Bölüm şarkısı: Sertab Erener - İncelikler Yüzünden
•
(Bölüm şarkısını burada açabilirsiniz. )
Kalbin dört odacığından bahsederdi biyoloji kitapları. Her bir atımda kasılıp gevşeyen kaslar kanı farklı odacıklara ulaştırır, daha sonra da vücudu dolaşmak üzere bambaşka bir damara yönlendirirdi.
Yürek edebiydi. Her bir parçasında gezinen acıyla birbirine tutunan satırlar sıkışırdı tozlu sayfalar arasına. Kalp dört odacıktan oluşurdu. Yürek ise uykudan yoksun kaç geceye kurban gittiyse o kadar parçadan.
Dönüp Tahir'e bakmamak için çabalayan Nefes'in de sol yanındaki sızının kalbe dayandığı söylenemezdi. Hele de halihazırda sönmemiş bir yangın varken. Ruhundaki boşluğa yel esmiş, henüz kapanmış ve tekrar açılmaya müsait yaralara değmişti. Bir kez daha kimsesizleşmişti.
Bu çok zaman önce alıştığı bir şeydi. Ne var ki, bir yerden sonra duyarsızlaşıyordu bile. İlk veya tekrar yaşadığı an kadar belirgin hissetmiyordu hiçbir zaman.
Birkaç dakika önce hevesle açtığı kapıyı sertçe itip gürültülü kafeteryaya tekrar girdi. Gülüşen, hararetle sohbet eden insanların sesi, başındaki ağrıyı daha da artırıyordu. Günce'ye gülerek bir şeyler anlatan Elif, yeri ezmek ister gibi sert ve seri adımlar atarak yaklaşan Nefes'le göz göze geldiğinde yumruk yaptığı elini yüzünden ayırdı, doğruldu. O yanlarına gelip aceleyle masadaki eşyalarını çantasına atmaya başlarken, ne yapacağını bilemeyerek ayağa kalktı Günce de.
"Ne oluyor Nefes? Ne bu halin? "
"Bir şey söylemeden de çıktın gittin.. "
"Ben.. İyi değilim sanırım. "
Değildi. Doğru dürüst bir cümle bile kuramıyordu.
"Neden, neyin var? "
Endişeli görünüyorlardı. Daha da acele etti Nefes.
"Başım.. Başım çok kötü. Derse giremeyeceğim. "
"Ağrı kesici içsen geçmez mi? "
Başını iki yana salladı. "Biraz uyusam düzelirim. "
Kısmen doğruydu, söylediği. Uyumazsa mahvolacaktı.
"E bizim de aklımız sende kalacak bu sefer. "
"Kalmasın, gerçekten. "
Çantasını alıp kafeteryanın diğer kapısından çıktı. Bir süre peşinden baktı kızlar, sessizce. Gözlerini oradan alan, diğer kapının hızla açılması oldu. Biraz önce gürültü çıkarıp dışarı çıkan çocuktu, içeri giren.
"Yine mi bu.. " dedi Günce sıkılarak.
"Kim ki? "
"Tahir diye biri. Caner anlatıyor arada da.. Söylediğine göre sıkıntı bir tip. "
"Tahir mi? " dedi Elif, huzursuzluğunu saklama gereği duymadan.
"Soyadını biliyor musun? "
"Dur, hatırlayacağım. Ka.. Neydi ya? "
"Kaleli. "
"Sen de biliyormuşsun işte.. Neden sordun? "
"Sanırım Nefes az önce onunla konuştu. "
"Ne? "
Omzunun gerisinden, onlar konuşurken arkadaşlarının yanına dönen Tahir'e baktı.
"İkisi ne alaka? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLUN
Teen FictionOradasın, biliyorum. Onu tanıyor musun? Kendini tanıyor musun? Görmek mi istiyorsun, bakmak mı? Bulmak mı, aramak mı? Unutmamak mı, yoksa hatırlamak mı? Cevabı hala bilmiyor musun? Uçurumlar silinsin aklından, kanatlar. Kapılar ve anahtarlar. Bir is...