Bölüm Şarkıları: Gripin - Beş, Cem Adrian - Seni Kaybettim, Teoman - Çoban Yıldızı
Hepsinin hangi sahnede çalacağını bölüm içinde belirttim.
•
Sen bir kuşsun.
Elbette filleri yeneceksin,
Bak şimdi yoksun.
Ben bir çimenim.
Elbette filler beni ezecek.
Çimenler fillerle de güzel değil.
Bilmeyeceksin.
Kemal Zeki Özen
•
Ocak, 2020
Anahtarı iki kez çevirip içeri girdi, vestiyere atıp sıklıkla iç çekerek üstündekileri çıkardı. Ağır adımlarla odasına gitti, masasının önündeki pufa oturdu. Birkaç saniye yalnızca baktı kendine aynada.
O gece ayrı sakindi sanki. Ayrı durgundu. Kaybolmuş veya bir yolun sonunu bulmuş gibi.. Masadan aldığı tarağı saçlarında dolaştırırken kapıda hissettiği hareketlilikle, bakışlarını ayna üzerinden oraya çevirdi. Gülümsedi. Bedeni ona doğru yürürken geri döndü önüne. Yalnızlığı resmetmeye alışık aynada ikisi vardı şimdi. O, ve Tahir Kaleli.
"Tahir.. " dedi fısıltıyla.
Fısıldamasını gerektiren bir durum yoktu esasında. Aksine, kalbinin şiddetli çarpışını gizlemek için normal ses tonundan daha yükseğini bile tercih edebilirdi.
"Hoşgeldin. "
Yapmadı. Sesini keskinleştirerek aralarında gezinen karanlığı ve o tuhaf havayı yırtmadı. Onun yerine, Tahir, ifadesiz görünen yüzünün aksine gözlerinin parlaklığıyla bir adım daha attı. Elindeki tarağı aldı, saçlarını usul usul taramaya başladı. Canını yakacak her şeyi uzak tutmak ister gibi, tarağın kırık olan dişini parmağıyla kapatmıştı. Küçük sivri çıkıntıları tenine değiyor olsa da, Nefes'e ulaşamayacak olması canının acısını önemsiz hale getiriyordu.
Perdenin arkasından sızan ışığı sırtıyla engelliyor, gölgeyi, kirli sakallarını başlangıç alarak sarınıyordu. Onu sessizce izlerken dikkatini çeken detaylardan biri de şuydu ki, karanlık, Tahir'e çok yakışıyordu.
"Korkuyor musun? "
İnkar edemezdi, kendi ruhuna yakıştığı kadar.
"Evet. "
Gözlerindeki yoğunluktan bir damla düştü dudağına, kıyısında bir tebessüm yeşerdi. İşi bittiğinde uzanıp masasına bıraktı tarağı. Saçlarını özenle, iç çekerek okşadı. Daha sonra ise yere, hemen önüne oturup tek dizini kendine çekti, başını geriye doğru eğip Nefes'in bacaklarına yaslandı.
"Neyden korkuyorsun Nefes? "
"Bilmiyorum. "
Yutkunduğunda, Tahir de yutkundu. Adem elmasının teninden geçişini seyretti bir süre. Neden konuşamıyor, kıpırdayamıyordu? Neden elinden, korkmaktan başka bir şey gelmiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLUN
Teen FictionOradasın, biliyorum. Onu tanıyor musun? Kendini tanıyor musun? Görmek mi istiyorsun, bakmak mı? Bulmak mı, aramak mı? Unutmamak mı, yoksa hatırlamak mı? Cevabı hala bilmiyor musun? Uçurumlar silinsin aklından, kanatlar. Kapılar ve anahtarlar. Bir is...