İngilizce sınıfındaydık. Bayan Jung yaşlı biriydi ve kulakları rahatça duymuyordu. Bu yüzden ingilizce dersi hep gürültülü ve anlamsız geçiyordu.
Bu derste ortak olduğum tek kişi Jimin'di. Onunla tek sohbetimiz ise barda ilk tanıştığımız zamandı.İyi birine benziyordu.Daha doğrusu okulda genel olarak sevilen bir kaç kişiden biriydi. Sakin ve sessiz bir yapıya sahip olmasına rağmen okulda oldukça popüler biriydi.
Sınıf yine her zaman ki gibi gürültülüydü. Kimileri birbiriyle, kimileri telefonla fazla saklama ihtiyacı duymadan rahatça konuşuyordu. Kimileri uyumaya çalışırken sınıfta ben ve bir kaç kişi haftaya olacak olan sınavlara çalışıyorduk.
Daha doğrusu ben direk biyolojiye odaklanmıştım çünkü Taehyung'u sorunsuz bir şekilde geçirmek istiyordum. Ona üzülmemin yanı sıra tüm yaptıklarından sonra kendimi borçlu gibi hissediyordum.Kitabımın sayfalarını karıştırıp not alırken telefonumun ekranı parlayıp söndü. Gelen mesajın kimden olduğunu görünce şaşırdım açıkçası.
Taehyung
-Sınıfın kapısının önündeyim.Başımı kapıya doğru çevirdiğimde gerçekten orada olduğunu gördüm. Kendini saklama gereksinimi duymadan açık kapıdan rahatça içeri bakıyordu. Ona 'ne oldu' der gibi kaşlarımı havaya kaldırdım. O ise telefonumu işaret etti.
Taehyung
-Dışarı çıkGeri cevap olarak ona dönüp başımı iki yana salladım. Bayan Jung çıkmama izin vermezdi. Kaldı ki teneffüsü beklesek bir sorun olacağını düşünmüyordum.
Taehyung bıkmış bir şekilde nefes vererek sınıfa rahatça girip beni kolumdan tuttuğu gibi sınıftan çıkardı.
Şaşkınlıkla sınıfa göz gezdirdim ama bir kaç kişi dışında bizi farkeden olmamıştı. Bayan Jung ise gözlerini kapatmış, uyuyor gibiydi.
Taehyung beni sınıftan dışarı çıkarınca hiç beklemeden yürümeye devam etmişti. Kolumu ondan kurtarıp kendime çektim. Nereye gittiğimize, sınıftan beni neden çıkarttığına dair en ufak bir fikrim yoktu.
"Sen bana kızgın değil miydin?" diye sordum arkasından ona yetişmeye çalışırken.
"Niye kızgın olayım?" diye karşılık verdi. Arkadan bakınca ensesindeki saçları maviye boyadığını farkettim. Tuhaf duruyordu."Bilmiyorum dengesiz olan sensin." Yürümesini kesmeden tek kaşını kaldırıp bana baktı. Ona yetişince yan yana yürüdük.
"Ağzın baya açılmış senin." omuz silktim.
"Beni neden sınıftan çıkardın?" diye sorunca bir kapının önünde durduk. Öğretmenler odasının kapısıydı bu.
Ona doğru bakınca kolundaki saatine bir bakış attı ve kapıyı hafif aralık yaparak içeri baktı.Daha sonra sessiz bir şekilde kapıyı kapattı ve beni kolumdan tutarak köşeye çekti.
"İçeride Bay Park var. Onu bir bahaneyle odadan çıkar."dedi. Kaşlarım havaya kalktı.
"Neden?" diye sordum. Sıkıntılı bir şekilde nefes verdi.
"Soru sorma yap işte." gözlerimi devirdim. Kapının önüne gelip elimi yumruk yaptım bir kaç kez vurdum. Daha sonra kapıyı açıp içeri baktım ve Bay Park'ı tek başına kitap okurken gördüm.
"Umm efendim," gözlüklerinin üstünden bana baktı. "Nöbetçi öğrenci sizi arıyordu. Sanırım önemli."Bay Park başını sallayıp kitabının arasına ayracı koyduktan sonra odadan çıkarken ben ve Taehyung başka bir yöne gidiyormuş gibi yapıyorduk. Onun gittiğine emin olduktan sonra geri döndük. Taehyung beni kapının önüne dikti ve 'biri gelirse mutlaka haber ver' diye tembihledi. Daha sonra içeri girince kapıyı hafif aralık bırakarak etrafa bakındım.
Taehyung'un içeride ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu. Tahmin bile yürütemiyordum. Ama sanki onun dediklerini yapmaya mecburmuşum gibi hissediyordum. Birinin gelmesi olasılığına karşı pür dikkat etrafı incelerken Taehyung yüzündeki sırıtmayla kapıdan çıkıp sakin bir şekilde telefonunu cebine attı.
"Gidelim."
Saate baktığımda teneffüse beş dakika kaldığını gördüm. Taehyung'la birlikte yemekhaneye gidip her zamanki masaya geçtik.
"Ne yaptın içeride?" diye sordum. Yüksek çıkan sesime karşı beni uyarınca daha kısık bir şekilde tekrar sordum. Bu soruma karşı telefonunu çıkarıp bana bir şey gösterdi.Üzeri yazılı kağıdın fotoğrafını gösteriyordu. Daha dikkatli inceleyince bu yazıların sorular olduğunu farkettim. Şaşkınlıkla bir Taehyung'a bir de telefonun ekranına baktım.
"B-bu biyoloji sınavının soruları!" diye fısıldadım. Taehyung yine sırıttı."Dün gece kağıtları hazırladığını farkettim. Evde benim bulmama karşı buraya getireceğini düşündüm, tam olarak da öyle yapmış."
"Neden böyle bir şey yaptın? Ben sana yardım edecektim." diye sordum.
"Yine yardım edeceksin zaten. Soruları sen ezberleyeceksin bende senden geçireceğim. Böyle daha garanti olsun istedim." Sorulara tekrar bakınca bir kaç tanesi dışında bildiğim şeyler olduğunu farkettim. Taehyung soruları bana gönderip telefonunu cebine attı.
Masaya Seokjin'in ve Jimin'in gelmesiyle birlikte kendimize yemek alıp yemeye başladık.
—————
"Jungkook lütfen lütfen soruları bizede ver!" Hoseok ellerini birleştirip bana yalvarırken Namjoon'da ondan farklı değildi. Onlara bunu söylediğim için hemen pişman olmuştum.
"Jungkook kaç senedir arkadaşız? Bizden soruları mı esirgiyorsun?" Sıkıntıyla gözlerimi devirdim.
"Çoğu kişi tam puan alırsa Bay Lee anlar."dedim ikisinin yalvarışına karşı."Yarısını versen?" Hoseok ısrar etmeye devam ediyordu. Tekrar gözlerimi devirdim.
Eğer Taehyung bunu öğrenirse bana kızacaktı yinede Hoseok ve Namjoon'un ısrarlarına dayanamayıp soruların yarısını onlara verdim. Her ikiside en az on kere teşekkür ettikten sonra bana yemek ısmarlayacaklarına dair söz verip evlerine gittiler.
Saate bakınca ne kadar geç olduğunu fark ettim. Yarın okul yoktu ama yinede geç yatmak istemedim. Odama çıkıp elime bir kitap aldım. Kitabı okurken hafif mayışmıştım ama telefonun parlayıp sönmesi dikkatimi çekmişti.
Hafif doğrulup gelen mesaja baktım.Taehyung
Biyolojiye iyi çalış tavşan :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy in Luv // taekook
Fanfiction[tamamlandı] "Hey aşık çocuk!" diye bağırınca bir kaç kişi dikkatini bize vermişti. Arkamdan bağırmaya devam ettikçe bize bakan sayısı arttığı için utandım ve yanıma gelmesini bekledim. Koşar adımlarla hemen geldi. Dalga geçen gülümsemesi hala yüz...