14

321 54 47
                                    


Artık bölüm başlarına hep not ekler oldum. Galiba varlığınızı hissedince biraz şımardım :) Öncelikle şunu sormak istiyorum. Sizin hiç gözleriniz yuvalarından fırladı mı? Benim fırladı hem de iki kez. Hemen anlatayım. İlki öne çıkanlar listesine alınacağıma dair mesaj aldığımda. Ne listeymiş ayol demeyin :) Benim gibi okunmaya dair arzusu ve ümidi olmayan biri için ne denli büyük bir kıymeti olduğunu anlamanızı istiyorum. Mesaj ilk geldiğinde önce inanamadım. Sonra bahsi geçen listede göz gezdirdim ki bu yerin dibine girmeme neden olmuştu. 100K okumalı hikayeler vardı ve ben şoklardaydım. Alay edildiğini bile düşündüm. O denli ümitsiz vakayım yani. Sonradan baktım gönderen gerçekten bir Watty elçisi. Neyse hayal gerçek o listeye girdim.

Bir diğer şaşkınlığımda Macera kategorisinde #1 olduğumu gördüğüm zaman yaşandı. Kendinizi benim yerime bir koyun. Bir hikaye yazıyorsunuz bundan üç arkadaşınızın haberi var ve bir tek onlar oy veriyor. Soruyorsunuz okudun mu diye, hayır diyor. Başka arkadaşlarınıza söyleyemiyorsunuz okur da dalga geçerler diye. Resmen eziklik tavan yapmış :) Sonra bir bakıyorsunuz ki listede 1.siniz. Bu tarif edilemez bir şey.bHer neyse. Yine çenem düştü ancak hayretle karışık tatlı sevincimi paylaşmak istedim. İyi ki varsınız. Azsınız ama benim için çok şey ifade ediyorsunuz.

Keyifli okumalar...

Akira şemsiyesini çantasına koyduktan sonra eşyalarını kontrol etti. Her şey tamamdı. Anahtarı, telefonu ve cüzdanı. Sıra genç adama yakalanmadan evden çıkmaya gelmişti. Buzdolabı tıka basa dolu olmasına rağmen Timuçin'i markete göndermişti. Evden çıkışına şahit olsun istemiyordu çünkü. Döndüğünde güzel bir yalan uydururdu nerede olduğuna dair. Tam kapıyı açtığı esnada genç adam ile karşılaştı. Kahretsin diye geçirdi içinden. Planı boşa çıkmıştı. "Senin burada ne işin var? Markete gidecektin."

Timuçin elindeki poşetleri kaldırıp "Gittim ya. İşte bunlarda istediklerin."

Genç kız kolundaki saate bakıp yüzünü buruşturdu. Hazırlanayım derken geç kalmıştı. Normalde bir yere giderken kılığına dikkat etmezdi ancak bu sefer süslenmek zorunda hissetmişti kendini. Selin denen kızın cümleleri beyninde dönüp duruyordu. Onu nasıl birine emanet ettiğimi görmek istiyorum çünkü. Tabii ki kızın söylemek istediği şey başkaydı ancak yine de ona modadan anlamayan alelade biriymiş gibi görünmek istemedi.

Elini saçlarında gezdirdikten sonra karşısındaki adama gülümsedi. Timuçin poşeti kaldıran ellerini indirip, bir yüzüne bir de kıyafetlerine baktı kızın. Sonra da kaşlarını çatıp sordu. "Sen nereye böyle?"

Akira yutkundu önce. Elini çabuk tutup sağlam bir yalan uydurmalıydı. Yüzünde sahte gülümsemesi devam ederken içten içe dualar ediyordu. Sürenin uzadığını fark edince aklına gelen ilk şeyi söyleyiverdi. "Kuaföre gidiyorum ben de. Biraz saçımı kestiririm. Değişiklik olur."

Timuçin bu kez gözlerini kıstı. "Sen ve kuaföre gitmek. Hem de saç kestirmek için."

"Evet. Ne olmuş yani?"

"Kardeşin kısa saçtan nefret ettiği için asla kestirmeyeceğini söylemiştin bana. Hani bundan yaklaşık bir ay önce alışverişe çıktığımızda."

Kahretsin, kahretsin. Her şeyi hatırlamak zorunda mısın? Hani erkekler ayrıntıları unuturdu.

"Demiştim evet ama şimdi vazgeçtim. Onun anılarını saklayarak yaşamak beni çok zorluyor." Yüzündeki sahte gülümseme bir anda soluverdi kızın. Kendisini affetmesi için kardeşinin ruhundan özürler diliyordu içten içe.

KEHANET NOTALARI -2 - AĞYAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin