" I miss you,mom "

404 33 17
                                    

   Çamur bulaşmış parmaklarım sigarayı tutarken gözlerimi parmaklarıma diktim.Ne zaman annemin yanına gitsem böyle olurdu.

Küçükken onun öldüğünü fark edecek kafada değildim.Tek derdim kuzenim Gabriella ile evcilik oynamaktı.

Bugün annemin öldüğü gün.Büyüdükçe fark ettim,ölümün nasıl da acıttığını.Geride bıraktığı hissin ne kadar da çaresiz oluşunu.

Ben,annesiz ve babasız büyümüştüm.Bir aile sıcaklığı nedir ? Nasıl hissettirir ? Bunun hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Tek bildiğim odamın rutubetli duvarlarında yankılanan hıçkırık sesleriydi.Teyzemin evinde kaldığım günlerde kış her zamankinden daha soğuk olurdu benim için,geceler daha uzun ve yalnız,gündüzler ise bir oyuncu misali ; mutlu rolü yaparak geçerdi.

Kabus gördüğüm gecelerde yanımda kimsenin olmadığını fark etmek tarif edemeyeceğim kadar acıtırdı.

Sonra büyüdüm.Kendi kurduğum hayatıma giren insanlara bende iz bırakan acılarımdan bahsetmedim hiç.

Gün içinde zihnimi hep meşgul ettim,fakat zor,bir hayli zordu.

O küçük Estella'yı kapalı bir kutuya hapsedip en ücra köşelere sakladım.

Hızlıca büyümek,unutmak  gerekliydi.Bende öyle yaptım.

Bazen herşeyi kül edip baştan başlamak gerekir.Yangından sonra toprak daha bereketlidir.Böylece yeni şeyler yetişir.Insanlar da böyledir.Baştan başlarlar,bir yolunu bulurlar.

" Mesai saatleri içinde ağlamanın Hipokrat yemininde yazmadığına eminim,doktor "

Başımı usulca çevirerek tanıdık sesin sahibine baktım.Zayn,omzunu yasladığı duvardan ayırarak bana doğru yürüdü ve bir kaç adım uzağımda duraksayarak ellerini cebine yerleştirdi.Gözlerimi ela gözlerinden kaçırarak parmaklarımla yüzüme bulaşan gözyaşlarımı hızlıca silerek burnumu çektim.

Yanıma oturdu.Omzu güçsüz bir şekilde düşmüş omzuma değiyordu.Dövmeli ellerini birbirine geçirerek öne doğru eğildi.Boğucu sessizlik aramızda hâkim olduğunda bunun nasıl da rahatsız edici oluşunu zihnimde kendi kendime yakındım.

Gizli yakınmalarımı hissetmiş gibi genzini temizleyerek konuştu.

" Gabriella,bugün hakkında benimle konuştu "

Dudaklarımı birbirine bastırarak susmaya devam ettim.Biriyle dinmek bilmeyen yasım hakkında konuşmak hiçbir zaman hoşuma gitmemişti.Buradan hızlıca kalkıp gitmemek için kendimi zorlarken sızlayan burnumu yeniden çekip önüme düşen saçlarımı titreyen parmaklarımla beceriksizce kulağımın arkasına sıkıştırdım.

" Ve ben de ... Seni mutlu etmek için bunu aldım "

Kamuflaj desenli montunun cebinden bir kese çıkararak bana uzattı.Gözlerine kaçamak bir bakış atıp keseyi aldım ve içine kısaca göz gezdirdim.Üzerinde şekerlemeleri olan pembe donutu gördüğümde kalbimde hissettiğim buruklukla gözlerim yeniden yanmaya başladı.Alt dudağımı sertçe ısırarak keseyi kapattım ve gözyaşlarım yeniden yanaklarıma düşerken başımı öne eğerek gizledim.

" Sana daha gösterişli bir şey almak isterdim,gerçekten.Ama kabul etmeyeceğini bildiğim için -- " Ona doğru döndüm ve hızlıca kollarımı boynuna sararak sıkıca sarıldım.Bir süre afalladıktan sonra kollarını belime sararak yüzünü saçlarıma gömdü.

south side | zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin