Öyle uzunca konuştu ki Dilaya cevap vermem uzun sürdü.
"Haklısın."diyerek konuyu kapattım.Şüphelendiğimin farkına çoktan varmıştı,belli etmemekte de güçlük çekmiyordu.Sanki kaçmak fikri aklına gelmemiş havası vermeye ve öyle birşey yapmayacağını da bana inandırmaya surat ifadesiyle anlatıyordu.Sana gelince,belki haklısındır.Onu ilk gördüğümde yaşadığım duygunun ne olduğunu bilmediğimden böyleyimdir.Ya da gelip geçici birşeydi,kaçırılmama yardımcı olana kadar.
Aslında bir insanı kendinden soğutmaya bir hareketi bile yetiyor bazen.Hareketle kalmıyor,davranışıyla,cümleleriyle, bir kelimesiyle veya belkide bir bakışıyla.Onu olan hissiyatları yapacağı bir hareketinden sonra değişiveriyor.
Belki onca şey yaşadılar ama bunları bir anda silip atmak onun davranışına bağlı.
İnsan zaten nasıl düşünüyorsa hayatına o şekilde yön verir.Fikirleri onu doğru yola götürmeyebilir bazen."Aklına takılan birşeymi var?"
Düşündüklerimi doğrular gibi bilmemezliğe vurup sordu bu soruyu.
Önceden olsa ağzıma ne geldi söylerdim ama şimdi aynı tavırla karşılık vermeyi seçerim.
Net bir şekilde cevap verdim,
"Yok hayır,sorun yok""Eminsin yani,kafan karışmış gibi duruyor."
Tekrar tekrar sorarak ağzımdan laf almaya çalışıyor ama yanılıyor.
"Eminim,dün nasılsam bugünde öyleyim.""Eh sen bilirsin"havasıyla kafasını salladı.Belki de ağzımdan laf alamayınca pes etti.
Kadınlar böyledir,sürekli kıskanılmak ve önemsenmek isterler.Hep merak et,hep kıskan,hep güzel şeyler söyle.
Bunu dile getirmenin bir anlamı yok bence.Bunu hissetirmek ve kalben aktarabilmek daha önemli.
Belki de Dilaya merak ettiğimi söyleseydim içi rahat edecekti.
O cümleyi ağzımdan duyunca ne değişecekki?
Gerçekten merak ediyormuyum,bu daha önemli.Servet usta şu aralar daha fazla yoklar oldu bizi.Sabahın erken saatlerinde yine geldi.İçeriye giriyor,nasıl olduğumuzu sorup geri gidiyor.
Pek bi düşünceli gibiydi bu sefer.
Yine şaşmadı,
"İyimisiniz?"
Tek merak ettiğim,nasıl olursak olalım onu ne kadar ilgilendirdiği.
İyiyiz desekte iyiyiz desekte birşey değişmeyecek.
Sonuçta polisin depoyu bastığı gün,saklanmamız için teknesine aldı bizi.Yani kötü adama yardımcı oldu.
Neden sürekli nasıl olduğumuzu soruyor anlamıyorum.
Ben cevap vermedim ama Dila karşılıksız bırakmadı.
"İyiyiz usta,nasıl olalım."
Dilanın da gayet samimi tavrı vardı.
Belki önce beraber çalıştıkları için.Kaçtığımızda Servet ustanın bize karşı bir cephe alması gerekmiyormuydu?
Nede olsa bizi sakladığı yerden kaçtık.
Onunda amacı kötü adamınkinden farklı değil.
Üstelik Dila neden Servet ustaya karşı tavır almıyor.
Bizi burda tutan biride bu adam.
Çok karmaşık bir durumun içinde olduğumun farkındaydım.Benden hala gizledikleri çok da şey var.
"Allahım günahım neydi de beni bu insanlarla muhattap ediyorsun?"Kötü adamla yetmezmiş gibi Servet ustaylada aralarında benden sakladıkları birşeyler olduğunu düşünüyorum.Hala ikisinin iyi geçinmesini gerektirecek bir sebep olmalı.
"Bir şeye ihtiyacınız varmı?"
Nasıl olduğumuzu sorması yetmiyor gibi birde üstüne bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını soruyor.
Ben hala cevap vermedim ama Dila hep üstüne alınıyor.
Servet ustada sanki soruları Dilaya soruyor gibi bir tavır var.İkimize soruyor gibi ama yüz ifadesi bunu doğrulamıyor.
"Yok usta,şurdan kurtulsak yeter."
Dilanın böyle cevap vermesi sadece beni şaşırttı.
Ustaya böyle demesi gerçekten bi garip değilmi?
Bizi teknesinde gizleyen bir adama böyle konuşması kafamı karıştırdı.
Kötü adama böyle dese,yapmayacağını bırakmazdı.
Ama neden ustaya böyle rahat konuşabiliyor?
Veya Servet usta Dilanın böyle cevap vermesini gerektirecek kadar ne yaptı?Dila bu cevabı verdiğinde hemen Servet ustaya baktım,nasıl tepki vereceğini merak ettiğim için.
Cevap vermedi ama Dilaya mânâlı bir şekilde bakıyordu.Anlamadım niye öyle bir tavırla karşılık verdi.
Ona baktığımı farkettiğin de ise az önceki tavrından eser kalmamıştı.
Bu yine aralarında birşey gizlediği kanısını doğrular niteliğinde bir hareketti."Ama sen de her hareketlerinden birşey çıkarıyorsun."
Şüphelenmemek elde değil ki.
Sürekli benden birşey gizledikleri düşüncesi kafamı çok kurcalıyor.
Bu yolun sonu nereye gidecek inan bilmiyorum.Üstüne birde kötü adam girdi içeriye.
"Vaov!Sohbet muhabbet...Keyfiniz yerinde."
Bu sözleri bizim için geçerli degildi.Aksine bu kelimeleri Servet usta için kullandı.
Birşey demedi usta bu sözlere karşı.
O cevap vermedikçe kötü adam daha da üste çıkıyordu.
"Çay kahve falan söyleseydiniz usta,kuru kuruya olmaz ama.Gerçekten bu adamda saygı denen hiçbir şey yok.
Kendinden yaşça büyük bir adamla nasıl konuştuğuna da bak!Usta hâlâ sesini çıkarmıyordu.Başını öne eğip sadece onu dinliyordu,geçiştiriyordu desek daha doğru olur.
Ta ki bu son cümlesine kadar.
"Senin görevin bunlarla sohbet etmek değil,kendine gel."Baya sinirlenmiş gibi gözüküyordu Servet usta,kötü adamın bu sözlerine.
Kafasını kaldırdı hemen.
Kısa bi süre gözlerinin içine baktı kötü adamın.Servet ustanın bu adama olan kini ne nefreti gözlerinin içinde saklıydı resmen.
"Unutma,burda bir saniye bile durmak zorunda değilim,seni düşündüğümden değil kendimi düşündüğümden."
Hiç susmayan kötü adam,Servet ustanın bu sözlerinin ardından sustu kaldı.
Servet usta odadan hızlıca uzaklaştı ama kötü adam dona kalmışı sanki.
Öylece kalakaldı.Burda benim tek kafamı karıştıran ustanın söyledikleri.
Servet ustanın bu sözleri ne anlama geliyordu peki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırların Esiri
Mystery / ThrillerAnne babasını tanımayan,yetimhanede büyümüş,kim olduğunu bilmeyen ve hayatı bilinmezliğe adanmış bir genç. Hayatından macera eksik olmayacak, kalbini kaptırdığı bir kızla bu dahada artacak. Sır her ikisininde peşini bırakmayacak,sır mı onların eseri...