Sabahın erken saatlerinde gözlerimi diktiğim tavana bakarken artık yataktan kalksam iyi olacak diye iç geçirdim. 1 saattir aralıksız tavanı izliyordum kendimi düşüncelere öyle kaptırmıştım ki saatin kaç olduğunun farkına bile varmamışım.
Bugün okuldaki son senemin ilk günü. İzmir Ekonomi Üniversitesinde, Uluslararası Finans ve Bankacılık öğrencisiyim, bir an önce bu senenin de bitmesi için dua ediyorum derslerin yoğunluğu ve giderek zorlaşması beni iyice strese sokuyor.
Bu sene staj yapacağım için vaktimin büyük çoğunluğunu iş yerinde geçireceğim için mutluyum, ama öncesinde büyük bir sorunum vardı, daha staj yapacağım şirketi ayarlayamamıştım.Yaz tatilinden beri başvurduğum şirketler hala geri dönüş yapmadı. Zamanım iyice daralıyor derken okulda başladı, eğer 1-2 hafta içinde işe başlayamazsam okulun beni yönlendirdiği küçük şirketlerden birinde çokta iyi olmayan şartlarda staj yapmak zorunda kalacağım.
Staj programımı prestijli ve iyi bir şirkette tamamlamak istiyorum, çünkü kendimi kanıtlayıp onlarda uygun görürse okuldan sonra onlarla birlikte çalışmak istediğimi söyleyecektim.
İzmir' de geçinebilmem için geliriminde iyi olması şarttı, tabi bunu diğer küçük şirketlerde karşılayabileceğimi sanmıyorum, geleceğim için büyük endişe içerisine girmiş bulunuyorum, maalesef bir gün bu olacaktı ve kendi ayaklarımın üzerinde durma zamanı geldi..Bana uygun şirketlere zaten başvuru yapmıştım, son bir şirketle daha görüşmem kaldı oda yarın sabah saat dokuz da, bu işi kapmam lazım başka şansım yok, eğer bu da olmazsa ayvayı yediğimin resmidir.
Ailem İstanbul'da yaşıyor, bir erkek kardeşim var annem ev hanımı, babam da bankacı, benim bu bölümü tercih etmemde ki en büyük sebeplerden biride babam. Babam işinde çok başarılı ve yetenekli bir bankacı, tabi artık emekli bir bankacı.
Benim de hep bankacı olmamı istiyordu bayanlar için çok güzel bir meslek olduğunu söyler dururdu hep bu işe gönül vermemin yegane sebebi canım babam, bizim için hep en iyisini ister. Ben onun hep akıllı kızıydım, oda benim ilk aşkım canımıniçi.Aslen İzmir'li olmamıza rağmen babamın işi için biz daha çok küçükken İstanbul'a taşındık, oradaki bir şirketten teklif geldiğinde babam bunu bizim geleceğimiz için reddetmek istemedi ve hemen kabul etti.
İstanbul çok güzel fakat çok kalabalık bir şehir ben daha az insan olan kalabalıktan uzak şehirleri daha çok seviyorum, buralı olduğum için mi bilinmez tam bir İzmir aşığıyım kendimi hep bu konuda çok şanslı hissetmişimdir.
Ah.. İzmir hayallerimin şehri..Küçüklüğümden beri her yaz tatilinde babam bizi İzmir'e getirirdi, burada bir sürü akrabamız var annemde İzmir'li olduğu için akrabalarımın hepsi burada diyebilirim.
Her yaz tatilini iple çekerdim, kuzenlerim, dayılarım, amcalarım, teyzemler, halamlar, büyükannem, büyükbabam hepimiz bir arada olurduk, bu mutlu tabloyu bırakıp gittiğimiz için hep isyan ederdim babama, ama onlarda haklı tabi herşeyi bizim için yapmışlardı sonuçta annem ve babam da burayı terk etmek istemezdi, ikisinin de ailesi, sevdikleri burada herkesi geri de bırakıp bizim için mücadele etmişlerdi, bize daha iyi imkanlar sağlayabilmek adına. İkisine de sonsuz kez minnettarım.Son bir senedir de babam geri dönmekten bahsediyor hep, ama kardeşim bu sene İstanbul'da üniversiteye başladığı için bu planları da şimdilik suya düşmüş gibi duruyor. Babamda kardeşimin düzenini bozmamak adına derslerini etkilememesi için bu fikrini şimdilik askıya aldı.
Çocukları için her şeyden fedakarlık gösteren koca yürekli adam ve bizim için gecesini gündüzüne katan güzel annem sizi çok seviyorum ...Diğer büyük sorunumsa, benim bu seneden sonra İstanbul'a geri dönmek istemediğimi ve burada kalacağımı bir türlü babama anlatamamış olmamdı. Babamın İstanbul'da geniş bir çevresi vardı, işinde çok başarılı vizyon sahibi bir çok iş adamıyla dostluğu hala devam ediyordu, hepsi de babamı çok sever ve kırmazlar. Orada bana iyi şirketlerde güzel pozisyonlar ayarlayabileceğini, istersem onun çalıştığı şirkette devam edebileceğimi söyleyip duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AURORA
RomanceOnun gözleri.. Siyah ve dipsiz bir kuyu gibi, sıcak ama aynı zamanda da soğuk, belirsiz ama bir o kadar da anlaşılmayı bekleyen. Ah.. sen bana ne yapıyorsun böyle .. Kimdi bu esrarengiz adam .. Gözlerinin derinliklerinde kaybolduğum, bana daha önce...