"Yemin ederim hediye verenin kafasını patlatırım."
Minseok korkutucu olduğunu sanarak bize kaşlarını çatmış soğuk ve tehlikeli bakışlar atarken uyarmıştı bilmem kaçıncı kez, tehditvari bir biçimde kol kaslarını gösterirken gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Chanyeol ne zaman ağzından hediye konusunu kaçırsa bize hediye almamamız konusunda tehditler savurmaya başlıyordu fakat bilmiyordu sanki bizi, küçücük de olsa bir hediye alacaktık elbette, ki çoktan almıştık bile. Yani nafileydi bu tehditler, sökmezdi bize. Minseok'un ona dünyanın en kötü hediyesini alsak bile bize müteşekkir olacağından hiç şüphem yoktu ancak ona dünyaları vermek istiyordum zira bunu hak ediyordu, hem de her gün. Kolay değildi grubun en büyüğü olup bizim kıçımıza sahip çıkıp salaklarımıza dayanması. Bu yüzden Kim Minseok'a Yılın En Sabırlısı yazan bir kupa almıştık geçen gün para toplayıp. Kupanın arkasına da hepimizin olduğu bir fotoğrafı yapıştırmıştık ki her gördüğünde bizi hatırlasındı.
Minseok'un ise planları daha farklıydı tabii. Hediyelere paramızı harcamaktansa tek istediği yeni yaşında onunla birlikte olmamızmış. Bu ona yetermiş, öyle demişti geçen gün sohbetin ortasında. Dudaklarının arasından gevelemişti, sessizce ama herkesin anlayabileceği bir netlik ve yükseklikte, sanki kalbini görmemizden korkarcasına. Hepimiz görmemiş gibi yapmıştık burnumuzun dibinde bas bas sizi seviyorum diye bağıran kalbini. Millete kalbim buzdan, öyle herkesi kolay kolay sevmem havaları verse de içinde aslında nasıl da yumuş bir herifin yattığını biliyordum, biliyorduk. Minseok çoğu zaman yumuş tarafını göstermekten çekinse de onu dikkatlice inceleyen biri her saniye nasıl sevgisini ve ilgisini küçük detaylarla çaktırmadan verdiğini görebilirdi. Kalbini tüm çıplaklığıyla gören birinin onu eline alıp oyuncağa çevirerek oynamasından, yani daha açık söylemek gerekirse, Minseok kırılmaktan çok korkuyordu. Bir keresinde sevgisini nasıl çar çur ettiklerinden, o günden beri de kimseye kolay kolay yumuşaklığını göstermediğinden bahsetmişti. Yarı sarhoştu fakat ayık kafayla bu dürüstlüğü biraz zor bulacağından dökme gereği duymuştu içini bir bir. O günün ardından bir daha da Minseok'un kolayca sevgisini dile getirmediği, yoksa bizi sevmiyor mu konusu açılmamıştı zira herkes mesajı almış, Minseok'un derinlerde bir yerde sığdıramadığı sevgisini sıkı sıkı tutup sakladığını anlamıştı. İnsanlar size gerçek sevgisini gösterdiğinde siz bununla oynarsanız uzun yıllarca kapanmayacak derin bir yara açarsınız kalplerinde, sonra o kişi size ve tüm insanlara tuğlalarca duvar ördüğünde de neden böyle oldu ki deyip karşı tarafı suçlarsınız. Eğer size birisi tüm saflığıyla kalbini açtıysa bunu çocuk oyuncağı etmeyin. Çünkü o gün çattığında aynısı sizin de başınıza gelir, kalbiniz bir başkasının avucunun içinde ağzınız bir açık bakakalırsınız. Oynanmak hoş değildir.
"Aynen, aynen. Almadık biz hediye falan." diye geçiştirdi onu Chanyeol. Aramızda Minseok'a en düşkünlerden biri de Chanyeol nam-ı diğer herkesin sevgilisiydi. Herkesin sevgilisi diyorduk çünkü oğlanımız tam bir sevgi pıtırcığıydı, herkesi canından çok seviyor, gün boyu sevdiklerine ilgi gösteriyor ve onlar için her şeyi (bakın, hem de her şeyi) yapıyordu. Minseok'un tam zıttıydı, bayağı bir zıttı. Belki de bu yüzden birbirlerinden ayrılamıyorlardı. Bir şekilde mıktanıs misali çekiyorlardı birbirlerini, bu durum ilk başta Minseok'un pek hoşuna gitmediyse de şimdilerde alıştığından mıdır nedir yanında Chanyeol olmadı mı içi rahat etmiyor. Bazen Chanyeol onu tuvalete giderken bile yanına çağırıyor, ayrı kalamıyormuş. Minseok kim ona bir şey teklif etse ağzına geleni sayar, sonra da bunları o dememiş gibi pıtı pıtı istediklerini yerine getirirdi.
Minseok'a en düşkünlerin ilk sırasında ise yıllardır arkadaşı olan ve her bokunu bilen Junmyeon yerini kimseye bir saniyeliğine bile kaptırmadan yıllardır korumaya devam ediyordu, onun ardından da Jongdae geliyordu. Jongdae de grubun diğer sevgi pıtırcığıydı işte. Şimdi bir düşününce herkesin kalbinde Minseok'un yerinin diğerlerinden daha farklı bir yerde olduğunu fark ediyordum. Minseok hepimizin kalbinde kendine özel bir yer kurmuştu. Kalıcı olanından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fotoroman // sebaek
Short Story- Ya bu ateş bir gün sönerse? - O zaman tekrar yakarız.