yukhei, dün gece hakkında bir daha konuşmadı. belli ki bu, mark'ın konuşmak istemediği bir şeydi, kendisine anlatmıyordu.
bunu daha fazla düşünmek yerine, üzerini değiştirdi ve battaniyeye sarılarak uyuyan mark'ı görmek için tekrar odasına döndü. yukhei, melezin yanına gitti ve uyanması için onu hafifçe sarstı.
mark'ın gözleri yavaşça açıldı ve doğrularak yukhei'ye baktı. "bir şey mi oldu?"
yukhei yeni evinin anahtarlarını cebinden çıkardı ve parmağına takarak çevirdi. "yeni evimize gideceğiz. hem, senin için yeni kıyafetler aldık."
mark ayağa kalktı ve arabasına giden yukhei'yi takip etti, hâlâ battaniyesine sarılıyordu. ön koltuğa oturdu ve ısınmak için ona daha sıkı sarıldı.
araba, hayvan kükremesi gibi yüksek bir ses çıkararak çalıştı. ardından yukhei gidecekleri adresi kontrol etti ve arabayı sürmeye başladı.
-
evleri normal bir apartman dairesi değildi, büyük bir çatı katıydı. içeri girdiklerinde mark gözlerini kocaman açarak etrafı incelemeye başladı.
yukhei, eşyalarını bulmak için bir odaya girdi. bu odayı mark'a vermeliydi, burası onun için mükemmeldi.
buraya gelmeden önce, yukhei ailesiyle beraber mark'ın bedenini ölçmüştü; böylece ona uygun kıyafetleri kolayca seçebilmişti.
küçük çocuğu kanepede yumuşak tüylü kulakları düşmüş bir şekilde otururken buldu, battaniyesi hâlâ üzerindeydi.
"mark," yukhei ona seslendi ve mark hızlıca başını kaldırarak yukhei'ye baktı. "bir şey mi oldu?"
"odan benimkinin karşısında, ayrıca orada kendine uygun kıyafetler bulabilirsin," dedi ve rahat bir şeyler giymek için odasına geri döndü yukhei.
mark kanepeden kalktı ve odasına doğru yürüdü. odasının güzel bir havası vardı, kendisine giymek için pastel pembe bir hoodie ile bir pantolon seçmeden önce, odasının her yerini inceledi.
pantolonun içini, kuyruğu içinden geçebilecek şekilde kesti; böylece kıyafetini giydiğinde kuyruğu rahatça sallanabilecekti.
odanın bir köşesinde bir sürü peluş oyuncak vardı. aslan peluşunu kaptı ve onunla birlikte yatağına yattı.
"merhaba bay aslan," diye oyuncağıyla konuşmaya başladı.
konuşurken aslanı yataktan düşürdü. "seni düşürmek istemedim, ve sana yukhei'nin neden beni aldığını sormak istiyorum. daha önce kimse beni istememişti..."
cevap gelmedi, mark üzgün bir şekilde iç çekti, "muhtemelen bana acıdığı için beni aldı. hyuckie gitti ve ben yalnız kaldım. yukhei'nin umrunda bile değilim."
yine bir cevap alamadığında, ağzından küçük bir hıçkırık kaçtı, "onu özledim. onu görmek istiyorum, ama hyuckie beş yıl önce gitti. şimdi beni hatırlamıyordur bile."
mark, aslanı yataktan attı ve yukhei'nin battaniyesini de üzerine örttü. ağlama sesi bütün odada yankılanıyordu, yukhei ne olduğunu anlamak için odasından çıkmak zorunda kaldı.
yukhei, mark'ın kapısının önünde durmuştu ve kapıyı tıklatıyordu. "mark! orada neler oluyor?"
kapı açıldı, mark gözyaşlarını silerek kızarmış gözleriyle ona baktı. "y-yukkie," mark, yukhei'nin üzerine atlayarak tekrar ağlamaya başladı. yukhei düşmemesi için ona sarıldı.
"mark-
mark ona baktı, "benimle birlikte kal," dedi kısık bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
last minute gift::lumark
Fanfictionailesi yukhei'ye bir doğum günü hediyesi verir. all rights belong to @SEOCLIPSE