Beden eğitimi dersi için giyinme odasına gidiyorduk. Odaya girdiğimizde tüm kabinlerin dolu olduğunu görünce kenarda beklemeye başladık. Alya rahatsızlanmıştı.
"Burası hep böyle kalabalık mı olur?" dedi. Gülümsedim. Yeni geldiği için bilmiyordu muhtemelen.
"Evet. Bekle ve gör" diyerek önümden geçmesi için Rose'a yol verdim. Alya meraklı bir şekilde
"Marinette" dedi ve durdu.
"Neden hâlâ bekliyoruz?" tam ağzımı açmış cevap verecekken Chloé, Lila, Sabrina ve Elizabeth kabinlerden aynı anda çıkıverdiler. Böylece benim cevap vermeme gerek kalmadan Alya ne olduğunu anlamış oldu.
"Süslenenler olduğunu bilseydim beklemezdim bile." diyerek öfkeyle kabinin birine girdi. Gülümseyerek bende bir kabine girip üzerimi değiştirdim. Çıktığımızda Alya beni gözleri ile baştan aşağı süzdü.
"Marinette renk uyumu konusunda çok iyisin ama tarzını değiştirmen gerekiyor." dedi.
"Alya tarzıma uygun kıyafetler bulamıyorum. Elimdekiler ile yetinmek zorundayım" dedim ve yürümeye başladık. Biz yavaş yavaş spor salonuna girerken Alya köşede duran esmer tenli çocuğu işaret ederek
"Buralarda yeni mi yoksa?" dedi.
"Neden sordun?"
"Merak."
"Anladım... bilmiyorum."
"Marinette! Hadi ama yıllardır bu okuldasın. Hiç mi görmedin? Söyle lütfen." dedi. Alya'nın bu meraklı hâli oldukça hoşuma gitmişti.
"Yeni gelmiş olmalı. Bu zamana kadar hiç görmedim." dedim. Alya derin bir nefes alarak gözlüklerini tekrar düzeltti. Sıraya girdiğimizde Alya beni dürterek;
"Ne çok ortak noktamız var öyle."
"Nasıl yani?"
"İkimiz de gözlük kullanıyoruz." deyince istemsiz bir kahkaha patlattım. Kaşını kaldırarak bana baktı ve
"Komik olan ne Marinette?" dedi.
"Hiiç...
aynı dili de konuşuyorsunuz. Bunu atladın"
"Sen geç dalganı Mari." diyerek Alya önüme geçerek koşuya başlamıştı bile.
"Alya.. Şaka yapıyorum..." dedim ve ona yetişmek için hızlanmaya başladım. Bir süre sonra koşumuzu tamamladığımızda yorgunluktan ölmüştük. En azından ben öyleydim. Duş için Alya ile ilerlerken konuştuğumuz şeylere hâlâ gülüyorduk. Tam da içimden bu günün ne güzel bir gün olduğunu geçiriyordum ki arkadan Lila bağırdı;
"Hey! Marinette Dupain-Cheng pastırma gibi kokuyor!" ve tüm spor salonu kahkahalara boğuldu.
"Hayır hayır çürük yumurta gibi kokuyor." diyerek kahkaha seviyesini arttırdı Elizabeth. Yine olmuştu. Yine tüm günümü berbat etmişlerdi. Fakat bu sefer üzülen tek ben olmayacaktım. Gözümü karartmıştım. Sinirden titrediğimi hissediyordum. Elizabeth'e doğru hızla ilerledim.
Yanlarına doğru yürümeye başladım. Yürürken spor salonunun pür dikkat beni izlediğini hissedebiliyordum. Âdeta bir ölüm sessizliği oluşmuştu. Ve kimsenin benden beklemeyeceği bir şey yaptım. Elizabeth'in yüzüne vurabildiğim kadar hızlı bir şekilde yumruk attım. Elizabeth yere yığılırken aniden bir çığlık koptu. Chloé, Lila ve Sabrina yerde yatan Elizabeth ile ilgilenirken Alya ise beni oradan sürüklüyordu. Galiba uzun zamandır yaptığım en iyi şeydi.
Bu çok iyi hissettirmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M FAT
Fanfiction"Ne? Sen ne diyorsun Nino? Nasıl Marinette den hoşlandığımı düşünürsün? Ben tek bir kusuru bile olmayan ünlü bir modelim. O ise kilolu, çirkin, sivilceli ve bakımsız bir kız. Asla ama asla onunla birlikte olmam" dedi Adrien sinirle ve arkasına bakma...