" Heart made of glass "

459 37 25
                                    

   
      Büyükannem,hayattaki en güzel şeylerin öldüğünü söylemişti.Tıpkı kiraz çiçekleri gibi çünkü böylesine güzel bir şey sonsuza dek yaşayamazmış.Zamanda ufacık bir an için,yaşamın ne kadar da değerli olduğunu bize hatırlatmak için gelir,sonra geldiği hızla solarmış.Kısacık hayatında insana yanında sonsuza kadar kalan herhangi bir şeyden  daha çok şey öğrettiğini söylemişti.

Tıpkı,Zayn gibi.O hayatıma gireli henüz çok olmamıştı ama yine de bana güzel şeyler katmıştı.

Yüzünü gördüğüm her an,aramıza ördüğüm duvarların bir bir yıkılışını izliyordum.

Düşüncelerimi görünmez bir elle kısa süreliğine de olsa susturarak uzun koridorda ilerlemeye devam ettim.Tıbbi terimler dersim az önce bitmişti ve zihnim latince kelimelerle dolup taşıyordu.Bir sonraki dersim başlamadan önce kendimi boş olan sınıfa atıp kitap okumak istiyordum.Adımlarımı bir sonraki dersimin olacağı sınıfa doğru yönelttim.Tahminimin aksine sınıf boş değildi,Zayn'i burada görmeyi beklemiyordum.

Olduğum yerde duraksayıp ona baktım.Dolma kalemin kapağını dişlerinin arasına sıkıştırmış dikkatlice önündeki kâğıda bir şeyler çiziyordu.Kaşlarını hafifçe çatmış,dudaklarını birbirine sıkıca mühürlemişti.

" Merhaba " Kekelememeye dikkat ederek ona doğru mırıldandığımda başını kaldırarak bana baktı.Gözleri beni bulur bulmaz dudaklarına o alışık olduğum gülüşlerinden birini yerleştirdi.

Oturduğu sırada yavaşça doğrulurken gözlerini gözlerimden bir an olsun çekmeden konuştu.

" Hey ... Seni görmeyi beklemiyordum " Bir elimi koluma koyarak ağırlığımı öteki ayağıma verdim ve omuz silkerek mırıldandım.

" Ben de öyle " Şimdiden heyecanlanmaya başlamıştım bile.Başıyla yanını işaret ederek konuştu.

" Gelsene " Bir süre duraksadıktan sonra ona doğru yürüdüm ve yanına oturdum.Omuzlarımız birbirine değecek kadar yakın otururken gergin olduğumu belli etmemeye çalışarak çantamı omzumdan alıp masaya koydum.Bakışlarım çizdiği şeye kayarken Zayn,kolunu sandalyeye koyarak omzuma doğru uzattı.Bu hareketiyle aramızdaki milimlik mesafe tamamen yok olurken sertçe yutkunarak başımı usulca ona doğru çevirdim.

Gülüşü gittikçe büyürken gözlerini önce gözlerimde ardından dudaklarımda gezdirdi.

" Derse 1 saat var,neden buradasın ? " Boynundan yükselen parfümünün kokusunu usulca solurken titrek bir nefes bıraktım.

" Biraz kitap okuyacaktım " Gözlerini gözlerimde gezdirirken yavaşça başını salladı ve çantamın kenarından gözüken kitabı kendine doğru çekti.

" Beraber okuyabiliriz,hatta ben sana okuyayım ? " Ela gözleri benden olumlu bir yanıt beklediğini belli edercesine ışıl ışıldı.Istemsizce gülümserken başımı sallayarak onu onayladım.Gülümsemesi genişlerken sandalyedeki kolunu omzuma yerleştirdi ve beni göğsüne doğru çekti.

" Yeraltından Notlar ... Daha önce kaç kez okuduğumu sayamadım " Ufak bir tınıyla gülerek kitabın ilk sayfasını açtı ve boğazını temizleyerek başlamadan önce bana kısa bir bakış attı.Kulağa ninni gibi gelen sesiyle satırları dikkatlice okumaya başladı.

" Ben hasta bir adamım ... Kinlenmiş bir adamım.Hiç cana yakın biri değilim.Bunu anlamanızı beklemiyorum.Ben anlıyorum ya ! Bu durumda,inadımla aslında kime zarar verdigimi açıklayamam "

south side | zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin