Multi: Turna.
"Biz dağlara atarız pusu! Haram oldu gece uykusu!"
Dışarıdan gelen gürültüyle gözlerimi açtım. Ahtapot gibi sarıldığım Sevde de gözlerini açmıştı.
"Yine mi sarıldın bana? Senin yüzünden nefessizlikten öleceğim bir gece göreceksin."
Sevde'nin ne dediğini anlamakta zorluk çekerken kulak tırmalayıcı seslerle yüzümü buruşturmuştum.
"Koğuş kalk!"
Gözlerim kapalı bir şekilde çadırın fermuarını açıp kendimi dışarı attım.
"Ne oluyor ya sabah sabah?"
"Kalkın askerler, savaş beklemez!"
Tek gözümü açarak etrafı incelediğimde Tarihçi Tarık hocayı komando kıyafetlerinle bulmuştum. Elindeki mikrofonla bağırarak konuşuyordu.
"Hocam bu ne ya, Fetih 1453 filmini tekrar mı çekiyoruz?"
Öğrenciler uyku sersemi bir şekilde çadırlarından çıkarken bedenimin yarısı çadırda yarısı dışarıda olacak şekilde yüz üstü uzanıyordum.
Sağlığınız için diyorum, uykulu bir Turna ülke için büyük tehdit oluşturmaktadır.
Sevde üstüme basarak çadırdan çıktığında küfür ederek elimi sırtıma götürdüm.
Deldin be sırtımı!
"Tek sıra ol!"
Herkes sıra olurken Eren gelip beni yerden kaldırdı ve sıraya itekledi.
"Saat 6'da sizi neden kaldırdığımı öğrenmek istiyorsunuz değil mi?"
"Haliyle hocam."
Uykulu gözlerim kocaman açılırken sinir her bir hücremi ele geçirmişti.
6 mı?
"Gün savaş günü asker, gün intikam günü!"
"Hocam gün olduğuna emin misiniz bana sabahın körü gibi geldi de."
Öğrencilerden biri alayla konuştuğunda Tarık hoca kaşlarını çatarak bağırdı.
"Konuşma! Derhal sizin için ayrılan üniformaları giyin ve tekrar burada sıra olun. Marş marş!"
Sinirle ayaklarımı yere vurarak kıyafetlerin olduğu yere ilerledim. Şuan o kadar sinirliydim ki birazdan pikachu gibi elektrik atacaktım.
Hızla giyinip tekrar sıraya geçtiğimizde sinirden resmen hocaya dalacaktım. Dün gece 2'ye kadar anonimle konuşmuştuk ve bu sabah 6'da kalktığımız için 4 saatlik uykuyla cinayet işleyecek kıvamdaydım. Uykuyu çok seviyordum ve biri beni kaldırdığı zaman inanılmaz sinirleniyordum.
"Askerler! Silahlarınız kuşanın, paintball oynayacağız. Unutmayın, bu sadece bir oyun gerçekler çok daha acımasızdır."
Hıhım aynen.
Ağlamaklı bir biçimde Eren'e doğru yaslandım.
"Ya ben kesin kendime sıkarım bu uykuyla."
Eren kafasını kafamın üstüne koyup güldü.
"Böyle duruyoruz ama enişte kızmasın."
Kafamı hızla çekip omzuna kuvvetli bir yumruk geçirdim.
"Bana bak senin ağzına sıçarım beni ayar etme. Uykuluyken ne kadar tehlikeli olduğumu biliyorsun, düzgün dur."
"Biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aklımdasın || TEXTİNG
Short Story0539*******: Bir inanışa göre, 0539*******: Kağıttan bin tane Turna kuşu katlayan kişiye bir dilek dileme hakkı verilir. 0539*******: Beraber dilek dileyelim mi, Turna? 26.10.2019 Texting'de 1. sırada! 08.11.2019 Mizah'ta 1. sırada!