"Ne yaptığını anlayamıyorum gerçekten. Ben onu affetmeyi düşünürken o tamamen hayatımdan çıkacağını söylüyor. Yemin ediyorum şu 1 haftadır döktüğüm gözyaşıyla koca bir havuz dolardı.""Saçmalıyor bence."
Derin her zamaki gibi Meriç'e olan öfkesini belli ederken diğerleri sessizce dinliyorlardı.
"Birazda onu anlamak lazım.."
Eymen mırıldanarak konuştuğunda ofladım.
"Ben onu anlıyorum zaten. Hissettiği pişmanlığı da anlıyorum. Ama sergilediği davranışları anlayamıyorum. O hiçbir şey için çabalamazken benim burada üzülmem büyük bir haksızlık. Gelse de affetsem diye bekliyorum, o hayatımdan çıkacağını mesajla bana iletiyor. Çok sağol ya sana da zahmet oldu!"
İçimde Meriç'e karşı büyük bir kırgınlık vardı ve kızgınlığım da peşinden geliyordu.
"Turna, farkındaysan ayrılan sensin. Onun seni dinlemediği gibi sen de onu dinlemedin. Bu olayda ikiniz de suçlusunuz. Bak, ben kimseyi korumuyorum. İkinizi de çok seviyorum ama tüm sorumluluğu onun üzerine yıkamazsın. Şuan canının yandığının da farkındayım. Canı yanan insan ne dediğini bilmez ve sen de bilmiyorsun. İçinde ona da hak verdiğine adım kadar eminim. Zamana bırakın her şeyi. Eninde sonunda ikiniz de birbirinizsiz yapamayacaksınız ve barışacaksınız."
Deniz'in haklı konuşması sessizliği sağlarken derin bir nefes aldım. Tam da Deniz'in dediği gibi olacaktı ama birbirimize olan kırgınlığımız aramıza büyük bir duvar örüyordu. İyice saçmalayıp kendimizi üzüyorduk. Şuan tek istediğim onu affetmekti ama hayatımdan tamamen çıkmaya karar vermişken gurursuzluk yapıp onun peşinden gidemezdim. Ama gitmeyi istiyor muydum? Deli gibi..
"Yukarıda yanlız mı?"
Çekinerek konuşurken çocuklar başlarını salladılar.
"Siz onun yanına gidin, yanlız kalmasın."
Başlarını sallayıp ayaklanırlarken sadece kızlar olarak masada kalmıştık.
"Üzülme, her şey düzelecek."
Defne elimi tutup konuşuruken hafifçe başımı salladım. Yanımıza bir sandalye çekilirken masaya oturan kişiye şaşkınlıkla baktık.
"Selam güzellikler."
Ege yüzündeki tiksindirici gülümsemeyle bize bakarken Derin sinirle güldü.
"Selam orospu çocuğu."
Normalde fazla küfür etmezdik kızlar olarak ama bu insan dışı varlık imama bile küfür ettirirdi.
"Aaa çok ayıp Derin. Sizinle sohbet etmeye geldim sadece."
Daha sonra bana dönüp gülümsedi.
"Meriç'le ayrılmışsınız. Aşırı üzüldüm ya, ama merak etme. Ben hep buradayım."
"Sen ne iğrenç bir insansın ya?"
Ada öfkeyle konuşmaya devam ederken Ege bana bakmaya devam ediyordu.
"Beni uzun süredir tanıyan insanlara göre evet, iğrenç biriyim. Bunu genellikle duyarım. İltifatın için teşekkür ederim Adacığım."
"Çabuk masadan kalk."
Sakince konuştuğumda güldü.
"Ama anlatacaklarım vardı.."
"Kalk dedim!"
Sinirle bağırmamın üzerine kahkaha attı.
"Sinirlenince daha güzel oluyorsun, bunu farkettiğim iyi oldu. Neyse, sadede geleyim. Hepsi bir oyundu sarışın."
Kaşlarımı kaldırdığımda devam etti.
"Fizik sınavında kopya çekeceğini bildiğim için kağıdımı açtım. Daha sonrasında konuşma başlattım ve sen de salak gibi bana inanıp benimle tanıştın. Hasta olduğun gün kurs vardı ve ben kursta bile değildim. Ama sana mesaj atıp nasıl olduğunu sorduğumda iyi niyetle sorduğumu sanıp yine bana cevap verdin. Benden şüphelenmedin bile. Kütüphaneyi düzenlemek için seni Edebiyat hocasının görevlendirdiğini zannediyorsun değil mi? Yalan. Edebiyat hocasının kütüphaneyi topladığımızdan haberi bile yok. O sandayleden de kendin düştün zannediyorsundur şimdi sen. Hepsi bir oyundu Turna. Ve siz paşa paşa bu oyunu oynadınız."
Şaşkınlıktan tek kelime edemezken konuşmaya devam etti.
"Sizin aranızdaki bağ o kadar zayıfmış ki, küçük bir oyun bile ayrıldınız. Sandığınız kadar birbirinize güvenmiyorsunuz. Tek yanlışta ayrılacak kadar basit bir ilişkiniz varmış. Aslında sana yardımcı oldum. Gerçekleri farketmeni sağladım. Bence bana teşekkür etmelisin."
Sandalyeden kalktı bana göz kırpıp kantinden çıktı. Resmen bir bombayı kucağıma bırakıp gitmişti. Dediklerinin doğru olduğundan mı bilinmez, öfkeyle dolup taşmıştım. Ani bir hareketle ayağa kalkıp Ege'nin peşinden gittiğimde kolidordan dönecekken kolunu tutup durdurdum ve yüzüne sert bir yumruk geçirdim.
"Gerçekten bu kadar zavallı mısın, Ege?"
Içimden dolup taşan sinirimin aksine sesim sakindi.
"İnsanların mutluluğunu çalacak kadar zavallı mısın? Bunu yapan insanlar sevgiden hiçbir şey anlamayan insanlardır. Bu kadar mı sevmediler seni?"
Ege'nin bakışları değişirken devam ettim.
"Öyle hırs dolusun ki bunun en çok sana zarar verdiğinin farkında bile değilsin. Bunu yapmayı kes artık. Her zaman her istediğin olmayacak. Kaybetmeyi öğrenmelisin.."
"Ben kaybetmem."
Dediği karşısında koca bir kahkaha atıp hareket çekesim gelmişti.
"Kaybedeceksin."
Sırıtarak konuşup yanından ayrılacağım sırada bir diğer yumruğumu yüzüne geçirdim yanından geçtip gittim.
Selaaam. Bu bölüm de barışmadılar.
Arkadaşlar bi konudan bahsetmek istiyorum. Sürekli 'Bunları çabuk barıştır!', '1 haftadır bölüm yayınlamıyorsun linçleri yersin tabii' gibi yorumlar görüyorum ve bu benim sinirlerimi bozuyor. Hele hele karakterlerime küfür etmeniz..Boş yapmak yerine düzgünce düşüncelerinizi belirtseniz hem yeni bölüm çabuk gelir hem de istediğiniz sahneler gelir. Birde bölün attığım gibi emir kipiyle YB yazmanız beni deli ediyor. Arkadaşlar bunu yazarsanız yeni bölüm atmam atarsamda bok gibi atarım. Emir kipinden hoşlanmıyorum. Sizden istediğim düzgünce düşüncelerinizi belirtmeniz. Şimdiden teşekkürler.
Sizi seviyorum, öptüm KOCAMAN😘
İnstagram👉misslala_hikayeleri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aklımdasın || TEXTİNG
Conto0539*******: Bir inanışa göre, 0539*******: Kağıttan bin tane Turna kuşu katlayan kişiye bir dilek dileme hakkı verilir. 0539*******: Beraber dilek dileyelim mi, Turna? 26.10.2019 Texting'de 1. sırada! 08.11.2019 Mizah'ta 1. sırada!