3.GÜN
Sabah olmuştu hepimiz uyanmaya başladık. Chanyeol'e baktığımda sandalyede uyuya kalmıştı . Bacağım ile Baekhyun'ü dürtüm uyanması için, Baekhyun uyanınca tüm grup otomatikman uyandı. Toparlandıktan sonra kahvaltı için masaya oturduk. D.O yine soğuk espriler yapıyordu. Ama bana göre hiç soğuk değildi. Kahvaltıda Kore usulü yemekler vardı. Çok garip gelmişti, dünkü yemeklerden sonra farklı kültür midemi bozmuştu. Ama onlara belli etmemeye çalışıyordum. Nane limon kaynattım içtim biraz daha iyi oldum. Daha sonra ben ve Sehun masayı toparladık. Üyeler o sıra koltuğa yayıldı ve beni çağırdılar. Kai'nin yanına oturdum. Suho "Bugün ne yapalım gençler" diye sordu. Bende birden atlayıp "Bugün bir değişiklik yapalım ve sosyal medyada EXO-L 'lere mesaj atalım. Onlarla bir gün boyunca neler yapmak isterdiniz" dedim. Herkes bir an düşündü ve Chen "Bu harika bir fikir Hazal" deyince yüzümde büyük bir gülücük oluştu ve Chen'e sarıldım. Yalnız Chen baya zayıfmış. Daha sonra sosyal medyada EXO-LERE mesaj attım. SİZ OLSAYDINIZ BİR GÜN BOYUNCA EXO ÜYELERİYLE NE YAPMAK İSTERDİNİZ? Diye sordum. Birçok mesaj geldi.
ÖRNEKLER
-1)Ben olsam onlara merak etiğim tüm soruları sorardım.
-2)Suho ile baş başa konuşmak isterdim.
-3)Üyeler ile birlikte lunaparka giderdim.
EXO ile bir süre düşündükten sonra üçüncü kişinin yanıtını yani lunaparka gitmeye karar verdik. VE HAZIRLIKLAR BAŞLAR...
Önce gideceğimiz lunaparkı düşündük ve o arada Xiumin "Benim bildiğim çok güzel ve sakin bir yer var. D.O ve ben hep oraya gideriz. Bence oraya gidelim" dedi. Suho "Tamam" dedi. Ve telefonla lunaparkı boşaltırdılar. Daha sonra lunaparka gitmek için arabanın yanına gittik. Arabada yer olmadığı için 2 kişinin bagaja girmesi gerekiyordu. Sehun "Kısa boylu olanlar girsin mesela Baekhyun ve D.O girsin!" deyince bende birden atladım. "Ben bagaja girmek istiyorum " dediğim an hepsi şaşırdı. Şaşırmakta haklılar kim bagaja girmek ister ki? Suho bir den "O zaman Baekhyun ve Hazal bagaja girsin. Senin için sorun olmaz değil mi Baekhyun?" deyince Baekhyun hiç düşünmeden "Tamam" deyince çok mutlu oldum. Baekhyun ve ben bagaja bindik fakat fazla dardı. Ama ikimizde bozuntuya vermeden oturduk. Yolculuk boyunca Baekhyun ile birlikte yapışık bir vaziyetteydik. İkimizin ağzından tek kelime çıkmıyordu. Heyecandan ellerimi parçaladım. Birden araba fren yapınca, başım Baekhyun'nün başına şiddetli bir şekilde çarptı. Saçımın Baekhyun'nün ceketine takıldığını fark ettim. Saçımı ceketten kurtarmaya çalışırken, birden bagaj açılınca karşımda Chanyeol'ü gördüm. Chanyeol bizi öyle görünce bagajın kapısını hızla Xiumin'e bıraktı ve köşeye çekildi. Neden öyle yaptığını merak etmiştim. Daha sonra Xiumin bizi ayırmaya yardım etti. Baekhyun'le ayrıldıktan sonra lunaparkın yolunu tuttuk. Chanyeol yine çok sessizdi. Bu durumun benimle bir alakası olup olmadığını bilmiyordum ama bir derdi de olabilirdi. Daha sonra Chen yanıma gelip bagaj da olan olayı sordu. Baekhyun'nün bir an bana baktığını gördüm. Chen'e tedirgin bir şekilde olayı anlattıktan sonra biletlerimizi almaya başladık. EĞLENCE BAŞLASIN...
Suho, Sehun'un koluna girdi ve hız trenin yolunu tuttu. Baekhyun, Chen ile birlikte atari oynamaya, Xiumin ve D.O atlıkarıncaya gitti. Kai' yi soracak olursanız o hasta olduğu için evde dinleniyordu. Chanyeol ve bende ilerliyorduk Ben "Nereye gitmek istersin" diye sordum. Chanyeol utangaç bir ses tonu ile "Bilmem nereye gitmek istiyorsan oraya gidelim Küçük Hanım" dedi çok utandım. Kendimi toparlayıp korku trenini gösterdim. Chanyeol çok şaşırmıştı ve peki o zaman hadi gidelim. Korku trenine doğru yola koyulduk. Korku treninde bir konu seçmek durumundaydık. Konu seçimini Chanyeol'e bırakmıştım. Tabi Bay Kepçe en korkunç olanını seçti. Harika çok cesur bir kızım ya! Chanyeol ile birlikte trenin orta koltuğuna oturduk. İkimizde çok sessizdik. Tren bir an hareket etmeye başladı. Tren bir müddet ilerledikten sonra ve bir kaç korkunç hayaletten sonra korkunun tüm vücudumu sardığını hissettim. Chanyeol'e baktım onun hiç korkmuş bir hali yoktu. Fakat benim korktuğumu biliyordu çünkü ellerini bırakamıyordum. Bir az da olsa kendime gelmiştim ta ki önümüze bir iskelet çıkana kadar. O an çığlık atarak Chanyeol'ün gömleğine yapıştım o kadar sıkı sarılmışım ki yüzüm bir takım kasların üstündeydi. O kadar sıkı sarılmanın cezası Chanyeol'ün gömleğinde ki düğmelerin hepsini o panikle kopartmıştım. O an bildiğim tüm duaları okumaya başladım. Hemen yanağımı çekip Chanyeol'ü orda bırakarak dışarıya koştum. Arkama bakarak koşarken birilerine çarptığımı hissettim. Bunlar Baekhyun ve Chen'di. Baekhyun beni durdurup "Ne oldu Hazal hortlak mı gördün? Ne bu hal?" Yüzüme çok tatlı bir bakışı vardı. Bir an arkamı döndüm arkamda Chanyeol, üst bölgesi görünmesin diye gömleğini tutmuş bana bakıyordu. Chen, Chanyeol'e "Bu ne hal CHANYEOL?" dedi. Chanyeol'e karşı bu ikinci utancım. CHANYEOL omuzlarımı tutup. "Kaslarımı görmeye çok mu meraklısın Küçük Hanım?" dediği an çok ama çok utandım. Baekhyun sinirli bir hal alaraktan," Bu ne demek CHANYEOL?" diye sordu. CHANYEOL Baekhyun'e cevap vermeden bana döndü, "Bu iki etti. Bence bu kadar yeterli." deyince, Birinin orda beni öldürmesini ne kadar çok isterdim. Olanları Baekhyun ve Chen'e detaylı bir biçimde anlattım. Chen gülmekten yerlere yattı. Fakat Baekhyun bir tepki vermedi. Daha sonra Chanyeol'e bakıp üstümdeki süveteri çıkarıp, Chanyeol'e uzatım. "Al bunu giy. Biraz sana küçük olabilir ama en azından üstün kapanır" Chanyeol süveteri alıp giydi. Chanyeol' den artık nedense çok utanıyordum. Olayları bir müddet unuttuktan sonra Baekhyun elimi tutup beni pamuk şeker almaya götürdü. Pamuk şekerlerimizi aldık ve oturduk. Pamuk şekeri gözlerimin içine bakarak bana yedirmeye başladı. Bu anı kimsenin bozmasını istemiyordum ki D.O yanımıza gelerek beni alıp dönen dönme dolaba götürdü EXO üyelerine baktım hepsi lunaparkta çok eğleniyordu. Ben böyle düşünürken dönme dolap bir an hareket etmeye başladı. D.O çok eğleniyordu. Bir az döndükten sonra çok şeker yediğimi hatırlayıp midemin bulandığını hissettim ve D.O'nun üzerine kustum. Bravo Hazal sakarlığın bir kez daha devreye girdi. D.O dönme dolabı durdurmalarını istedi. Dolabın durmasıyla aşağıya indik. D.O, gömleğine bakıp "Sana inanamıyorum" dedi. Tiksinerek ve kusmamak için kendini zor tuttu. Hayatımda ki en büyük hayalimi gerçekleştiriyorum yani EXO ile lunaparka gidiyorum sonu felaketle bitiyor olamaz ya. D.O beni çağırarak "Olan oldu hadi gel üyeler mesaj attı bizi arabada bekliyorlar bizde gidelim." D.O ile yola koyulduk D.O 'dan binlerce kez özür diledim bana sorun değil deyip duruyordu fakat yalan söylüyordu. Bu büyük bir sorundu. Arabaya yaklaştığımızı fark ettim. Üyeler arabanın önünde D.O 'ya şaşkın bir biçimde bakıyorlardı. Chanyeol dışında, Üyeler D.O'ya ne olduğunu soruyorlardı ki Chanyeol birden atlayıp "Hazal'ın işi öyle değil mi?" Öyle söylediği an çok utandım ve sinirlendim çünkü Chanyeol her şeyi benden biliyordu. D.O Chanyeol'e başını salladı. Sehun bir kahkaha attı. Orda çok utandım ve üyelere dönüp "Hepinizden çok özür diliyorum." dedim ve koşarak bagaja girip bagajın kapısını üzerime kapatıp ağlamaya başladım. Ağlama sesimi duyan üyeler bagajın kapısını açıp bana baktılar. Suho "Ağlamak sana yakışmıyor EXO-L sil o gözyaşlarını lütfen. Biz senin bu sakar hallerini sevmeye başladık." dedi. Sehun "Hem sen sakar olunca çok tatlı oluyorsun." dedi. Bende utangaç bir şekilde "Gerçekten hepiniz öylemi düşünüyorsunuz" dedim. Tüm üyeler başını salladı D.O ortamı yumuşatmak için "Sanırım bende bu gömleği ömrüm boyunca saklayacağım" dedi ve tüm üyeler gülmeye başladı. Tam gözyaşlarımı silecek 'en, Baekhyun yanıma oturup ellerimi tutup gözyaşlarımı silmeye başladı. Romantik dakikalardan sonra Baekhyun'nün gözlerimdeki damlaları kendi yüzüne sürdüğünü gördüm. Gözlerimin içine bakarak "Bizim Hazal'ımız ağlarsa bizde ağlarız" dedi. Bir an kafamı kaldırdığımda Chanyeol'ün araba kapısının kolunu çok sert sıktığını gördüm ve eli kanıyordu. Bu ne demekti yoksa Chanyeol beni kıskanıyor muydu? Sanırım başka bir derdi vardı. Suho bir an Chanyeol'ün elini görüp "Chanyeol" diye bağırdı. Tüm üyeler ve ben Chanyeol'ün başına toplandık. Chen arabadan bir bez alıp Chanyeol' ün eline bağladı. Xiumin "Elini kanatma sebebin neydi Chanyeol!" diye sordu. Chanyeol hiç bir şey söylemeden Baekhyun'e çarpıp arabaya bindi. Başını pencereden çıkartarak "Arabaya binmeyi düşünmüyor musunuz?" dedi. Üyeler arabada ki eski yerlerine bindiler D.O dışında onun üzerinde kusmuk olduğu için önde tek başına oturdu. Ben ve Baekhyun bagaja oturup kapıyı kapattıktan sonra araba yola koyuldu. Yol boyunca Baekhyun ile komik bir biçimde konuşuyorduk. Çok komik espriler yapıyordu. Konuşmaya o kadar dalmıştık ki eve vardığımızı bile fark etmemiştik. Bagajın kapısını Sehun açtı. Bagajdan çıktıktan sonra Chanyeol'ün koşarak eve girdiğini gördük. Chen arkasından gidecekti ki Suho onu durdurdu "Chanyeol' ün yanına kimse gitmesin bu aralar iyi görünmüyor" dedi. Bu arada söylemeyi unuttum Suho EXO'nun lideri tüm kararları genelde O alır. Tüm üyeler Suho'ya onay verdi ve içeriye girdik. Çok yorgunduk tüm üyeler odalarına çekildi. Bende tek kalınca annem ile telefonda konuştum. Annem ile konuşurken onu çok özlediğimi fark etmiştim. Annem ile konuşmak bana iyi gelmişti kendime biraz geldikten sonra, üyelerin aşağıya indiğini fark ettim. Üyeler akşam yemeğini dışarıdan sipariş etmişlerdi. Kapının çalmasıyla Xiumin siparişleri alıp beni yemeğe çağırdı. Pek iştahım yoktu ama yemek yemesem üyelere ayıp olacaktı. Bu yüzden yemem lazımdı. Masaya baktım Chanyeol yoktu. Bu beni nedense üzmüştü. Üyeler çok hareketliydi özellikle Baekhyun onlarla kalan insanın canının sıkılması imkânsız bir şeydi. Her seferinde beni güldürmeyi başarıyorlardı. Grubun en temiz üyesi Xiumin olduğu için D.O Xiumin'i sinir etmek amacıyla masaya içecek dökme çabasındaydı. Bu bile bizi güldürmeye yetiyordu. Sehun EXO grubunun maknesiydi yani grubun en küçüğü. Anlayacağınız harika bir grupla beraberim. Üyeler yemeklerini yedikten sonra etrafı toparladık. Sehun' un Kai 'ye servis hazırladığını gördüm. Sehun' a yardım etmek için yanına gittim. Sehun bana bakarak "Hazal iyi ki geldin. Bana yardım eder misin?" dedi. Sehun' a başımı salladım. Sehun' a ne yapmam gerektiğini sordum. Sehun "Orada ki servis tepsisini alıp Chanyeol 'e götürebilir misin?" dedi. Ne diyeceğimi bilemedim Sehun' u da kırmak istemedim. İstemsiz bir şekilde servisi alıp Chanyeol 'ün odasına doğru yola koyuldum. Tedirgin bir şekilde kapıyı çaldım. Chanyeol içeriden "Gir!" diye seslendi. İçeri girdiğim de etraf çok dağınıktı. Chanyeol "Ne istiyorsun?" diye sordu. Bende "Sehun sana yemek getirmemi istedi onu getirdim." dedim. Chanyeol sinirli bir şekilde "Tamam masaya indir" dedi. Masaya indirdikten sonra Chanyeol'e Her zaman bu kadar dağınık mısın?" diye sordum. Chanyeol bana bakarak "Sadece sinirli olduğum zamanlar" dedi. Tedirgince "Seni sinir eden olay ne?" diye sordum. Chanyeol bana yaklaşarak "Bu bence seni hiç ilgilendirmez Küçük Hanım" dedi ve beni odasından kovdu. Çok şaşkın bir halim vardı çünkü ben Chanyeol 'ün böyle kaba bir insan olduğunu bilmiyordum. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadığımı fark ettim. Yavaşça aşağıya inmeye başladım. Üyelerden sadece Xiumin aşağıdaydı bana yaklaşarak "Üzülme Hazal Chanyeol bir şeylere sinirlenince karşısında kim olursa olsun onu kırar. Bazen bizi bile kırdığı oluyor, sanırım bir derdi var üstüne gitme ve üzme kendini dostum" dedi. Aşağıda tek başıma oturmaya başladım. Bütün gece Chanyeol' ü düşünüyordum. Onu düşünürken susadığımı fark ettim. Su içmek için mutfağa yöneldim. Bardak aramaya başladım fakat bardak çok yukardaydı. Sandalyeyi çekip üstüne çıktım. Tam bardağı alacakken dengemi kaybettiğimi fark ettim. Yere düşüyordum ki birinin beni tuttuğunu hissettim. Yavaşça gözlerimi açtım. Beni tutan kişi Sehun'du. Aman Allah'ım bir Sehun'a sakarlık yapmamıştım aferin bana. Sehun bir an "iyi misin" diye sordu. Bende yanıt olarak başımı salladım. İki dakika kesintisiz bakıştık. Çok garip hissettim Sehun çok değişik bakıyordu. Sehun'a "Artık inebilir miyim?" diye sordum. Sehun "Ah tabi, pardon" dedi. "Hayır, sorun değil. Teşekkürler beni tuttuğun için sen olmasaydın şimdi her yerim kırılırdı." dedim. Sehun başını sallayarak "Kai senden nane limon istiyor yapabilir misin?" dedi. Bende "Tamam" diyerekten yanıt verdim. Nane limonu kaynatmaya başladım. Kai' nin üşütmesi beni üzüyordu. Çünkü ben EXO üyelerinden Kai' de çok seviyorum. Ihlamuru kaynattım ve odasına götürmek için yola koyuldum. Kapısını açtım fakat uyuyordu. Çok tatlıydı uyandırmaya kıyamadım ama mecburdum. Kai' ye yaklaşarak "Kai- Kai- Kai" diye seslendim. Beni duymuyordu bir daha seslendim ve uyandı. Özür diledi, bende özür dilemene gerek olmadığını belirttim. Nane limonu elimden alıp içmeye başladı. Ateşini kontrol ettim biraz daha iyi olmuştu. Nane limonu içtikten sonra uzanmaya başladı. Yorganını düzeltiyordum ki üzerine düştüm. Acayip kızardım. Kai 'nin yüzüne baktım onunda kızardığını gördüm. Tam kalkıyordum ki Kai beni kendine doğru çekti. Bana "Keşke hiç gitmesen" dedi. Ve bunları söylerken gözümün içine bakıyordu. Kendimi toplayarak "Neden?" diye sordum. Kai'de kendini toplayarak "Sana alıştık" dedi. Ve gözlerini kapattı. Çok utandım ve kalbimin şiddetli attığını duydum. Kai'nin yanından ayrılarak odama koştum. Yatağıma girdim yorganı üstüme örtüm. Yorganın altında bugün yaşadığım her şeyi düşünürken uykuya daldım "İYİ GECELER EXO"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXO İLE İŞLER KARIŞTI
Novela JuvenilTürk bir genç kızın bir çekiliş sayesinde kore de EXO grup uyeleri ile aynı evde yaşama fırsatını ele alıyoruz bu gizem dolu yolculukta acaba Hazal'in başına neler gelecek hep birlikte öğrenmeye ne dersiniz. 🐰 Sizden ricam yorumlara bu kitabı ne za...