#17

814 118 21
                                    

Jin Namjoon'un göğsüne yatmış, Namjoon ise ellerini Jin'in belinde buluşturmuş bir şekilde sarılıyorlardı. Namjoon burnunu Jin'in boynuna sokup bir şeyler söylüyordu. Jin ise buna kıkırdayarak gülüyordu.

"Ağzını kapat artık. Beş dakikadır onları dikizliyorsun." Taehyung'un sesiyle kendime geldim.

"A-ama bu, nasıl? Namjoon, nasıl? Jin?" ne dediğimi bile bilmiyordum. Hala gördüğüm şeyi sindirememiştim. Namjoon'un gizli sevgilisi Jin miydi?

"En iyisi onlar bizi fark etmeden gidelim." yerimden kıpırdamadığımı görünce bileğimi tutup çekiştirdi. Beni bahçeye çıkardığını banka oturunca fark etmiştim.

"Namjoon'un erkeklerden hoşlandığını yeni mi öğrendin?" cebinden her zaman ki sigarasını çıkarmıştı. Başımı salladım.

"Evet. Gerçekten çok şaşırdım."

"Niye?"diye sordu sigarasını yakarken. Okulun bahçesinde sigara içecek kadar rahat biriydi.

"Bilmiyorum." dedim. Omuz silkip. Göz ucuyla ona bakıyordum. Sigaradan nefret etsem bile onun içişini görünce benim de canım çekmişti.
Ona dalgın dalgın baktığımı görünce "İster misin?" diye sordu elindeki sigarayı kastedip. Bir an tereddüt ettim ama daha sonra başımı sallayıp istediğimi belirttim.

Sigaranın filtresini bana çevirdi. Başımı öne atıp filtreyi dudaklarıma yaklaştırdım. Tam değecekken önümden çekti. Başımı yukarıya kaldırıp sırıtışına baktım.

"Senin gibi hanım evlatlarına bunlar zararlı." doğrulup omzuna vurdum.

"Sana şifa veriyo sanki!"

"Acılarımı hafifletiyo." gözlerimi devirdim.

"Ben de acılarımı dindirmek istiyorum belki?"

Bankın bir ucunda ben diğer ucunda o oturuyordu. Yinede aramızda boşluk yok denecek kadar azdı. Elindeki sigarayı yere atıp söndürdü. Daha sonra bakışlarını bana çevirdi.
İstemsiz bir şekilde dudaklarımı yalayınca bakışları oraya kaydı. Birden yanaklarım kızardı.

"Niye kıpkırmızı oldun?" diye sordu sırıtarak. Omuz silkip diğer tarafa döndürdüm vücudumu.

"Hormonlarım yanlış zamanlarda çalışıyor." arkamda gülüşünü duydum. Eli omzumdaydı.
"Yüzüne bakmama izin ver tavşan!" beni döndürmeye çalıştıkça banka tutunup dönmüyordum. İkimizde gülüşüyorduk.
Bankı tutmayı bırakıp ona döndüm. "Sensin tavşan." deyip onu itekledim. Hala gülmeye devam ediyordu.
İki bileğimden de tutup beni durdurunca ikimizde nefes nefese kalmıştık. İkimizde kızarmış yüzlerimize bakıp soluk veriyorduk.

Hiçbir şey demeden birbirimize bakıyorduk. Sessizlik ortamı tuhaflaştırıyordu. Bir şey demek istesem ne diyeceğimi bilmiyordum. Bir yandan da bozmak istemiyordum. Hava soğuk olmasına rağmen ikimizde kıpkırmızıydık.
"Şuan.."diye başladım lafa. "Sen de bir tavşana benziyorsun." dudağının kenarı kıvrıldı.

Bir şey demedi. Hala gözleri üzerimdeydi. Bileklerimi tutan elleri gevşekti. Ellerini iyice gevşetti. Elleri bileklerimden avucuma indi. Bakışlarımı aşağı indirdim. Tam olarak elimi tutuyordu. Tekrar bakışlarımı gözlerine çevirdim.

Dudaklarını aralayınca konuşacağını hissettim. Bakışlarım dudaklarına indi.
"Bu.." dedi. Ellerinin sıcaklığını ellerimde hissettim. "Yanlış mı?"

"Bilmiyorum."dedim.

"Yanlışsa bile.." tekrar konuşmaya başladı. " Neden bu kadar doğru hissettiriyor?"

O an her şey durdu. Düşüncelerim, nefes alıp vermem, bakışlarım. Tek bir şey hissediyordum, o da dudaklarıma değen sıcak nefesiydi.

Dudaklarını benimkilerin üzerine bastırdı. Bir süre sadece öyle kaldık. Benden bir atak göremeyince Taehyung dudaklarını hareket ettirdi. Alt dudağımı hafifçe emerek bıraktı. Heyecandan nefes almayı unutmuştum. Geri çekilmemi beklemediği için bir an boşluğa düşer gibi üstüme eğildi. Şaşkın yüzüyle bana bakarken ellerini ellerimden çekti. "Ben özür dilerim." bir an panikle etrafa bakındı. Utanan Taehyung'u ilk defa görüyordum.

Ayağa kalkıp ensesini kaşıdı. "Gitsem iyi olur." deyip beni bahçede bırakarak okul binasına girdi. Arkasından şaşkınca bakakaldım.




Ay sonunda öpüştüler demi dlskdpslsşs ya aklıma sürekli fic konuları geliyo ama şu iki kitabı bitirip başlamak istiyorum bugün üç bölüm attm resmen daha da atabilirimm

Boy in Luv // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin