B.12 | Satır Başı

1.8K 89 219
                                    

Bölüm şarkısı: Mabel Matiz - Bir Hadise Var

"Peki şeyi hatırlıyor musun, ilkokuldaki Aliye hocayı? 'Bir sincap pantolonumda' şarkısını söylüyorum diye vurmuştu kafama. Kağıtla vurdu bir de. Evlat olsan eldivenle severler, der gibi. "

Ellerinin köpüksüz kısmıyla gülmekten yaşaran gözlerini silerken, durup Tahir'e baktı.

"Ulan ciddi misin ya? Abi buna da mı gülmeyeceksin?"

Omuz silkti Tahir, bulaşıkları sertçe yıkamaya devam ederken.

"Komik değildi ki. "

"Nah komik değildi. "

Mete de sinirle önüne dönüp Tahir'in köpükten geçirdiği bulaşıkları durulamaya devam ederken,

"Bu benim en komik anılarımdan birisi tamam mı, gül. Ayıp olmasın diye gül hiç değilse! " diye tekrar atıldı bir süre sonra.

"Lan komik değil ki! "

Kaşlarını olabildiğince çattı, omuz silkti.

"Nah komik değildi! "

Otuz dört saat geçmişti Trabzon'dan döneli. Otuz dört saattir mutsuz, sessiz, tepkisizdi Tahir. Otuz dört saat önce görmüştü Nefes'i en son. En son, otuz dört saat önce nefes almıştı.

Döndüklerinden beri evden dışarı adım atmamış, temiz bir hava ihtiyacı dahi duymamıştı. Bunun yerine evin içinde henüz dolmamış kirli sepetindeki kıyafetleri makineye atmış, fazlaca yemek yapmış, en son da kendi günü olmamasına rağmen bulaşık yıkamaya başlamıştı. Mete de bir an olsun yanından ayrılmıyor, ya güldürmeye çabalıyor, ya da üstünü kapalı tutmaya çalıştığı fakat başaramadığı nasihatlerini sıralıyordu. En son yine komik olmayan bir anının tartışmasını yaptıkları esnada kapıdan gelen sesle atışmaları bölündü.

"Ben geldim! " diye seslendi Ali, kapıyı kapatıp montunu çıkarırken. Birkaç saniye bekledi yanıt gelmesi için, ve bir kez daha yokladı.

"Mete, Tahir? Neredesiniz oğlum? "

"Ali gel abi. Gel, al şunu yanımdan. " diye bağırdı Mete, ve elini savurarak su sıçrattı Tahir'e.

"Noldu ya?" deyip mutfağa geçti Ali soluk soluğa.

'Mete pişirir, ayılar göbeğini şişirir' yazılı mutfak önlüğünü giymiş, kulağında kulaklıklarıyla bulaşık yıkayan Tahir'i, yanında da sinirden kızarmış, yüzü düşmüş Mete'yi gördüğünde gülmeden edemedi.

"Oo, kolay gelsin, de.. Haftasonu bulaşıkları Mete'de değil miydi? Sen niye yıkıyorsun? "

"Kafa dağıtıyorum. "

"Abi kafanı dağıt yine, ben sana dağıtma demiyorum da, sen Ömer'in ölümünden sonra börek çöreğe saran doktor Zeynep'e dönmüşsün. "

Mete sesi etrafta yankılanacak biçimde kahkaha atarken Ali'nin bu söylediğine, o da kendi esprisine sırıtarak masanın yanından bir sandalye çekip ters oturdu.

"Anlatın hadi, noldu? "

"Yok bir ş-"

"Aliş bi görsen, deli etti beni sabahtan beri. "

Ters bir bakış attı Tahir.

"Ben seninkini söylüyor muyum? "

Ali sandalyeye dayadığı kollarına çenesini gömmüş, ikiliyi anlamsızca izlerken, bıkkınlıkla iç çekti.

"Söyle! Ne yaptımsa sanki.. Aliş söyleyeceği de ne biliyor musun? Ketle'da makarna yapmışım, ona kızdı beyefendi. "

"Ali kızmayayım mı? Ya evde tava var tencere var, gerizekalı! Özenip ketle'da yapıyor hala. "

BİLUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin