Sabah uyandığımda her yerim ağrıyordu. Gece onu düşünürken uyuya kalmıştım ve her yerim tutulmuştu.
Yataktan kalkıp banyoya gittiğimde banyoda ki aynanın üstünde bir not vardı.
" Merhaba Jiminie. Jeon'a ne olduğunu merak ediyor musun? O zaman beni bul."
Iyice korkmaya başlamıştım. Jungkook'a bir şey mi olmuştu.
Hemen telefonumu elime aldım ve Jungkook'u aradım. Ama telefonu kapalıydı. O açmayınca Taehyung'u aradım. Açtı.
" Efendim Jimin."
" Taehyung banyomda bir not buldum. 'Jeon'a ne olduğunu merak ediyorsan beni bul' yazıyor. Ona bir şey mi oldu? Ne yapmalıyım? Hiç bilmiyorum. Bana yardım et."
" Tamam sakin ol Jimin. Yardım edeceğim. Ben aramaya çalışacağım sende Yoongi'yi ara. Belki yerini biliyordur."
" Tamam hadi kapat."
Kapatınca hemen Yoongi'yi aradım. Açtı.
" Alo Yoongi ben Jimin. Ben banyoda bir not buldum. Jungkook'la ilgili ona bir şey mi oldu?"
" O kaçırıldı Jimin. Kimin kaçırdığını bilmiyorum ama yerini biliyorum. Xxxxxx deposunu biliyor musun?"
" Evet biliyorum. Orada mı?"
" Evet ama yalnız gitme bence bir şey olabilir."
" Tamam Yoongi. Teşekkür ederim."
Kapattığımda hemen Taehyung'u aradım. Ama açmadı. Daha fazla bekleyemezdim. Hemen üstüme bir şey alıp çıktım ve arabama bindim.
Arabamı durdurup indim. Korksam da Jungkook için yapmam gerekiyordu. Ya ona bir şey olduysa?
Hayır hayır olmadı. Onu kurtaracağım.
Biraz daha ilerleyip deponun kapısını açtım. Elimde bir silah vardı. O alınırsa diye de ceketimin iç gözünde bir bıçak vardı.
Kapıdan içeri girdiğimde deponun ortasında uyanık, elleri ve ayakları bağlı Jungkook'u gördüm ve hemen yanına gitmek için koşmaya başladım. Bir el beni durdurduğunda arkamı dönemeden kafama silah tuttu.
" Bırak onu piç."
Jungkook ona bağırdığında daha da korkmaya başlamıştım. Umarım buradan ikimiz de sapasağlam çıkardık.
" Beni tanıdın mı? Herkese güvenmemen gerektiğini ailen sana öğretmedimi küçük Jiminie?"
" Taehyung."
" Nasıl da akıllısın. Ben aslında notu ilk aldığında anlarsın sanmıştım. Gerçekten çok safsın Jiminie. Benden başka kim sana "Jiminie" der?"
" Neden yaptım bunu? Neden!?"
" Jimin sadece beni suçlama ama yalnız yapmadım ki. Güzelim gelir misin?"
" Geldim Taehyungie."
Içeriye Yoongi girdiğinde ikinci darbeyi yedim. Daha birkaç dakika önce onunla bu konu hakkında konuşmuştuk.
" Sen de mi? Ben sana güvendim. Kardeşim dedim ben sana."
Jungkook kırgınca konuştuğunda Yoongi daha da çok sırıtmaya başladı.
" Bak sevgilim. Ikisi de herkese güvenmemeleri gerektiğini bilmiyormuş."
Taehyung elimdeki silahı alıp kenara fırlattı. Artık sadece ceketimin içindeki bıçak kalmıştı.
Beni önüne doğru fırlattığında yere düştüm. Ve ağızımdan ufak bir inleme çıktı.
" Jimin iyi misin? Bir şey oldu mu?"
" Hayır iyiyim Kook."
Yoongi yanıma gelip saçımı çektiğinde gözlerim yaşarmaya başlamıştı. Öyle şiddetli çekiyordu ki saçlarımın kökünden ayrılacağını düşünmeye başladım.
" Kookie'nin küçük sürtüğü seni. Seviyormuş. Sevmek diye bir şey yok daha anlamadın mı? O seni bırakıp gitti ama sen hala onun peşinden geliyorsun. Yazık sana."
" Siz de sevgi diye birşey yok o belli zaten ama bizim için aynı şey geçerli değil. Biz birbirimizi sevdik."
" Sen kimsin bizim ilişkimiz hakkında konuşuyorsun."
Deyip saçımı sertçe bıraktığında ağızımdan tekrar bir inleme kaçtı.
" Hey Yoongi bana benimle konuşurken bir tavsiye vermiştin hatırlıyor musun? Sakın yalnız gitme oraya demiştin. Ben seni dinledim sağol tavsiyen için."
O sırada içeri polisler ve Bay Lee'nin adamları girdi ve Yoongi ve Taehyung'u alıp gittiler. Hemen Jungkook'un yanına gittim. Ellerini ve bacaklarını çözdüm. Beni kendine çekip sarıldı ve saçımı öptü. O an gerçekten kalbim tekrar onun için atmaya başlamıştı. Onu özlemiştim.
" Seni çok özledim miniğim."
" Bende seni çok özledim Kook."
" Seni bırakmayı hiç istemezdim ama bu piçler beni zorladılar. Seninle tehdit ettiler. Sana bir şey olmasın diye bıraktım yoksa seni hayatta bırakmam. Ilk başta ben de Yoongi'nin bu işte olduğunu bilmiyordum. Ve hep Taehyung'u yenmek için yaptığım planları ona anlatıyordum. Hiç biri de işe yaramıyordu. Ama benim akıllı sevgilim bizi kurtardı."
" Sana bir şey oldu diye çok korktum Kook."
" Bir şey olmadı güzelim. Bak ben hala seni çok seviyorum."
Dedi ve dudağıma uzun bir öpücük bıraktı.
" Hadi evimize gidelim miniğim."
" Tamam Kookie."
" Şunu yapma demedim mi?"
" Dedin ama ben yapmak istiyorum. Çünkü bana kızmanı bile özledim."
" Güzelim benim eve gidip güzelce vakit geçirelim."
" Olur Kookie."
Ellerimizi kenetledi ve arabaya binip sürmeye başladı.
~
Eve geldiğimizde kapıyı kapatır kapatmaz beni öpmeye başladığında bu gecenin uzun bir gece olacağını anladım.