🌌
İnanamıyorum.. Bu kartın üzerinde yazan kişi oydu, benim farkında olmadan çarptığım adam başvurduğum şirketin sahibiydi.
Az önce neredeyse farkında olmadan onu arayacaktım, iyi ki kartın üzerinde yazan isme bakmak aklıma geldi yoksa kimden iş dilenecektim, koskoca şirketin sahibinden.
Adamın işi gücü yok benimlemi uğraşacaktı, hem ne diyecektim ki ona bana şirketinde iş verir misin mi ? Bu çok saçma olurdu kesin telefonu suratıma kapatırdı, bende rezil olduğumla kalırdım. Lanet olsun !Ne yapacağım ben şimdi en son umudumu ona bağlamıştım, ama onu arayamazdım. Biraz daha oturduğum yerde düşüncelerime daldım bu süre zarfında Mert tam beş kez kızlarda belirli aralıklarla aramayı sürdürüyorlardı, telefonuma gelen mesajları sayamadım bile, çoğu Mert'di ama açıp okumak bile istemiyordum. Lanet olsun bir kaç saat bile beni kendi halimde bırakmıyorlardı.
Daha fazla burada oturup kalmak istemediğim için yanımda olan Cv leri çok çaresiz kalırsam diye başvurmak için ayırdığım bir iki şirkete bırakıp oradan yurda geçerim diye düşündüm. Kasaya doğru yönelip hesabı ödeyip kafeden çıktım, telefonumu sessize alıp daha fazla kimsenin beni rahatsız etmesini istemediğim için çantama atıp yola koyuldum.
Gideceğim şirketler yürüyüş mesafemde olduğu için taksiye binme gereği duymadım, hem yürümeyi her zaman sevmişimdir hele yalnızsam daha da güzel oluyor, etraftaki insanları izlemek biraz olsun düşüncelerimden sıyırıyordu beni.
Pek vakit kaybetmeden Cv leri son çare olarak verdiğim şirketler görüşme için çağırılacağımı söylediler, her zamanki rutin diyaloglar işte biz sizi ararızlar falan filan vs. alışmıştım bunlara, çok sıkıldım artık bu iş gereğinden fazla uzadı, ama suç bendeydi bu kadar geç kalırsam olacağı buydu, iş yerlerinin çoğunda stajyer kontejyanları dolmuştu bile artık tamamen onların insafına kalmıştım.
Son çare aklıma yine onu aramak geldi ama yapamam, kendimi bu kadar küçük düşüremezdim. Bu düşünceyi hemen kafamdan atıp yürümeye devam ettim. Orada çalışmayı ne kadar çok istesemde gururumu ayaklar altına alamazdım daha adamı tanımıyordum bile ufak bir çarpışmadan sonra ondan iş dilenirsem benim hakkımda ne düşünürdü öyle değil mi. Hakkımda böyle düşünmesine izin veremezdim beni fırsatçı bir insan gibi görmesi isteyeceğim en son şey olurdu. Kahretsin!
Kordonda sahil boyunca dalgın dalgın yürümeye devam ederken, kendimi düşüncelere öyle kaptırmıştım ki tam karşıdan karşıya geçeceğim sırada bir arabanın üzerime doğru hızla geldiğini farkettim. Herşey o kadar hızlı olmuştu ki daha ben arabayı seçemeden gözlerimi kapatıp ellerimi havaya kaldırdığımda araba çığlık atar gibi son anda fren yapıp durdu, vücudum panik halinin verdiği tepkiyle kaskatı kesilmişti, gözlerimi yavaşça açıp başımı arabaya çevirdiğimde gördüğüm kişiye inanamadım.
Mert !
Yüzünden alevler çıkıyormuş gibiydi, her yeri ter içinde kalmış yüz hatları iyice gerginleşmişti, ani hareketlerle arabadan inip kapıyı sesli bir şekilde çarptı. Hızlı ve sert adımlarla yanıma gelip beni bir anda kolumdan tutup kendine çekti, ben daha kendime gelemedem o hesap sormaya başlamıştı bile." Neredeydin sen Nisan ! Seni aramadığım sokak bakmadığım delik kalmadı " dişlerini öyle sert sıkıyordu ki sesini buradan bile duyabiliyordum, belirgin olan çene kemikleri iyice gün yüzüne çıkmış, ne kadar gergin olduğu her halinden anlaşılıyordu.
Ben daha üzerimdeki paniği atamadan onun sorduğu soruyla yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım, yani saatlerdir beni mi aramıştı gerçekten.
Ama neden ?" Ne diyorsun sen Mert bırak kolumu "
Aksine daha sert tutmaya başladı kolumu, acıdan neredeyse inleyecektim." Sana diyorum Nisan! Meraktan öldüm kaç saattir. Telefonun nerede neden açmıyorsun "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AURORA
RomansaOnun gözleri.. Siyah ve dipsiz bir kuyu gibi, sıcak ama aynı zamanda da soğuk, belirsiz ama bir o kadar da anlaşılmayı bekleyen. Ah.. sen bana ne yapıyorsun böyle .. Kimdi bu esrarengiz adam .. Gözlerinin derinliklerinde kaybolduğum, bana daha önce...