"Çabuk kaybolmalıyız burdan."
Bizi kaçıran adamlarla nerdeyse karşı karşıyayız ve durmuş onları izliyoruz.
Dilanın dediği gibi çabuk uzaklaşmalıyız burdan.
Tam arkamı dönüp gidecekken bizi arayanlardan biri parmak işaretiyle bizi gösterdi yanındakine.
"Eyvah!Gördüler bizi!"
O anda ne yapacağımı bilemedim.Kısa bi süre uzaktan da olsa göz göze geldik.O korkuyla elim ayağım kitlendi,hiçbiryere hareket edemedim.
Arkamı dönüp koşmak yerine olduğum yerde kalakaldım.
"Buyrun,bize mi bakmıştınız?"diyemezdim herhalde.
"Sen safsın Demir,yanında Dila olmasa onuda yaparsın."
İyice saçmaladın.Beni salak yerine koymaktan başka hiçbirşey bildiğin yok.Hem hayatımda kaç kez birinden kaçtım ki ben de düşüneyim böyle anlardan napacağımı.Dila yanıma yaklaşarak,
"Kalabalığın arasına girip kaçacağız."
Tamamda nereye kadar kaçacağız.
Daha bir gün geçmeden buldular bizi.
Yetimhaneye gitmek varken kendimi böyle zora sokuyorum.
"Ah salak kafam ah,nerden kaptırdın gönlünü şu kıza."
Dila benden önce davrandı.İnsanların arasına karışarak yavaşca uzaklaşmaya başladı.Çok geçmeden yaptığının aynısını yapmaya başladım.
Arkama dönüp bakmaya çalıştım ama kalabalıktan görünmüyorlardı.Buda onlarında bizi görmediği anlamına geliyor.Bi sağa bi sola giderek izimizi bulmalarını zorlaştırmaya çalıştık.
Ne kadar yapsakta nafile.Kafamı kaldırır kaldırmaz göründüler.Arkamızdalardı.
"Koca şehirde kaçıracak tek benmi vardım."
Beni rastgele veya öylesine kaçırdıklarına inanmıyorum.Elbet bi amaçları vardı ve önceden planlanmıştı.Amaçları ne onu bilmiyorum.Biri çok kötü davranırken diğeri neden iyi davranıyordu?
Bunları akla getirecek tek soru vardı,
Neden ben?
Birsürü genç varken neden ben?
Ben sıradan,yetimhanede büyümüş bir gencim.Benden alacakları birşey olamaz.Benim tek zenginliğim Allah'ın bana vermiş olduğu can.Başka ne servetim ne de değerli şeylerim var.Ortada birşey yokken karın ağrısı yeninden başladı
Kaç gün oldu,hala geçmedi.Doktor diye kandırdıkları adamın vurduğu iğnede fayda etmedi.
Bunlardan kaçabilirsek ilk işim doktora gitmek olacak.
Bir yandan soluk soluğa kaldım,bir yandan karın ağrısı,artık koşamamaya başladım.Çekilmeyecek hale geldi bu karın ağrısı.Git gide yavaşlıyordum.Bir elimi karnıma götürerek diğer elimle Dilayı durdurdum.
"Yorulmanın zamanı değil,hadi!"dedi Dila.
"Ne yorulması,karnım..."
O kadar şiddetlenmeye başladı ki sesim bile çıkmıyordu.
Dila sağına soluna baktı.Ya yardım isteyecekti yada saklanacak bir yer bulmaya çalışıyordu.Burası küçük olmasına rağmen işlek bir caddeydi.Sıra sıra dizelenmiş dükkanlar,kafeler ve restorantlar.
Elimden tutarak hemen yanımızda bulunan kafeye girdik.
Girişte garson karşıladı bizi.
"Buyrun efendim,hoşgeldiniz."
Birşeyler içmeye gelmedik herhalde.Anlaşılan Dilanın kafasında yine muhteşem fikirler vardı.
"Oturmadan önce lavabonuzu kullanabilirmiyiz?"
"Tabiki efendim."
Dila sanki hastaymışım gibi koluma girerek,
"Lavaboya gir bi süre çıkma,bende lavaboda saklanacağım."
Gayet mantıklı bi fikirdi.Tabi böyle birşey yapacağımız akıllarına gelmezse.
Başımı yukarı aşağı sallayarak dediklerini onayladım.
Lavaboya giriş yerinde ayrıldık.Büyük biryer değildi.İçeride bir iki kişi vardı sadece.Dikkat etmedim ama dört tane falanda kabin vardı.Her kapıyı teker teker tıklatmaya gerek yoktu.
En başta bulunan kabinin kapısı açıktı.Kimse girmeden koşar adımlarla ilerledim kabine doğru.
Şansıma kimse yoktu kabinde.Girer girmez ilk işim kapıyı kitlemek oldu.
Derince bi "oh!"çektim bunca pis kokuya rağmen.
Heyecandan anlaşılmıyor karın ağrısı.Hep bi uğraş içinde olmadığım zaman farkediyorum.
Yere doğru çömeldim,elimle karnımı ovmaya başladım sanki geçiyormuş gibi veya ben kendimi böyle teselli ediyorum.Acaba Dila napıyor ki?
Oda saklanmıştır herhalde ben gibi.İnşallah başına birşey gelmemiştir.
"Sen önce kendini düşün,o başının çaresine bakar."
Doğruya,Dila benden daha çok biliyordur burları.Ben yetimhane dışında sadece okula gidiyordum.O ise bu şehrin sokaklarında büyümüş,şehrin her yerini karış karış biliyordu.Ne yapar ne eder kaçacak bi delik bulurdu.
"Seni buraya getirip kaçmış olmasın ha Demir?"
Git gide saçmalamaya başladın.Kız beni korumak için elinden geleni yaptı limanda.Sadece orda değil,kaçarken bile.Benim için onca gözyaşı döktü.Öyle birşey olmasına ihtimal bile vermiyorum.Acaba ne kadar daha bekleyeceğim burda.Bu pis kokuyu daha ne kadar içime çekeceğim.Dışarıya çıksam olmaz.Burda olabilirler.Hem çıksam Dilayı nasıl bulacağımki.Bi süre daha burda beklesem daha iyi olacaktı.
Ayaklarım ağrıdı yere çöküp oturunca.Ayağa kalmak istedim.Tam ayağa kalkacakken kapı çaldı.
Kapıdan çıkan sesle kalbime öyle birşey battı ki,napacağımı şaşırdım.
Elim ayağım titremeye başladı.
"Ya o adamlarsa,burda olduğumu biliyorlarsa,ah Dila ah,mahvettin beni.""Herşeyde o kızı suçluyosun,kafanı çalıştırıp daha iyi fikri sen bulsaydın."
Bunların başıma gelmesi onun sayesinde.Kaçırılmamda onun payı var.Suçlamıyorum onu,ama bu başıma gelenler onun yüzünden,onu suçlasam bile yine haklıyım.Alacaklı gibi vuruyordu kapıya.Kapıyı kıracaktı sanki.
"Eyvah!Şimdi bittik."dedim içimden.
Seslenmedim,kapıda kitliydi geri gider diye düşündüm.Nefesimi bile kestim ses gitmesin diye.Bi süre kapıyı çalmayı kesti.
Demekki ses gelmiyor ve kilitliyse arızalıdır diye düşünür insan.
Gitmiştir diye düşündüm,kapı deliğinden bakmak için eğilecekken tekrar vurmaya başladı.
Artık ses vermem gerekiyordu,yoksa gitmeyecekti.Ama ya kötü adamsa?
Yaşatmaz beni,belki son içime çektiğim şey olur bu pis tuvalet kokusu.Öldürür,sonra hiçbirşey yokmuş gibi geri gider."Kardeşim açarmısın artık,altıma kaçıracam!"
Yok yok,bu kötü adamın sesi değildi.
"Allah'ım şükürler olsun."
O kadar kötü şeyler düşündümki,sıradan tuvalet ihtiyacı gelmiş bi insanın olabileceği hiç gelmedi aklıma.
"Evet kurtuldun ama şimdilik,senin bu kızla yan yana olduğun sürece macera eksik olmayacak."
Tam rahatlamışken bu sözlerle tekrar az önceki halime geri döndüm.Ortada hiçbirşey yokken,ne yapar ne eder mutsuz edecek birşey bulur beni.
Son cümlesi kafamı karıştırdı.
"Bu kızla yan yana olduğun sürece macera eksik olmayacak."
Doğru,başıma ne geldiyse bu kızla tanıştıktan sonra geldi.Başım hiç beladan eksik olmadı.
Ama bunun dedikleriyle yola çıkarsam vay halime.
"Ellerin sözleriyle hareket etme,kendi yaşantının başkaları tarafından yönetilmesine izin verme!"derdi Tahir abi.O zamanlar ciddiye almazdım dediklerini ama başına gelince anlıyor insan."Kardeşim açarmısın artık,altıma kaçıracağım!"
Yok yok,bu kötü adamın sesi değildi.
"Allah'ım şükürler olsun."
O kadar kötü şeyler düşündümki,sıradan tuvalet ihtiyacı gelmiş bi insanın olabileceği hiç gelmedi aklıma.
O kadar mutlu oldum ki,çıkıp kabini ona verebilirdim.
İlk öksürük sesiyle cevap verdim.İçeride benim olduğumu biliyor herhalde,çünkü bayadır kapının arkasında.
"Dolu."dedim sadece.Aklıma bu geldi,başka ne diyebilirdim ki.Herhale içeride olan bi kişiyi çıkartacak değil.
Yani daha fazla kapının arkasında beklemez.
"Oh be,şükür."
Yandaki kapı açıldı.Kapının açıldığına o kadar sevindi ki,bende sırf o adamdan kurtulduğum için bi o kadar sevindim.
Tekrar yere çömeldim.Karın ağrısını kendini yeniden gösterdi.Artık öyle alışmaya başladım ki,vücudumda oluşan normal birşeymiş gibi."Demiiir,Demir Tanyol!"
Yakından bir ses beni çağırıyordu.
Kim bu?
İsmimi,soyismimi nerden biliyor?
O adını koyamadığım duygu yeniden belirdi vücudumda.Kalbim sanki,hapishanede zorla tutulan mahkumun direnişi gibi,yerinden çıkacak gibi atmaya başladı.İçeride öyle biri yokmuş havası vermek istedim.Ses çıkarmadım.
"Ya Dilaysa?"
Ama erkek sesi bu.Hem Dila bile olsa erkekler tuvaletine nasıl girecek.
Adımı bildiklerine göre bunlar kesin o adamlar.
"Bu sefer gerçekten yakalandık."
Hala benimi bekliyordu dışarıda?
Çağırdıktan sonra birşey demedi,ama burda olduğumu biliyor olabilir,eninde sonunda çıkacağımı bildiği içinde beni bekliyordur.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırların Esiri
Misterio / SuspensoAnne babasını tanımayan,yetimhanede büyümüş,kim olduğunu bilmeyen ve hayatı bilinmezliğe adanmış bir genç. Hayatından macera eksik olmayacak, kalbini kaptırdığı bir kızla bu dahada artacak. Sır her ikisininde peşini bırakmayacak,sır mı onların eseri...