kara bela

720 74 128
                                    

hatalarım varsa kusura bakmayın kurabiyelerim iyi okumalarr 😽😽😽

Şimdi geriye dönüp şöyle uzun uzun bir bakınca ne çektiysem aslında Do Kyungsoo'nun dilinden ve dayağından çektiğimi fark etmek gözlerimi devirmeme neden oluyordu. Gariptir ki ne çektiysem iki yılda hayatıma kalıcı olanından bir yer ayırtıp kalbimin de en üst köşelerinden birine yerleşen en yakın diye çağırdığım poğaça suratlımdan çekmiştim ben. Ne gecemi gündüzümü ayırt edemeyecek kadar ödev veren hocalarımdan ne de beni bir türlü arkadaştan öte görmeyen Jongin'den çekmiştim. Do Kyungsoo bitirmişti beni, gerek sözlü gerek fiziksel. Her türlü şekilde çektirebiliyordu bana.

Bu sabah dilini kullanmayı seçmişti neyse ki. Zaten sabah sabah fiziksel şiddet kaldırabilecek halde değildim. İşte bu nedenden Kyungsoo beni en zayıf yerimden vurmuştu yine.

"Yemin ederim öğürmeyeceğim, yeter ki itiraf et artık Sehun'la düzenli olarak seviştiğinizi." diye diretiyordu gecenin köründen beri. Evet, gecenin bir yarısı aniden uykusundan kalkıp bana nerede olduğumun hesabını sormuş ve ağzımdan Sehun ile neler yaptığımı kaçırmak durumunda kalmıştım çünkü uykuluydum, tamam mı? Eğer Kyungsoo'nun laflarımı evirip çevirip yine kapanmak bilmeyen yatak konusuna getireceğini bilseydim hiç açmazdım ağzımı. Ancak olan olmuştu ve Kyungsoo gözlerini açtığından beri ağzımdan güya Sehun ile aramızdaki yatak arkadaşlığını kabul ettirmeye çalışıyordu.

"Ya Kyungsoo, yok öyle bir şey diyorum! Niye anlamak istemiyorsun?" Oflayarak koca bir bisküvi parçasını ağzıma atıyorum ki yeni bir yüz kızartıcı sorusunda cevap vermek zorunda kalmayayım, ağzım meşgul olsun. İnanın nasıl yapıyordu bilmiyordum lakin bir şekilde beni bel altından vurmayı başarabiliyordu. Bir an beni bile şüpheye düşürmüştü ulan ben ya farkında olmadan bu oğlanla sevişiyorsam diye. Daha neler!

"O zaman neden buram buram Sehun kokuyordun? Açıkla bakalım."

Köpek burunlu. Bunun yanında gizli gizli gazınızı bile çıkaramazdınız, anında alıyordu kokuyu köpek.

"Beraber vakit geçirdiğimiz için olabilir mi acaba?" Ağzımdaki bisküvitin etrafa saçılmasını umursamadan anında karşı çıktım. Kyungsoo bilgiç bilgiç sırıtıyordu bana ve öyle sinsi görünüyordu ki yemin ederim insanı kendinden şüphelendiriyordu bakışları. "Tamam, sen öyle diyorsan zorlamayacağım. Ama bil isterim, aranızda bu tarz—"

"Yeter, Kyung!" diyerek elimle ağzını kapadım. Daha fazla en yakın arkadaşımın Sehun ile benim hakkımda kirli yorumlar yapmasını kaldıramayacaktım. Sabah sabah yeterince artı on sekiz yakıştırmalara maruz kalmıştım, daha fazla Sehun'u bu şekilde kendimle hayal etmek istemiyordum tanrım.

Kyungsoo teslim olduğunu gösterircesine ellerini havaya kaldırınca ben de tereddütle elimi ağzından çektim, bir şey demeyeceğini anladığımda da telefonumdan açtığım yemek videosuna geri döndüm. Çok şükür Kyungsoo bana yeniden sataşmak zorunda kalamadan Chanyeol dersinden çıkıp koşa koşa yanımıza geldi ve Kyungsoo'yu meşgul etmeye başladı. Chanyeol'ün ardından Yixing açmakta zorlandığı uyku mahmuru gözleriyle yanıma oturup hemencecik kafasını pat diye omzuma koyup uyuklamaya kaldığı yerden devam etti. Kyungsoo kulağıma, "Seninki geliyor," diye fısıldayana kadar kafamı telefonumdan kaldırmadım. Sonra bir anda tüm ilgim hangi ara izlemeye başladığım hakkında en ufak fikrimin olmadığı küçük bir kızın kendini prenses ilan ettiği videodan ayrılıp Kyungsoo'nun gözleriyle ateş ettiği yere kaydı. Jongin ve Sehun ellerinde birer starbucks bardağıyla neredeyse tüm gözleri üzerlerine çekecek bir yakışıklılıkla yürürken sohbet ediyordu. Kalbim Jongin'i görebilmenin sevinciyle bir anda hıphızlı atmaya başlayınca çoktan unutulmuş telefonumu kapatıp yumruk yaptığım elime çenemi yaslayarak büyülenmiş gibi onu izlemeye başladım. Sabah sabah nasıl bu kadar yakışıklı olmayı becerebildiğine inanamıyordum, ben saçlarımı bile yapmaya üşenmiş üzerime bana oldukça bol gelen bir sweatshirt ile en rahat eşofmanımı giymiştim. Bugün Jongin'e şık gözükecek günümde değildim ki zaten şık giyinsem de gözüne battığım söylenemezdi. Jongin'in ilgi alanı mini etekler ve saçlarını sarıya boyayan kızlardı. Senenin başında saçlarımı sarıya boyamak gibi bir hataya düşmüş olumsuz bir yanıt alınca iğrenç bir şekilde dip boyalarım gelene kadar o rengi taşımak zorunda kalmıştım, sonrasında Kyungsoo 'bok gibi görünüyor' diyerek dayanamayıp saçımı kumral renge boyamıştı. Bu çılgınlığımın tek iyi yanı bana güzel bir ders vermiş olmasıydı: ne yaparsam yapayım Jongin'in ilgisini üzerime çekemeyecektim. Lise sonda takıldığı tatlı çocuk, Sehun böyle anlatmıştı, olmasa Jongin'in yüzde yüz heteroseksüel olduğuna kalıbımı basardım. Ancak Sehun inatla bana Jongin'in kızlar kadar çok olmasa da erkeklerden de hoşlandığını söylemiş, umudumu kaybetmememi de eklemişti.

fotoroman // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin