#19 FINAL

1K 112 49
                                        

Karşımda Namjoon ve Hoseok, hep birlikte bir masada önümüzde birer kahve, sessiz bir şekilde oturuyorduk.

Hoseok meraklı bir şekilde Namjoon ve bana bakıyordu. Namjoon'la ben ise birbirimize 'ilk sen başla' der gibi kısa bakışlar atıyorduk. En sonunda derin bir nefes alıp ellerimi masanın üzerindeki birleştirdim.

"Hoseok, sana bir şey söylemem gerek." Namjoon ilk önce benim başlamama sevinmiş gibiydi. Hoseok ise sabırsız bir şekilde beni bekliyordu.

Hoseok bir şeyi aramızda en son öğrenen olmaktan nefret ediyordu. Bu yüzden onu okulun yanındaki kafeye çağırmak için epey çaba sarf etmiştik. Ona ne kadar ısrar etsek de trip atmaya devam etmişti.Ama sonunda bütün içeceklerini ve yiyeceklerini biz ödeyeceğiz deyince kabul edip bizimle kafeye gelmişti. Geldiğimizden beri ise bir kahvaltı menüsü ve üç çeşit içecek sipariş edip, ona ne anlatacağımızı sormuştu.

"Dün Taehyung'la birlikte.." hala meraklı bir şekilde cümlemi devam ettirmem için kocaman açtığı gözlerle bana bakarken Namjoon'a özür dileyen kısa bir bakış attım. "Namjoon'la Jin'i birbirine sarılırken gördük!"

Namjoon ağzını ve gözlerini kocaman açmıştı. İlk önce onu ispiyonlamama baya şaşırmış ve kızmıştı.

Hoseok "İnanamıyorum!" deyip Namjoon'a döndü. "Ve ben bunu yeni mi öğreniyorum!?"

Namjoon ne diyeceğini bilemeyerek Hoseok'a baktı daha sonra kaşlarını çatıp bana baktı. "Jungkook ve Taehyung geçen gün öpüştüler!" Bu sefer ağzını ve gözlerini kocaman açan bendim.

"Sana da inanamıyorum Jungkook!" Hoseok baya şaşırmışa benziyordu. Namjoon'la ikimiz birazdan birbirine saldırmaya başlayacak iki köpek gibi bakışıyorduk.

"O zaman ben de bombayı patlatıyorum. Ben de sanırım Min Ho'dan hoşlanıyorum." Namjoon'la bakışmayı kesip Hoseok'a baktık.

"Geçen gün ki sinemaya gittiğimiz çocuk mu!?" Hoseok başını sallayınca hepimiz birden gülmeye başladık.

"Vay canına, sanırım üçlü randevuya çıkmalıyız."


---------------------------

Taehyung'un uzun ve boğumlu parmakları benim onun yanında ince ve kısa duran parmaklarımı sarmıştı. Onun esmer teniyle benim beyaz tenim harika bir uyum yakalamıştı. Gözlerimi birleşik ellerimizden alamıyordum. O da benim aksine diğer kolunu omzuma sarmış kafasını saçlarıma gömmüş bir şekildeydi. Saçlarımı kokladığını hissediyordum.

Okulun kafesinde Sun Yeon'un masasındaydık. Karşımda Jin ve Namjoon hemen onun yanında bizi izleyen Sun Yeon ve Jimin duruyordu. Kafeteryaya giren çıkan herkesin ilgi odağı olmuştuk. Herkes şaşkın bir şekilde kaçamak bakışlar atıyordu. Kimse dik dik bakamıyordu çünkü Taehyung bize bakanlara sert bakışıylarıyla önüne döndürüyordu.Benim ise hiç umurumda bile değildi. Bulunduğum yerden, beraber olduğum kişiden oldukça memnundum.

"Bana sinemada çok kızmıştın ama haklı olduğumu biliyordum." deyip sırıtan Sun Yeon'a gülümsedim. "Ama Jin ve Namjoon asla aklıma gelmemişti."

"Jin sonunda kendinden çok sevdiği birini bulabildi."dedi Jimin. Hepimiz buna güldük. Namjoon ise keyifli bir şekilde sırıtıyordu.

Taehyung kulağıma eğilip "Bahçeye çıkalım mı?"diye sorunca başımı kaldırıp "Olur." dedim.

Masadan kalkarken bile elimi hiç bırakmamış aksine iyice sarmıştı. Uyumlu adımlarla bahçeye çıkınca soğuk havanın etkisiyle titredim.

"Üşüdüysen içeri gidebiliriz?" diye sorunca başımı iki yana salladım ama üşümüştüm.

Ağacın yanındaki banka ilerlerken bankta sanki Taehyung'u görmüştüm. İlk gün konuştuğumuz zaman ki Taehyung.

Bir elinde telefon diğer elinde gizlice içtiği sigarası vardı. Ona doğru anlık gelen bir cesaretle emin bir şekilde yürümüştüm.

Ona tek bir kelime bile etmemiş olmama rağmen ondan Sun Yeon için yardım istediğimi anlamıştı. Başlarda ne kadar sinir olsam da daha sonra onu tanıdıkça kafamdaki profilden bambaşka biri olduğunu öğrenmiştim.

"Ne düşünüyorsun?" Taehyung oturduğumuz bankta beni yanına çekerek sımsıcak kollarını bana sardı. Nefesi kulağımı uyuştururken dudaklarımı yaladım.

"Burada, senin yanına geldiğim ilk günü düşünüyordum." güldü.

"Ah evet." gülümsedi. "Bir şey söyleyecek gibiydin ama daha sonra söylemekten vazgeçip yanımdan gitmiştin." gülümsedim. "Seni ilk defa o zaman tavşana benzetmiştim." Omzuna vurdum.

"Romantiklik seviyen eksilerde."gözlerimi devirdim. Kulağımın arkasından gülüp iki koluyla sıkıca sarıldı.

"Sana yardım ettiğim ilk zamanlar küçük bir çocuğa ders veriyor gibiydim. Ama potansiyeli olan bir çocuk. Sadece sen bunun farkında değildin. Buna rağmen dediklerimi çok doğru bir şekilde yerine getirdin. Bambaşka biri oldun. Ama buna gerek bile yoktu. Eğer Sun Yeon seninle birlikte olmak isteseydi, seni bol eşofmanınla da fark ederdi, dağınık saçlarınla da." dikkatli bir şekilde onu dinliyordum. Dedikleri beni şaşırtmıştı bir yandan da ona hak vermiştim.

"Ama sen beni beğenmiyordun." dedim ona dönüp tek kaşımı kaldırarak.

"Bence gayet hoş ve tatlıydın." deyip sıyırmaya çalıştı. "Ama Sun Yeon'un gözünden bakınca sana eksikliklerini söyledim sadece."

Saatlerce durmadan ona bakmak istiyordum. Baygın bakan gözlerine, minicik duran burnuna, kıpkırmızı dudaklarına..

Tam burnunun ucunda duran beni öptüm. Buna şaşırıp güldü. O da benim için aynı şeyi yaptı. Birisinin burnumu öpmesi tuhaf hissettirmişti. Güldüm.

Uzanıp yanağımdan öptü. Gözümün biraz altında küçüklüğümden kalan yara izimin tam üstünü.

Taehyung başıma gelen en güzel şeylerden biriydi. Bunu her geçen gün daha şiddetli hissediyordum. Ona her an daha fazla bağlanıyordum.

Uzanıp dudağından öptüm. Hemen çekilince bu kadar kısa sürmesine şaşırmış gibiydi. Tek kaşını kaldırdı bir süre bana baktı daha sonra alt dudağımı iki dudağının arasına aldı. Göğsünden yavaşça itip onu durdurdum.

"Okuldayız." dedim nefes nefese. Taehyung beni öptüğü zaman nefes almayı unutuyordum.

Omuz silkti umurunda olmadığını gösterir bir şekilde. Daha sonra kafasını omzuma yaslayıp gözlerini kapattı.
"İyi ki varsın Jungkook."dedi boğuk çıkan sesiyle.

Gülümseyip tutuşan ellerimize baktım. Saçları boynumu gıdıklıyor, nefesinin değdiği yer karıncalanıyordu.
"İyi ki varsın Taehyung."





Selamm evet final yaptım çünkü ne yazcağımı bilemedim bari bitiriym kafamdaki yeni kurguları yazıyım dedim. Bide kitap sıkmaya başladı başlarda iyi gidiyodu da sonra saçmalamaya başladım geri dönüp dönüp okudum pek beğenmedim anlatış tarzımı filan fazla eksiğim var yani. Yine de ilk kitabımdı ve kısa kısa yazdım fazla kafa yormanıza gerek olmasın diye. Olaylar hızlı gelişti biliyorum ama sakin kafayla yazamadım hiç diğer kitaplarda daha iyi olmaya çalışacağım bu arada buraya kadar okuyan bordo berelidir neyse diğer kitaplarımda buluşmak üzere kendinize iyi bakın svglr syglr💜💜💜💜💜💜💜

Boy in Luv // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin