Odamda oturmuş ödev yetiştirmeye çalışıyordum. Aklım bunca şey ile doluyken bir de üstüne sabah yaşananlar eklenmişti. Aklım hâlâ gülüşmelerdeydi.
"Yağ fıçısı"
"Patates" . Neden insanlar bu kadar zalim anlamıyorum. İnsanları üzüp, kırmak neden bu kadar hoşlarına gidiyordu, neden birlerinin acı çekmesi bu kadar komikti ki? Hiçbir şeye aklım yetmiyordu artık. Üzerimdeki hırkayı çıkararak sandalyemin arkasına astım. Kafam karışık dahi olsa o ödev bitmeliydi. O yüzden şarkı dinleyerek yazma işimi hemen bitirdim. Ödev bittiğinde bende bitmiştim. Parmaklarım sızlıyordu. Ama kalbim kadar değil. Gerçekten ama gerçekten daraldığımı hissediyordum. Çaresiz hissediyordum. En kötüsü de bunları anlatacak bir arkadaşım yoktu.
"Neden, neden böyle olmak zorundayım." dedim kendi kendime. Yatağımın üzerinde duran uğurböceği şeklindeki peluş bebeği alarak sarıldım. Adı Tikki'ydi. Küçüklükten beri yanımda olan tek kişi.
"Tikki, keşke konuşabilsen. Bana akıl verebilsen." dedim çaresizce.
"Marinette, tatlım nasılsın?" diyerek içeriye annem girmişti. Annem oldukça zayıf, bakımlı ve güzel bir kadındı. Bir an benim neden böyle olduğumu sorguladım.
"Tatlım iyi misin? Konuşsana?" dedi annem tekrardan. Aklımdaki saçma düşüncelerden kurtularak gülümseme ile yanıt verdim.
"Harikayım anne" dedim neşeli bir ses tonu ile. Aileden gizli üzülmek, depresyona girmek çok zordu.
"Güzel. O zaman aşağıya gelip bizimle tatlı yemek ister misin?" diyerek elini tuttu annem. Geri çeviremeyeceğim bir teklifti bu ancak keyfim yoktu.
"Teşekkür ederim anne. Ama ben uyuyayım." dedim. Annem de onaylayarak odadan çıktı.
"Görüyorsun değil mi Tikki? Yapacak hiçbir şeyim yok. En sevdiğim tatlıyı bile yiyemiyorum. Canavar gibi tüm insanlar. Hepsine çok öfkeliyim. Bir gün, bir gün hepsinden intikam alacağım. Hepsi bu sözlerini yiyecek. Pişman olacaklar. Ama o zamana kadar duracağım. Doğru zaman elbet gelecektir." diyerek yatağa uzandım. Yatak gıcırdıyordu. Kaç kez değiştirmiştik ama etkisi olmamıştı. Sesi duymamaya çalışarak uykuya daldım. Türlü türlü kâbuslar ile uyandığımda nefessiz kalmıştım. Ardından yanımda duran telefonuma baktım. Ne bir mesaj, ne bir bildirim. Hiçbir şey yoktu. Uykumun gelmeyeceğini anlayarak yataktan kalkıp balkona oturdum.
Yarın sınav haftam başlıyordu. Sınavlar bittiğinde tatil geliyordu. Bu da demek oluyordu ki uzun bir süre huzurlu olabilirim.
"Lütfen bu yaz güzel bir şeyler olsun" dileklerinde bulunarak yüzümü yıkayarak üzerimi giydim. Kahvaltı yapmadan da evden çıkmıştım. Tuhaf bir şekilde iştahsızdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M FAT
Fanfiction"Ne? Sen ne diyorsun Nino? Nasıl Marinette den hoşlandığımı düşünürsün? Ben tek bir kusuru bile olmayan ünlü bir modelim. O ise kilolu, çirkin, sivilceli ve bakımsız bir kız. Asla ama asla onunla birlikte olmam" dedi Adrien sinirle ve arkasına bakma...