4

339 56 9
                                    

Timuçin kucağına yığılan kızı ayakta tutmaya çalışıyordu. Baygın olduğunu fark ettiğinde ani bir hareketle kucağına aldı ve kalabalığı yararak yürümeye başladı. Gözlerini alanda gezdirip kendine getirtebileceği bir yer aradı ve uzakta bir bank görüp ilerlemeye başladı. Akio ve Elçin endişeyle peşlerinden yürüyordu. Kalabağı geçip sakin alana geldiklerinde bankın üzerine nazikçe yatırdı kızı.

Akio daha fazlasına izin vermeden atılıp ikizinin yanına geçti ve Timuçin ile kardeşinin biraz uzaklaşmasını istedi. İkili bu isteğe şaşırsa da Elçin abisinin kolunu tutup gerilemesini sağladı. Timuçin geri geri yürürken söylenmeyi ihmal etmemişti. "Yemeyeceğiz herhalde. Yardım eden de biziz kovulan da. Ne âlâ."

Akio minnetle gülümsedikten sonra kardeşine döndü ve yüzünün neredeyse yarısını kaplayan güneş gözlüğünü çıkarıp bankın diğer ucuna koydu. Sweatinin önünü açıp rahat nefes almasını sağladı. Yüzüne attığı birkaç hafif tokadın ardından kendine geldi Akira.

Hafifçe araladığı gözlerini birkaç kez kırptı ayılan kız. Göğsündeki acı hafiflese de kaşlarını çatmasına sebep olacak kadar hissettiriyordu kendini. Olanları hatırladıktan sonra yerinde doğrulmaya çalıştı. Ağır hareketlerle doğrulup arkasına yaslandığında iç çekip bakışlarını kardeşi ve ileride bekleyen ikilide gezdirdi. "Neler olduğunu anlatacak mısın?"

"Bir şey olduğu yok. Asıl sana ne oldu? Hasta mısın? Neden bayıldın? Beni çok endişelendirdin."

"Baş belası bir ikizim var yetmez mi?"

"Saçmalama kızım ben ciddiyim. Çok korktum."

"Bir şey yok." Düşünceyle kıstı gözlerini. "Daha doğrusu ne olduğunu ben de bilmiyorum. Sanki içime bir şey girdi. Görünmez bir kılıç kalbime defalarca sokuldu gibi. Acı tarif edilemezdi. Gel gör ki sebebini ben de bilmiyorum." Elini göğsüne götürüp bastırdı. "Gelelim sana. Ne işin var burada? Burada derken tam olarak sormak istediğim şu sırığın kolları arasında?

"Fena mı oldu bak? Hem sen işini yapacaksın hem ben hayatımın en güzel anlarından birini yaşıyor olacağım. Sırığa gelecek olursak." İç çekti. "Neyse hiç gelmeyelim bence. Senden kaçarken bir anda gelişti."

İkisi konuşurken Timuçin sabredemeyerek yanlarına ilerledi. Abisinin sinirlenmek üzere olduğunu anlayan Elçin de hemen harekete geçip onu takip etti.

Akira gelenleri görünce aniden gözlüğüne uzandı ve taktı. İkiz olduklarını kimsenin öğrenmesini istemiyordu.

Akio da çiftin daha fazla yaklaşmasına müsade etmeyip onlara doğru ilerledi.

Timuçin derin bir nefes çekti. "Atom kadar ufak katilin ile muhabbetinizi bölmek istemezdik ama bizim de kendimize göre yapacak şeylerimiz var.Örneğin ultra kalabalık bir alanda fazla rahatsız edici müzik dinlemek gibi."

Elçin devam etti. "Abim haklı. Ben kendimi bildiğim andan itibaren bu vakitlerin hayalini kurdum. Bu yüzden tek bir dakikasını bile kaçırmak istemiyorum. İyiyseniz biz gideceğiz."

Akio elini ensesinde gezdirdi. "Sanırım bayağı bir dakikayı zaten kaçırdın."

"Evet sayenizde. Şimdi eğer işiniz bitti ve sen de güvendeysen geri dönmek ve kalan dakikalarımı değerlendirmek istiyorum."

"Bak gerçekten üzgünüm. Belli ki çok uzaklardan geldin. Yani geldiniz." Bakışlarını Timuçin'e çevirdiğinde kalbi kapıya dayanmış alacaklı gibi sadrını zorlamaya başlamıştı. Hissettiklerine kendi de şaşırsa da gözünü ayıramadan uzunca seyretti. Ardından istemeden de olsa gözlerini kıza çevirip devam etti. "Bu yüzden eğer istersen üç gün sonraki konsere bilet ayarlayabilirim."

KEHANET NOTALARI -2 - AĞYAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin