12

289 47 35
                                    


Herkese merhaba...Varlığını hissettiren arkadaşlara yürekten teşekkürler. Zira var olduğunuzu bilmek çok güzel. Ben şu an ve bunca bölüm geçene kadar tek bir kişiye bile okur musun bakar mısın gibi bir rica da bulunmadım. Tabii ki bu kötü bir şey değil ama ben yapmadım. Kendim çalıp kendim oynadım otuz bölüm boyunca. Resmen yalnızdım ve kimseler okumuyordu ancak ben yine de yazdım çünkü niyetim meşhur olmak ya da okunmak değil aklıma doluşan cümleleri yazarak deşarj olmaktı. Her neyse. Bunlardan bize ne diye bilirsiniz. Şu sebeple söylüyorum ki hiçbir beklentim olmamasına rağmen sizlerden gelen birkaç votenin kurgum üzerinde ciddi manada düşünmem ve yazmak için vakit ayırmamda çoook büyük bir etkisi var. Kamçı görevi görüyor adeta. Öne çıkanlar listesine alınacağıma dair mesaj gelene kadar cidden kendim çalıp kendim oynuyordum ancak şimdi öyle değil. Artık var olduğunuzu biliyorum ve bu bana güç veriyor. Sevgiyle kalın...

Bu arada HaKuGu adlı arkadaşın Milyonda bir adlı hikayesine bakmanızı tavsiye ederim. Fantastik bir hikaye ancak daha önce değinilmemiş bir konusu var...

Keyifli okumalar...

Sanki zaman durmuş ve gerçeklik kendini imkansızlığa bırakmıştı. Dörtlünün zihninden geçenler tam olarak bunlardı. Tabii zihinleri hala sağlıklı düşünebiliyorsa.

Silüet tekrar konuştuğunda her biri ayrı ayrı delirdiklerini düşündüler. Şüpheli bakışlarla birbirlerini ve olan bitenden habersiz olan diğer insanları süzüyorlardı. Sisler içindeki kızın gözlerini devirerek konuşmaya devam ettiğini gördüklerinde daha çok arttı şaşkınlıkları. Daha önce hiç gözlerini deviren silüet görmemişlerdi. Bir dakika. Onlar daha önce silüet görmemişlerdi ki.

Timuçin konuşmaya cesaret ederek yanında hareketsizce duran kızın kulağına fısıldadı. "Şu dumanlar içinde beliren ve havada süzülen garip kızı sende görüyorsundur umarım." Sonra kendi kendine konuştu. "Delirmek için çok yakışıklıyım." Kız tepki vermeden silüetin bulunduğu noktaya bakmaya devam edince ekledi. "Anlaşılan görüyorsun çünkü surat ifaden bunu yeterince belli ediyor. Yüzün şu kızın saçları kadar beyaz şu an." Genç adam delirmediğine emin olduğunda rahat bir nefes aldı.

Sisler arasındaki Hesta iki elini havaya kaldırıp salladı. "Merhaba ben gerçeğim ve size bunu kanıtlamam ve açıklama yapabilmem için beni dinlemeniz gerekiyor."

Heaven yanında hareketsiz duran ve gözlerini karşıya dikmiş adama sokuldu. "Benim gördüğümü mü görüyorsun?" Said başını salladı. Kelimelere ihtiyaç duyulmadan verilen bu cevap rahatlamasını sağladı genç kızın. Said elini kızın beline dolayıp kendine çekti ve kulağına fısıldadı. "Merak etme akıl sağlığın hala yerinde."

Akira gözlerini birkaç kez kırptıktan sonra kendi duyacağı şekilde konuştu. "Bu o..."

Timuçin iki adım öne çıkıp kızın yanına geçti. "Bir şey mi dedin?"

Akira başını hafifçe yana eğerek yanıtladı."Dedim ki bu o."

"Bu o derken?" Kafası karışmıştı genç adamın.

"Rüyamda gördüğüm kız. Daha canlı suratı ve parlak gözleri vardı ancak tek farklılık bu."

Anın şaşkınlığını üzerinden atan Timuçin kızın söyledikleri ile yeni bir farkındalık tarafından kuşatıldı. "Tabii ya. Daha dün gibi aklımda olan bir rüyayı nasıl unuturum ki?" Kendine kızmaya gelmişti sıra. Elinin içi ile alnına vuruyordu.

KEHANET NOTALARI -2 - AĞYAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin