Yukarıdaki müziği açıp öyle okuyalım. İyi okumalar💛
Meriç'ten...
"Bunun işe yarayacağından emin misiniz? Bize çok kızacak."
Sevde'nin konuşmasıyla derin bir nefes aldım.
"Başka çarem yok. Onun beni dinlemesi ve benim onu dinlemem için bunu yapmam gerekiyor."
Diğerleri başını sallarken dudağımı kemirdim. Aklıma gelen dahiyane (!) plan şuydu, çocuklar bizi bilgisayar sınıfına kilitleyecekti ve böylece konuşma şansımız olacaktı. Harika değil mi? Bence de..
"Ben gidiyorum, sizde Turna'yı getirirsiniz."
Cevaplarını beklemeden ağır adımlarla bilgisayar sınıfına ilerlerken bunun işe yaraması için dua ediyordum. Beni dinlemesi gerekiyordu, kendimi ona açıklamam gerekiyordu. Onu ne kadar kırdığımın farkındaydım. Sinirlenince kendim olmaktan çıkıyordum ve dilim zehire dönüşüp sevdiklerimi kırıyordu. Sonrasında yaşadığım pişmanlığın tarifi yoktu. Bana öyle bir bakmıştı ki, bakışıyla kalbimin tam ortasına yanan bir gülle bırakmıştı sanki. Hem inanılmaz ağırdı, hem de cayır cayır yanıyordu...
Bilgisayar sınıfından içeri girdiğimde sınıf elbette ki boştu. Beklediğim birkaç dakikanın ardından Turna içeri girdiğinde beni görmeyi beklemiyor olacaktı ki gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Çünkü onunla karşılaşmamak için insan üstü bir çaba sarfediyordum.
Tam arkasını dönüp sınıftan çıkacakken bizimkilerin kapıyı kapatıp kilitlenmesiyle şaşkınlığı iki katına çıkmıştı.
"Yok artık! Bunu yapmayacaksınız heralde?"
Şaşkınlıkla konuşurken kapının ardından Ada'nın sesi duyuldu.
"Yaptık bile. Ben arkadaşlarımı böyle görmek istemiyorum. Kapıyı iki saat sonra açacağız. Ne sorununuz varsa konuşup halledin ve barışın artık."
Ardından duyulan adım sesleri gittiklerine işaretti. Derin bir nefes alıp yavaşça bana döndü. Gözleri dopdoluydu ve kendini ağlamamak için sıktığı belliydi. Gözleri kıpkırmızıydı, saçları özensizce toplanmıştı. Normalde biraz olsun rimel ve ismini bilmediğim birkaç makyaj malzemesi kullanırdı ama son bir haftadır sıfır makyajla geziyordu.
Ama hala çok ama çok güzeldi..
"Neden?"
Sorduğu soruyla onu izlemeye ara verip toparlandım.
"Hayatımdan tamamen çıkma kararı almıştın hani? Niye bana bunu yapıyorsun?"
"Çünkü çok özledim.."
Kurduğum cümleyle yutkunurken bakışlarını etrafta gezirdi.
"Turna, ben böyle olmamıza dayanamıyorum artık. Sabahları senin güzel yüzünü görmek istiyorum. Seninle gülmek istiyorum, seninle eğlenmek istiyorum. Basit bir espriye bile saatlerce gülmeyi özledim seninle. Sana sarılmayı çok özledim be Turna."
"İnsan güvenmediği birini nasıl özler?"
Gözlerinden yaşlar akmaya başlarken titrek bir nefes aldım.
"Sana güvenmediğimden değil, çok sevdiğimden o davranışları sergiledim. Turna ben seni çok seviyorum. Çok fazla seviyorum hemde."
"Sevme,"
Kaşlarım hafifçe çatılırken devam etti.
"Fazla sevgin canımı yakıyor.."
Size yemin ediyorum kalbimin durduğunu hissettim. Nefesimin bana yetmediğini yetmediğini, ciğerlerime oksijen gitmediğini hissettim.
Afallayarak ona bakmaya devam ederken gözlerini benden kaçırdı ve yan tarafındaki sandalyeye oturdu. Yavaş adımlarla oturduğu yerin karşısındaki duvara ilerledim ve duvarın dibine oturdum.
"Ben.. fazla sevgimin canını yaktığını farkedemedim, özür dilerim. Ama böyleyim işte, hiçbir şeyi abartmadan yapamıyorum. Seversem çok sevmezsem hiç sevmiyorum. Benim için ya çok ya hiç. Belki çok seversem hiç yanımdan ayrılmaz diyorum. Sevdikçe sevesim geliyor sürekli. Seninle ilgili bir şey olunca ani tepkiler veriyorum, çünkü çok fazla seviyorum. Sana zarar gelmesin diye kendimi paraladım ama sana en çok zararı ben verdim. Bunun ağırlığı altında ezildim her gün. Sürekli senin yanına gelmek istedim ama gelemedim. Hep bahçeye çıkmanı bekledim, biraz olsun seni görebilmek için. Belki kolidorda karşılaşırız diye sürekli kolidora çıktım. 3 sene boyunca hayalinle yaşadım ben senin. Şimdi tam sana kavuşmuşken yaptığım aptallıkla senden yine ayrı kaldım. Bazı şeyler çok isteyince olmuyor.."
Gözlerimde biriken yaşların akmaması için büyük bir savaş verirken dudaklarını konuşmak için araladı.
"Bir yolunu bulup gelseydin keşke. Gelseydin, gönlümü alsaydın. Bir şey demeyip karşımda dursaydın sadece. Kimse kusursuz değil. Herkes hata yapar. Önemli olan bunu kabullenip çabalamak. Ama sen hiç çabalamadın, Meriç.. Her gün, yanıma gelip kendini affettirmeni bekledim. Her gün, bugün yanıma gelsin affedeceğim diye sözler verdim kendi kendime. Hatta biliyor musun, sen bana o mesajları atmadan önce seni affettiğimi söylemek için gururumu hiçe sayıp yanına gelecektim ben. Ama sen hiç çabalamayıp hayatımdan çıkma kararı aldın ve beni bir kez daha kırdın."
"Daha fazla üzülmene dayanamadım çünkü. Belki hayatından çıkarsam mutlu olursun sandım."
Gözyaşlarımla verdiğim savaşı kaybederken, yanaklarıma süzülen yaşları hızla silip burnumu çektim.
"Olmazdım. Hayatımdan birden bire çıktığında oluşacak boşluğu düşünemedin mi? Meriç, benim için öylesine biri değilsin ki hayatımdan çıktığında üzülmeyeyim. Senin beni sevdiğin kadar ben de seni seviyorum."
Ortamda oluşan sessizliğin ardından derin bir nefes aldım. Dizlerimin üzerinde emeklemeyip yanına gittim ve başımı dizlerine koydum.
"Çok yoruldum. Seninle böyle olmak beni öldürüyor.."
Yüzümü görmediği için kendimi saldım ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Boşluktaki elini sıkıca tutup yanağıma koydum ve aklıma gelen ilk şarkıyı mırıldanmaya başladım.
"Eğer seni kırdıysam, darıl bana. Ama bir gün beni ararsan, bak ruhuna."
"Birden gecem tutarsa, güneşi çevir bana. Sevgilim bağışla biraz zor olsa da.."
"Affet beni akşam üstü gölgem uzarken. Öğleden sonra affet, ne zaman istersen."
"Çünkü sen çölüme yağmur oldun. Sen geceme gündüz oldun.. Sen canıma yoldaş oldun, sen kışıma yorgan oldun.."
Başımı kaldırıp gözlerinin içine baktığımda çoktan ağlamaya başladığını görmüştüm.
"Affet beni akşam üstü gölgem uzarken, sabaha kalmadan affet tam ayrıldık derken."
"Affettim."
Dudaklarında içten bir gülümseme meydana gelirken gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.
"Ne?"
"Affettim işte."
İçimi kocaman bir mutluluk kaplarken üzüntünün uçup gittiğini hissediyordum. Enerjim, sevincim geri gelmişti sanki. En önemlisi o gelmişti. Geri gelmişti..
Surprize motherfucker lsdhskhdskdjskhd
Bir günde iki bölüm attım bazen beni sinir ediyorsunuz ama yine kıyamıyorum size dkdhsjdhjs
Sonunda barıştılar herkes rahat nefes alabilir.
Bu bölümü gözlerim dolu dolu yazdım. Umarım karakterlerimi anlamışsınız.
Sizi seviyorum, öptüm KOCAMAN😘
İnstagram👉misslala_hikayeleri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aklımdasın || TEXTİNG
Kısa Hikaye0539*******: Bir inanışa göre, 0539*******: Kağıttan bin tane Turna kuşu katlayan kişiye bir dilek dileme hakkı verilir. 0539*******: Beraber dilek dileyelim mi, Turna? 26.10.2019 Texting'de 1. sırada! 08.11.2019 Mizah'ta 1. sırada!