Bunu Drexel ve Rebecca kabul eder mi?" dedi. Aaron'un bir saniyelik afallayışını gördüm: "Penelope çok akıllı bir kız. Tabii ki yardımcı olacak." dedi ve diğer soruyu cevaplamadı. Johanna daha sonra biraz daha basit sorular sordu.
Sıra bana geldi. Endişe ve heyecan içinde Johanna'nın yanına gittim. Johanna: "Önce biraz basit başlayalım: Evde en çok kimi özlüyorsun?" dedi. Bu soru bile bana basit gelmemişti. Çünkü 'annem' demek istiyordum ama insanların, annemi sevmediğini biliyordum. Ama annemi de üzmek istemiyordum. Yine de: "Şuanlık aklıma biri gelmiyor." dedim çekingence. Bazıları ıslık çaldı, insanlar sanki bunu onaylamıştı. Daha sonra Johanna: "Anneni bile özlemiyor musun?" dedi. Sinirlenmeye başlamıştım. Benim sponsor almamı engellemeye çalışıyor gibiydi. Hafif sinirli bir şekilde: "Annemi tabii ki özlüyorum ama dedemle yaptığı bazı şeyler hoşuma gitmiyor ve şu zamanlarda pek anlaşamıyoruz." dedim. Johanna: "Anladım." dedi ve sonraki soruya geçti. Birkaç tane bu tarz sorlayıcı soru sordu ve son soruya geldi. Şimdi çok zor bir şey geleceğini biliyordum. "Oyunlar'a birkaç arkadaşın da giriyor. Kimin kazanması için en çok uğraşacaksın, daha doğrusu en çok kimin kazanması amacın olacak? Kendin mi, Aaron mı, Penelope mu, Drexel mı?" dedi. İşte bu soru sinirlerimi zıplattı. "Son iki senedir Oyunlar'ı olması gerektiği gibi 1 kişi kazanmadığına göre bu sene de bir istisna yapıp 4 kişi kazanabiliriz bence. Neden olmasın?" dedim ve iddialı bir şekilde gülümsedim. Johanna da sorusu ona geri tepmiş gibi sahte sahte gülümsedi. Birden bir alkış başladı. Gözlerim yanlış görmüyorsa bu alkışı Katniss başlatmıştı! Yaklaşık 2 dakika alkışlandıktan sonra gülümseyip sahneden indim. Aaron bana seslendi: "Sahnede çok iyiydin Becca!" dedi. Gülümsedim: "Teşekkürler." Her zamanki gibi çok tatlıydı.

Yarın Oyunlar vardı ve yakında ölüm tehlikemiz başlıyordu.
~sky ve star

76. Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin