16

290 49 27
                                    

Ak Saray -Mirona

Anna ihtiyar kadının odasında nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Bu kadar kapalı ve alçak tavanlı yerler, bulunmaktan hiçte hoşlanmadığı yerlerdi ancak kadının yeni haberlerini duymak için katlanmak zorundaydı.

Yattığı alçak sedirde doğruldu kahin. Anna yaklaşıp baş ucundaki derme çatma sandalyeye oturdu. "Burada nasıl yaşıyorsun Tanrı aşkına?"

"Bana mağaramın eksikliğini hissettirmiyor. Hatırlarsana evimde hissetmem için bu odayı böyle hazırlatmıştın."

"Tabii ki hatırlıyorum. Bunak değilim. Zamanında ne niyetle hazırlatmış olursam olayım buranın yaşanılıcak bir yer olmadığı gerçeğini değiştiremem." Elbisesinin yakasıyla oynadı. "Nefes alamıyorum. Daha fazla dayanamayacağım. Ne söyleyeceksen söyle."

Kadın biraz daha doğruldu. "Ak kızı neden bulamadığımı nihayet anladım." Anna'nın yüzündeki sorgular ifadeyi görünce devam etti. "Kız gücünü dörde bölmüş ve bedenini oluşturacak dört ayrı kişiye yerleştirmiş. İki parçası erkek iki parçası kadında. Tahminimce bunlar birbirleriyle evlenecekler. Yani kız kendisi için yeni bir beden peşinde." Takdir bekledi ama kız herhangi bir şey söylemedi. "Bu zamana kadar bulamamış olmamız dörtlünün ayrı olması sanırım."

"Vay! Kardeşime bakın. Ama ben de onu azıcık tanıyorsam bu planı kesinlikle kendi yapmamıştır derim. Onun aklı böyle şeylere çalışmaz."

"Doğum gününde sana nasıl bir tuzak kurduğunu unuttun galiba," dedi ihtiyar bir öksürük nöbetinin arasında.

Anna duyduklarından pek hoşlanmadı. "Haddini bil." Gözlerini ihtiyarın gözlerine dikti. "Saygısızlıkğını göz ardı ediyorum şimdilik. Söyle bakalım. Sen ne yapıyorsun buna karşılık?"

"Geçmişlerini kullandım önce. Kendi rızalarıyla ayrılsınlar ve kan dökülmesin istedim. Bu yüzden de oğlanların birinin eski sevdiğini, diğerinin de babasını kullandım. Onlar araya girecek ve erkekleri kızlardan ayıracak, böylelikle evlilikler gerçekleşmeyecekti. Hesta'nın beklediği vücut hiç oluşmayacaktı yani."

"Ee sonuç?"

"Ama tahminim çıkmadı. Oğlanlardan biri eski sevdiğine diğeri de babasına rest çekti. Halbuki yeryüzünde nadir rastlanan sevgilerden birine sahipti. Diğeri de geleneklerini her şeyin üstünde tutuyordu." Mahçup bir ifade oluştu yüzünde. "Yani en azından ben öyle sanıyordum."

"Seni aptal bunak. Ne zamandan beri kan dökülmesin diye uğraşıyorsun sen? Her şeyi eline yüzüne bulaştırdın. Şimdi onlar birbirlerine daha çok kenetlenmiştir."

"Bu kadar kızma kızım. Başka bir planım-"

"Yeter kes. Mümkünse bundan sonra plan yapma sen. Anlaşılan bu işi bizzat kendim halletmem gerekecek." Hızla yerinden doğruldu. "Peter'a söyleyeyim de beni insanların arasına göndermenin yolunu bulsun."

Alçak tavan her an başını vuracakmış gibi hissettirdiğinden istemsizce başını eğerek yürüyordu. Kapıya ulaştığı esnada tısladı. "Umarım en kısa zamanda bulup giderim. Tabii döndüğümde de sen ölmüş olursun."

Eteğini toplayıp odadan çıktığı an aklındakiler yüzünden keyifle gülümsüyordu. Hızlı adımlarla Peter'in odasına yöneldi ve kapıyı çalmadan içeri girdi. Önündeki kitapla ilgilenen genç kahin kızın geldiğini görünce keyifle sırıttı. Kalın kitabını kapatıp yerinden kalktı ve kızın yanına gitti. Bir hamlede kendine çekip dudaklarına kapandı. Anna'nın zor sabrettiği saniyelerin ardından kendini geri çekip sordu. "Seni buraya getiren sebebi öğrenebilir miyim aşkım?"

KEHANET NOTALARI -2 - AĞYAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin