19

275 41 47
                                    


Bölüm içinde bilmece var. Cevap kısmını okumadan yanıtlamaya çalışırsanız sevinirim. Bakalım kolay mı zor mu gelecek?

Son olarakta destek veren herkese teşekkürler...

Said kapıya yaslanmış seri bir şekilde hareket eden kızı izliyordu. Dilim jambonları ekmeğin içine yerleştirirken bir yandan da göz ucuyla hazırladığı sepeti kontrol ediyordu Heaven. Sandviçlerin yapımı tamamlandığında paketleyip sepete koydu. Bardaklar için üst rafı açtı ancak istediği bardaklar arka taraftaydı. Parmak uçlarında yükselip uzanmaya çalışırken Said yanına geldi. Uzanıp bardağı aldı. Gülümseyip uzattıktan sonra dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu. "Seni böyle içtenlikle hazırlık yaparken görmek harika. Evlilik gerçekten güzelmiş." Kızı belinden tutup kendine çekti. "Ama kendini yoruyor gibisin."

Heaven parmak uçlarında yükselip kocasını öptü ve kollarından sıyrıldı. "O da ne demek? Ben senin için yaptığım her şeyi o kadar keyif alarak yapıyorum ki yorgunluk nedir hissetmiyorum bile." Bardakları da sepete yerleştirirken devam etti. "Ayrıca tüm bunlar bana muhteşem hissettiriyor. Çok mutlu oluyorum."

"Mutluluğunu bozmak istemem ancak." Elini saçlarında gezdirmeye başladı Said.

"Ne?" Sepetle ilgilenmeyi bırakıp genç adama döndü. "Yoo. Hayır, hayır. Düşündüğüm şey olamaz değil mi?"

"Ne düşündüğünü bilmesem de tahmin edebiliyorum. Sana hayır demek isterdim ancak üzgünüm." Mahçup bir şekilde alnını kırıştırdı.

"Bunu yapmış olamazsın değil mi? Hey cevap ver. O kadına bizimle pikniğe gelmesini söylemedim de."

"Ben söylemedim ki. Aradı ve müsait olup olmadığımızı sordu ve ben de üzgün olduğumu belirtip pikniğe gideceğimizi söyledim." Kızın devam etmesini ifade eden yüzünü görünce yutkundu. "Bu harika bir fikir. O zaman orada görüşürüz. Adresi atmayı unutma dedi ve kapattı. Bir şey söyleme fırsatım olmadı bile."

"Sanki fırsatın olsa hayır diyecektin." Homurdanan Heaven sepetiyle oynamaya başladı. "Hani bu kadın düğün için gelmişti. Neden hala burada? Üstelik üç haftadır hep bir bahaneyle yanımıza geliyor. Senden çok o kadını görüyorum ben bu evde."

Said tedirgin adımlarla yaklaştı karısına. Kollarını beline dolayıp sarıldı ve saçlarını öptü. "Bu kadar üzülme. Kadın arkadaş olmak istiyor ne yapsın? Aliya gibi arkadaşları olduğu göz önünde bulundurulursa bu isteğinde haklı ayrıca."

Heaven hızla ittirdi genç adamı. "Haklı bulmalarda başladı. Oh ne ala."

"Kıskanmana gerek olmadığını daha ne kadar söylemeliyim. Ben seni seviyorum seni. Öfkeyle parlayan o yeşil gözlerin sahibine aşığım ben." Uzanıp göz kapaklarını öptü.

"Niye kıskanayım ki seni?" Said kahkaha attığında somurttu genç kız. Sanki kendi kıskanmıyordu. Gözlerini kıstı. Sıra öç almaya gelmişti. "Kardeşi de geliyordur umarım. Yoksa o cadı da gelmesin."

Birden bakışları değişti genç adamın. "O eksik kalsın."

"O gelmezse ben de gelmem." Omuz silkti Heaven.

"İyi gelme. Onunla aynı yerde olmandansa hiç olmamanı tercih ederim." Kaşlarını çattı. Kızın adama attığı hayranlık dolu bakışlar geldi gözünün önüne. Dişlerini sıktı.

"Ben Caitlin ile başbaşa giderim diyorsun yani."

Elini alnına götüren Said mırıldandı. "O da doğru." Biraz düşündü. "O zaman siz gelmeyin. Ben Robin ile gideyim." Söylediğinin ne anlama geldiğini idrak ettiğinde ise yüzünü buruşturdu. "Iyy. Ne dedim ben az önce? Gerçekten böyle bir teklif sunmuş olamam. Kendimi bıçaklamak istiyorum."

KEHANET NOTALARI -2 - AĞYAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin