EXO İLE İŞLER KARIŞTI

7. BÖLÜM

       7.GÜN

Sabah olmuştu bütün gece uyumamıştım. Kai'yi düşünüyordum. Acaba ona ne yapacaklardı. Ağlamaktan gözlerim şişmişti bu yüzden gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Kapının çaldığını fark ettim. Gruptan biri iplerimi çözüp beni aşağıya indirdi. Gruptakiler aşağıda bize bakıyorlardı. Hepsinin yüzünde alaycı bir gülümseme vardı. "Nereye gidiyoruz bırakın beni!" diye bağırdım ama nafile. Lider "Artık ölüm vaktin geldi. Kai'yi arkandan mı göndereyim ya da dur birlikte gitmeye ne dersiniz?" dedi ve kahkaha atmaya başladı. Öyle söylediği an bağırmaya başladım. İçlerinden biri ağzıma bant yapıştırıp kafama sert bir cisim ile vurup beni bayıltıp arabaya bindirdiler...

KAI ANLATIR...

Sabah olmuştu bütün gece Hazal aklımdan çıkmıyordu. Adamlardan haber bekliyordum ki bir fotoğraf geldi. Fotoğrafta Hazal'ı dondurucunun içine koymuşlardı. Mesaj olarak önce adresi atıp daha sonra "Artık gelme zamanın Kai! Hazal'ı bence bir saatte kurtarabilirsin ama o zamana kadar bence sadece Hazal'ın cesedini alabilirsin!" yazıyordu. Zaman kaybetmeyip adrese doğru evden hızlıca çıktım. Arabaya binip en son frene basarak yola koyuldum. Yirmi dakikada oraya vardım. Etrafa baktım çok eski bir bina ve terk edilmişti. Korkmaya başladım fakat Hazal'ı kurtarmanın tek yolu buydu bu yüzden binaya girmek mecburiyetindeydim. Adreste üçüncü kata çıkmam gerektiği yazıyordu. Hızla üçüncü kata çıktım. Üçüncü katta bir kapının açık olduğunu fark ettim. Hızla oraya yöneldim. Burası dondurucunun olduğu odaydı. İçeriye baktığımda, Hazal'ı karşımda gördüğümde gülmeye başladım. Ona doğru koşup sarıldım. ARKAMIZDAN KAPI KAPANDI. Kapıya doğru koştum ama elimden bir şey gelmiyordu. Hazal yanımda donuyordu hemen ceketimi çıkartıp ona giydirip sarıldım.

KAI ANLATIMI BİTİRİR.

"Kai neden buradasın neden geldin Bu büyük bir tuzaktı ikimizde burada öleceğiz?" dedim ağlayarak. Kai üzüntüden etrafı dağıtmaya başladı. Kai'ye yaklaşıp onu sakinleştirmeye başladım ama nafile Kai "Keşke üyelere haber verseydim. Lanet olsun. Neyse sen iyi misin bana iyi görünmedin. Bu yaraları onlar mı yaptı?" dedi. Bende başımı salladım. Kai yaralarıma dokunup ağlamaya başladı. "Üzgünüm EXO-L sana sahip çıkamadık." dedi. Bende ağlamaya başladım. "Sorun değil en azından mutlu ölüyorum EXO 'yu tanıdıktan sonra ölmekten artık korkmuyorum!" dedim ve Kai 'e sarılıp ikimizde ağlamaya devam ettik.

D.O ANLATIR...

Aşağı inerek "Gençler bakın Kai'nin odasında bu kağıdı buldum." dedim. Mektubu okumaya başladım. Üyeler telaşlanmaya başladılar. Olamaz Kai Hazal'ı kurtarmaya gitmişti. Baekhyun "Onları bulmalıyız aksi halde ikisinin ölüsünü bulacağız" dedi. Ve birden kapının açıldığını gördük. Kapıda ki kişi LAY'di. "EXO-L 'un nerde olduğunu biliyoruz üyeler Tao onları kurtarmaya gitti. İsterseniz bizde gidebiliriz" dedi. Tüm üyeler Lay'e doğru koşup sarıldık. Lay bizi arabaya bindirip yola koyulduk.

D.O ANLATIMI BİTİRİR.

Kai bana sarıldığında buz gibi olduğunu hissettim. Kai'e seslendim fakat Kai beni duymuyordu "Kai uyan beni bırakıp EXO'yu bırakıp nereye gidiyorsun" dedi. Ağlamaya başladım Kai'nin gözyaşlarımı sildiğini gördüm bana bakıyordu. "Eğer ben ölürsem EXO'yu sakın bırakma!" dedi. Bende "Hayır Kai sen ölmeyeceksin tamam mı" dedim. Kai beni kendine çekip gözümün içine bakmaya başladı dudaklarımızı yaklaştırıp "Sana söylemem gereken bir şey var. Ölmeden söylemeliyim." dedi. Bende "Hayır Kai sen ölmeyeceksin" dedim. Kai "Sözümü kesme Hazal. Sanırım hatta sanmıyorum, hissediyorum SENİ SEVİYORUM!" dedi. Ben buz gibi oldum kitlendim. Kai beni seviyormuş ama şuan ellerimde ölüyor. Allah'ım bu gerçek olamaz. Ve bir an Kai gözlerini kapattı ve ellerini ellerimden çekip düştü. SANIRIM KAI ÖLÜYOR! Kai'nin nabzını kontrol ettim. Yavaş yavaş atıyordu. Ağlamaya başladım Kai'ye sesleniyordum fakat beni duymuyordu. Allah'ım bu nasıl bir kader Kai kollarım da benim için ölüyor. Tam her şeyden ümidimi kesmiştim ki birden kapının açıldığını gördüm. Kapıya doğru seslendim "Kim var orada? Yardım edin Kai ölüyor lütfen." diye bağırdım. İçeri giren kişiyi görünce şok yaşadım. O kişi TAO'ydu. "HOŞÇAKAL KAI"

ARA SÖZ...

Sana söylemiştim hayaller asla uzak değildir...