Taehyung'un sınıftan çıkmasının ardından bende onunla bir çıkıp ona yetiştim. "Neler oluyor?" diye sordum kaşlarım çatık bir şekilde. "Cümleleri değiştirip yazdığını söylemiştin!"
"Öyle yaptım!" Elini saçlarının arasından geçirdi. "Benimle uğraşmak için elinden geleni yapıyor."dedi. Onun için gerçekten üzülüyordum.
Müdürün kapısının önünde durup birbirimize baktık. Hafifçe bana doğru eğildiğinde ne yaptığını anlayamamıştım. Yanaklarımız değiyordu. Nefesini kulağımda hissettim. "Ne olursa olsun,"fısıldadı kulağıma doğru."İnkar et." geri çekildiğinde başımı hızlıca salladım. Sıcak nefesinden dolayı kulağım uyuşmuştu biraz.
Taehyung kapıyı çalınca kendime geldim.
"Bay Lee bizi buraya gönderdi." Taehyung Bay Lee'nin onun üvey babası olduğunu söylediğinden beri o adama Bay Lee demesini tuhaf buluyordum.
"Ah anladım, gel Taehyung ve.." tek kaşını kaldırarak bana bakıyordu. "Jungkook." diye tamamladım cümlesini.
"Bay Lee bana sınavda yan yana oturduğunuzu ve cümlelerinizin benzer olduğunu söyledi." Masadaki iki kağıdı alıp gözlerini kısarak baktı. "Bana pek aynı gelmedi gerçi ama sonuçta Biyoloji öğretmeniniz o." Taehyung'un gözlerini devirdiğini gördüm.
"Efendim elinizdeki kağıtlara bakabilir miyim?" Müdürün elinden iki kağıdı da alıp bir süre inceledi.Daha sonra elindeki kağıtlarla müdüre yaklaşıp eliyle bir yeri işaret etti.
"Efendim soruda Starling hipotezinin ne olduğunu açıklayın diyor." bir kağıdı diğerinin üstüne attı. "Benim cevabım, Starling hipotezi, içerisinde madde alışverişinin nasıl yapıldığını açıklayan bir hipotezdir, demişim."benim olduğunu anladığım kağıdı üste çıkardı. "Jungkook'un cevabı ise, kılcal damarlarda kan ile doku sıvısı arasındaki madde alışverişinin ve etkisi ile gerçekleştiğini açıklayan hipotezdir, şeklinde."
"Soru aynı olduğu için verdiğimi cevaplar benzer olabilir," dedi omuz silkip"İsterseniz diğer sorulara da bakabilirsiniz." kağıtları müdüre uzattı.
"Gereği yok sanırım siz de haklısınız. Bay Lee ile konuşurum ben. Hadi siz sınıfa geçin." Taehyung'un azmine hayran kalmıştım. Gerçekten kopya çeksek bile bir şekilde müdürü inandırıp haklı olduğumuzu savunmuştu ve müdürde ona kanmıştı.
Odadan çıkınca ona sessiz bir alkış tutup "Harikaydın!"diye fısıldadım.Bana kısa bir gülüş attı.
"Biliyorum, buralarda harcanıyorum." gözlerimi devirerek güldüm. Boş koridorda yavaş adımlarla sınıfa doğru yürüyorduk.
" Bay Lee seni polise vermeyecek, değil mi?" kısa bir an duraksadı. Daha sonra iki elini de arka cebine attı.
Omuz silkip," Bilmiyorum." dedi. "Daha sınav sonucumu bile bilmiyorum." sessizce başımı salladım.
İkimizde sınıfa gitmek istemiyorduk bu belliydi. Çünkü yürüyebileceğimiz en yavaş seviyede adım atıyorduk.
"Benim yüzümden."dedim bir anda. Durup bana döndü. Tek kaşını kaldırdı.
"Eğer sınavdan düşük alırsan benim yüzümden rehabilitasyon merkezine gideceksin, benim yüzümden okuldan uzaklaşacaksın." dedim. Gözlerim hafif dolmuştu ama ağlayacak kadar değildim.
Elini omzuma attı. "Saçmalama sen olmasan oraya gidişim kesin olurdu ama senin sayende burada kalma ihtimalim var." Alınlarımız neredeyse birbirine değecekti. Omzumdaki elini enseme çıkardı. Saçıma dokunduğunu hissettim. Gözlerimi gözlerinden alamıyordum. Hatta ona cevap bile veremiyordum çünkü tek düşündüğüm şey ensemde eliydi!
Kısa bir süre böyle kaldık sonra kendimize gelince elini saçımdan çekip cebine koydu. Ben de kızaran yanaklarımı gizler bir şekilde diğer tarafa bakıyordum. Bir heyecan hissetmiştim. Tuhaf bir heyecandı. Alışılmadık bir his kapladı içimi. Karnım gıdıklanıyordu , kalbim ise kafesinden uçmaya çalışan bir güvercin gibiydi. Tırnaklarımı avcuma batırıp bu heyecanın geçmesini bekledim. Taehyung'un olduğu tarafa bakamıyordum bile.
"Sanırım bunu görmelisin." Taehyung'un sesiyle kendime gelip ona döndüm. Karşıda bir yere odaklanmış bakıyordu.Onun baktığı yöne döndüm. Gördüğüm şeyle ağzım açık kalırken Taehyung buna kıkırdıyordu.
"Namjoon ve Jin. Güzel bir çift ha?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy in Luv // taekook
Fanfiction[tamamlandı] "Hey aşık çocuk!" diye bağırınca bir kaç kişi dikkatini bize vermişti. Arkamdan bağırmaya devam ettikçe bize bakan sayısı arttığı için utandım ve yanıma gelmesini bekledim. Koşar adımlarla hemen geldi. Dalga geçen gülümsemesi hala yüz...