"daha varmadık mı?" diye sızlandı mark. çünkü yolun yarısında yukhei gözlerin kapamıştı. sonunda eve ulaştılar, basamakları çıktıktan sonra yukhei ellerini mark'ın gözlerinden çekti ve kapıyı açtı.
"sürpriiiz!"
mark gözlerini açtı ve 'mutlu yıllar' yazısının altında toplanan arkadaşlarını gördü.
"çocuklar... bunları ne zaman hazırladınız?"
bu sırada yukhei, üstünde aslan figürü olan bir pastayla mutfaktan çıkmıştı. "doğum günün kutlu olsun, mark," dedi yukhei mumları üflemesi için pastayı mark'a uzatarak.
"yukkie..."
gülümseyerek dilek diledi ve mumları üfledi. ardından yukhei de kesilmesi için pastayı masaya koydu.
"doğum günümü nasıl öğrendin?"
yukhei güldü ve pasta kesen taeyong'u işaret etti, "hepsinde o yardım etti."
mark kollarını açtı ve karışısındaki çocuğa sıkıca sarıldı, "yukkie, çok beğendim."
"daha iyilerini hak ediyorsun mark." mark'ın saçlarında gezdirdiği elini çekti ve ondan ayrıldı, "seni seviyorum," diye fısıldadı.
mark ışıldayan koca gözleriyle ona baktı, "gerçekten mi?"
"elbette, eğer sen olmasaydın, gerçek yukhei'yi bulamazdım. ani olsa da hayatımdaki en özel kişi olduğun için teşekkür ederim. ve..." utanmıştı, "seni bir kez öpebilir miyim?"
mark, kızaran yanaklarıyla cevap verdi. "ımm, tabii." yukhei aldığı cevapla hafifçe eğildi ve dudaklarını mark'ın dudaklarına bastırdı, bu sırada mark'ın küçük beyaz kulakları anın heyecanıyla dikleşmişti.
birkaç saniye sonra duydukları çığlık onları ayırmıştı. bu taeyong'tu, arkadaşlarının geri kalanı bundan rahatsız görünmese de, taeyong gülerek bağırmış ve ikiliyi ayırmıştı.
renjun, taeyong'u kolundan tutarak diğerleriyle beraber odadan dışarı çıkardı ve ikisini yalnız bıraktı. yoksa taeyong'un onları bırakmak gibi bir niyeti yoktu, bu ana şahitlik etmek istiyordu.
"yani, biz şimdi beraber miyiz?" diye sordu mark. yukhei başını salladı, "evet. eğer sen de istiyorsan, erkek arkadaşın olabilirim."
mark güldü, "buna nasıl hayır diyebilirim?"
-
"wong yukhei!"
yukhei, cüppesini düzelterek yerinden kalktı ve diplomasını almak için çağırıldığı kürsüye çıktı.
ardından diğer mezunların isimleri de okundu ve herkes sırayla ayağa kalktı.
"tebrik ederim, artık resmi olarak okuldan mezun oldunuz," dedi müdürleri bay kim.
kısa bir konuşmanın ardından herkes dağılmaya başladı, sadece yukhei olduğu yerde bekledi ve dağılan kalabalığın arasında mark'ın onu bulmasını bekledi.
"sonunda mezun olduk."
mark, gülümseyerek parmak uçlarına yükseldi ve yukhei'ye küçük bir öpücük verdi, "evet, zaman çabuk geçti."
"en azından aynı üniversiteye gideceğiz, umarım ilişkimiz etkilenmez."
"bir şey olmayacak," dedi mark gayet emin bir şekilde, "seni, böyle bir şeyin olmasına izin vermeyecek kadar çok seviyorum."
yukhei, mark'ın ellerini tuttu ve gözlerinin içine baktı, "iyi ki ailem o gün bana bir kedi yavrusu almak istemiş ve seni bulmuş. yoksa hayatımın aşkı mark lee ile asla tanışamazdım."
"ben de senin gibi bir sahibim olduğu için çok şanslıyım." mark da şakayla karışık cevap vermişti.
yukhei'nin sırıtışı yüzüne yayıldı ve mark'ın kulaklarını okşayarak ona cevap verdi.
"hey, ben senin erkek arkadaşınım, sahibin değil."
all rights belong to SEOCLIPSE

ŞİMDİ OKUDUĞUN
last minute gift::lumark
Fiksi Penggemarailesi yukhei'ye bir doğum günü hediyesi verir. all rights belong to @SEOCLIPSE