south side | zayn

" Everthing I Never Told You "

     " Kes sesini,onu uyandıracaksın ! "

Yan odadan gelen seslerle uyanmış uyku sersemi bakışlarımla çarpılan kapıların sebebini idrak etmeye çalışıyordum.Siyah çarşafı çıplak göğsüme doğru çekerek dağınık saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdim ve sesleri dinlemeye başladım.

" Sana her şeyi verdim diye mi bu şımarıklığın Zayn ? Annene ne diyeceksin ? Sakın bana onu seviyorum ayaklarına yatma " Bu ses Yaser Malik'e aitti.Şimdi tüm dikkatim belki de duymamalarını istediğim konuşmadaydı.

" Baba,ne düşündüğün umrumda değil.Onu uyandırmadan önce evimden defol git "

" Evin mi ? Buranın kirasının her bir kuruşunu sana ben saydım ! Altındaki araba,cebindeki kredi kartları ! Yaşadığın bu hayat benim sayemde ! "

Bir süre sesler kesildi ve dış kapının çarpılarak kapanma sesi tüm evi doldurdu.Incinmiş ve hor görülmüş gibi hissederek orada öylece kalakaldım.

Çok geçmeden yatak odasının kapısı açıldı ve içeri Zayn girdi.Bakışlarında çok şey gizliydi,en çok da arada kalmışlık.Benim yüzümden babasıyla kavga ettiği için kendimi kötü hissetmeme yetecek kadar.

" Bebeğim ? Saat henüz çok erken,biraz daha uyu " Bir şeyler söylemeden ona öylece bakarken hızlıca yatağa geldi ve beni kollarının arasına alarak ard ardına saçlarıma öpücükler kondurmaya başladı.

" Her ne duyduysan önemi yok,Estella.Sen benim için en iyisisin " Gözlerimi tek bir noktaya dikmişken bir elimi koluna koyarak ona sokuldum.Çıplak teninden yükselen kokusu yeniden burnumu doldururken titrek bir nefes alarak mırıldandım.

" Benimle olmanı istemiyorlar " Ellerini yüzüme koyarak başını iki yana salladı.Ela gözleri çaresizce gözlerime bakıyordu.

" Hayır,hayır güzelim ... Sadece önyargı.Bir süre sonra seni çok sevecekler,inan bana "

Dudaklarımı adeta birbirine mühürlemişcesine tek kelime etmeden gözlerine baktım.Önüme düşen saçlarımı kenara çekerken dudaklarına o aşina olduğum gülüşlerinden birini yerleştirerek yüzümü okşadı.

" Bunları düşünmek yerine kahvaltı yapalım.Ne dersin ? Bildiğim çok güzel bir yer var.Sen ne istersen onu getirirler.Kocaman bir masa,sadece sen ve ben ... "

Beni gülümsetmek için çabaladığını görmek dudaklarıma buruk bir tebessüm olarak yansıdı.Benden bir cevap beklercesine gözlerime bakan ela gözlerine karşılık olarak usulca başımı salladım.

" Peki,tamam "

***

 
    Pipetimle portakal suyu dolu bardaktan yavaşça sıvıyı çekerken Zayn bir kolunu omzuma atarak beni kendine yasladı.Burnunu yavaşça yanağımda gezdirdiğinde huylanarak istemsizce kıkırdadım ve yüzümü boynuna gömerek homurdandım.

" Yapma ... Bir şey içiyorum şurada " Başını geriye atarak keyifli bir şekilde güldüğünde kendimi onu izlerken buldum.Onu anlatacak olsaydım tek kelime yeterli olurdu ; kusursuz.En çok da gülerken.

" Beğendin mi ? " Parmakları saçlarımla oynarken başımı sallayarak onu onayladım.Itiraf etmek gerekirse sahile karşı olan bu lüks mekanın önünden geçmeye bile cesaret edemezdim.Üstelik bu masadaki her şey iki kişi için oldukça fazlaydı.