"Bunların bu kadar çabuk kanka olması sizce de biraz garip değil mi?"Eymen anlam veremeyerek annemlere bakarken güldük.
"Oğlum aralarında gün bile yapıyorlar lan."
Ayaz da ona katılırken bakışlarımı annemlere çevirdim. Annem, best kankası Çiğdem ablayla iğne oyaları hakkında tartışırken diğer anneler de onlara katılıyordu. Genel konuları düğündü ama arada konu değişikliği yapabiliyorlardı.
Bugün bir değişiklik yapıp kafede toplanmıştık ve hep birlikte oturuyorduk. Annemler birazdan bir arkadaşlarının daha geleceğini ve bizimle tanışmak istediğini söylüyorlardı.
"Esin'in de bir oğlu var, üniversitede hazırlık okuyor."
Eymen'in annesi Belgin ablanın verdiği bilgiyle başımızı salladığımızda Ada'nın annesi Güliz abla konuştu.
"Esin'i de pek sevmem ama. Hepimizin kızları olduğunu biliyor, kesin oğluna kız bakmaya gelecektir."
"Gelsin gelsin, oğlunu da getirsin smack down oynarız."
Meriç'in dediğine güldüğümde annemler tekrar düğün konuşmalarına geri dönmüşlerdi.
"Benimde elim ne zamandır kaşınıyor zaten."
Ayaz sırıtarak konuştuğunda Defne göz devirmişti. Eğer çocuk Defne'ye yürürse Defne Ayaz'dan önce çocuğu paket ederdi zaten.
Konuşup gülüşmemize devam ederken kafeden içeri giren kadın ve yanındaki çocukla annemler ayaklandılar. Sanırım bu Esin abla ve oğlu olmalıydı.
"Obaa bu çocuk bayağı yakışıklı yalnız."
Ada'nın konuşmasıyla onu onaylıyordum. Esmer uzun boylu bir çocuktu ve mavi gözleri vardı.
"Ada?"
Eren sorgularcasına konuştuğunda Ada şirince sırıttı.
"Şaka yapıyorum."
"Hoşgeldiniz! Ay vallahi çok özlemişim."
Güliz abla sevecenlikle Esin ablaya sarıldığında gülüyorduk. Az önceki konuşmasınla şimdiki hareketi ne kadar da uyuyordu (!)
"Ben de şekerim, ben de. Uzun zamandır görüşmüyorduk."
Esin abla annemlerle sarıldıktan sonra bize de sarıldı. Ardından yanındaki oğlunu tanıttı.
"Oğlum Ediz."
Ediz sırayla hepimizle tokalaşırken sıra bana geldiğinde kendimi tanıttım.
"Turna bende."
"İsmin çok güzelmiş, Turna."
Hafifçe gülümsediğimde elimi çekmek için hamle yapmıştım fakat o bırakmıyordu.
"Elimi alayım, lazım oluyor çünkü."
Hızla geri çektiğimde ancak kurtarabilmiştim. Diğerleriyle de tokalaşmayı bitirdiğinde oturmuştuk. Kendimi Meriç'le göz göze gelmemek için zor tutuyordum. Büyük ihtimal sinirden kudurmaya başlamıştı.
"En son çocuklar küçükken görüşmüştük değil mi? Zaman çok çabuk geçiyor."
Esin ablanın konuşmasını onaylar türde başımızı sallıyorduk.
"Kocaman olmuşlar şimdi. Maşallah kızlar da pek güzel."
Geliyoruz demek..
Güliz abla ben demiştim der gibi gülümserken kendimi gülmemek için zor tutuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aklımdasın || TEXTİNG
Short Story0539*******: Bir inanışa göre, 0539*******: Kağıttan bin tane Turna kuşu katlayan kişiye bir dilek dileme hakkı verilir. 0539*******: Beraber dilek dileyelim mi, Turna? 26.10.2019 Texting'de 1. sırada! 08.11.2019 Mizah'ta 1. sırada!