26

234 34 7
                                    


Uçaktan indiklerinde gözlerini yumup havayı içine çekti Akira. Sık sık ve uzun uzun. İtiraf etmek istemese de deli gibi özlenmişti ülkesini. Ömrünün çok az kısmı burada geçmesine rağmen olmak istediği tek yerdi, vatanıydı burası. Kötü anıları barındırsa da iyi zamanlarının geçtiği ilk göz ağrısıydı.

Arama işine koyulmadan önce kardeşinin mezarını ziyaret etmek istiyordu. Gerçi bir mezar bile sayılmazdı. Sadece kendilerinin bildiği, nişanesiz bir ağaç altıydı kızın son durağı. Suçluluk duygusuyla yüreği sızladı. Belki var olmasaydı, kardeşi rahat bir hayat sürecek, o melun vakit geldiğinde öldürülmeyecek, öldürülse de dahi insanların ziyaret edebileceği güzel bir mezarı olacaktı. Tüm bunlar ondan dört dakika sonra dünyaya geldiği için olmuştu. Hazırda bekleyen yaşları dişlerini sıkarak engelledi ve eşine döndü. Zorla da olsa gülümsedi. "Kardeşimi ziyaret etmeliyim önce."

"Elbette." Kızın kendisiyle olan mücadelesini sezdiğinde yine gereksiz suçluluk duygularını yüklendiğini anladı genç adam. Ancak her zaman ki gibi engel olmaya çalışmadı.

Beklemekte olan taksilerden birine bindiler. Uzun süren yolculuk boyunca da hiçbiri konuşmamıştı. Heaven meraklı gözlerle ilk defa geldiği ülkeyi seyrederken Timuçin'in gözleri ise kedere batmış eşinde sabitlenmişti. Saniye ayırmadan izledi Akira'yı. Kız ise seyredildiğinden habersiz acı veren düşünceler denizinde boğulmuştu.

Kimsenin olmadığı ağaçlık alana geldiklerinde şoförün şüpheli bakışları eşliğinde arabadan indiler. Derin sessizliğe kararmak üzere olan hava eşlik ettiğinde ürpertici bir ortam oluşmuştu. Heaven, biraz korkuyordu ancak belli etmedi. Yeterince üzgün olduğunu düşündüğü kızı bir de çocukça korkusuyla meşgul etmek istemiyordu.

Çekimser adımlarla ilerledi ağaç altına doğru genç kız. Yumruklarını sıkıp bir anda dizleri üzerine çökerek hıçkırmaya başladı. Çevresindeki her şeyi unutmuştu. Sadece kardeşini kucaklamış olan toprak ve derin bir suçluluk acısıydı var olan. Toprağı avuçlarına alıp gözyaşlarının elverdiği kadarıyla konuşmaya başladı. "Nasıl bir acı bilemezsin. Sen orada, ben buradayken her şey o kadar zor ki. Geçer sanıyordum. En azından hafifler. Ama olmuyor. İlk günkü gibi taze giderken sadrıma yerleştirdiğin o elem." Soluklandı. Ağlarken konuşmak nefesini kesmişti. "Bir şey daha var. Bu o kadar utanç verici ki... Bu zamana kadar gelmemiş olmamın nedeni belki de duyduğum ar." Elinin tersi ile gözlerini silip eşine çevirdi bakışlarını. "Hani şu senin aşık olduğun adam var ya. Onunla evlendim ben. Nasıl oldu bilmiyorum ama ben de sevdim onu. Hatta belki senden daha çok. Biliyorum bu çok adice ama. Ama ben pişman değilim. Utanıyorum ancak bir an bile pişmanlık duymadım." Yanına gelip elini omzuna koyan adama engel oldu. "Aslında düşünüyorum ki. Aynı şey senin başına gelseydi ben seni affederdim. Kızardım, bağırır çağırırdım ancak netice af olurdu. Bu yüzden duyduğum tüm hicaba rağmen beni affetmeni istiyorum senden." Duraksadı. Konuşacak gücünün kalmadığını hissediyordu. Hayatında yaşadığı en zor andı belki de. Ellerini karnının üzerinde birleştirip zor da olsa gülümsedi. "Ben ve bebeğim bunu ölesiye istiyoruz. Evet doğru duydun. Teyze olacaksın. Keşke hayatta olsaydın. Bebeğim senin gibi mükemmel birini tanıma şansına sahip olsun isterdim ama böyle olması gerekiyormuş."

Sessizliğe gömüldüğü esnada ağaçların arasından çıkan biri fark ettirmeden yanlarına yaklaştı. Bunu öyle sessiz yapmıştı ki hiçbiri farkına varamadı. Siyahlar içindeki adam konuşmaya başlayıncaya kadar varlığını idrak edememişlerdi. Birden hiç beklemediği yerden konuşma sesi gelince küçük bir çığlık attı Heaven. Timuçin aniden çömeldiği yerden kalktı. Akira ise sükünetini muhafaza ederek konuşan kişiye baktı. Gelen, kardeşini gömdükleri şahıstı. Ağır ağır doğruldu. Kendi dili ile konuşmaya başladı. Yer yer sesi yükseliyor, bazen de yükselen sesine mimikleri eşlik ediyordu. Konuşma sonuca bağlandığında diğerlerine döndü. "Hatırlamışsındır sanırım." Timuçin başı ile onaylayınca devam etti. "Burada ne aradığını sordum. Her gece uğradığını hatta nöbet tuttuğunu söyledi. Babamı bulmam gerek dedim. Uzun süren itirazların sonunda görüştürmeyi kabul etti. Bizi birliğin gizlendiği yere götürecek." Cümlesi biter bitmez hareketlenen adamın peşi sıra yürümeye başladı.

KEHANET NOTALARI -2 - AĞYAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin