Sırılsıklam bir şekilde eve girdiğimde kendimi çok daha kötü hissediyordum. Salonda babam ile sohbet eden annem beni görünce hemen yanıma geldi.
"Marinette tatlım sana ne oldu böyle? Neden erken geldin? Bir şey mi oldu?" dedi. Odamın merdivenlerinden çıkarken babamın seslenmesiyle arkamı döndüm. Ağladığımı fark etmişlerdi.
"Marinette ne oldu anlatmayacak mısın?"dedi.
"Var ya..." dedim ve yutkundum. Boğazım düğümlemişti.
"Var ya ergen bir kız olup da böyle görünmek nasıl bir şey biliyor musun? Tabiki bilmiyorsun çünkü zapzayıfsın, çok güzelsin ve hep de öyleymişsin. Bana sürekli çok güzel olduğumu söylüyorsunuz ama bu sizin çocuğunuz olduğum için. Öyle bir şey yok. Herkes benimle alay ediyor ben buna dayanamıyorum. İkiniz de harikasınız fakat bana verdiklerinize bir bakın. " diyerek odama çıktım ve kapıyı kapattım. Üzerimi değiştirdikten sonra camın önüne oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım. Hâlâ neden bana böyle davrandıklarını anlamış değildim. Bir insana neden görünüşü için kötü davranılırdı ki? Neden farklı olan ötekileştiriliyordu? Herkes aynı olmak zorunda mıydı? Sanırım evet.
Birkaç dakika sonra kapıma tıklatıldı. Alya gelmişti ve o da benim gibi ıslanmıştı.
"Marinette..." dedi ve yanıma oturdu.
"Özür dilerim seni zorlamamalıydım. Benim yüzünden oldu. Ama yemin ederim böyle olsun istemedim biliyorsun." diyerek bana sarıldı. Gözlerim dolmuştu.
"Hayır Alya bu benimle ilgili. Benim bedenim bu. Yapabilecek bir şey yok malesef. "
"Neden olmasın ki Marinette. İstersen her şeyi başarabilirsin." dedi. O sırada odaya annem girdi.
"Daha iyi misin Marinette?" dedi. Kafamı salladım. Konuşmak istemiyordum çünkü konuştukça gözlerim doluyordu.
"Bundan rahatsız oluyorsan bize söylemen yeterliydi kızım. Böyle dert etmene gerek yoktu. Aslında böyle şeyler kafaya takılmaması gereken şeylerdir. Çünkü yirmi yıl sonra kimse seni görünüşüne göre yargılamayacak. İnsanlığına bakacaklar. Ama eminim ki sen harika bir insan oldun. Hâlâ bu düşüncedeysen hemen yarın bir spor salonuna kaydını yaptırırız. Sonra kuaföre ve dermatoloğa gideriz düzenli olarak olur mu?" dedi. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Annem haklıydı. Sonuçta nobel alan birinin fiziğine bakmazdık değil mi? Ama ben kendimi iyi hissetmek istiyordum.
"Teşekkürler anne."
"Alya burada kalmak ister misin canım? Yarın sende Marinette'in yanında olmalısın. Ne dersin?"
"Çok isterim Bayan Cheng. Ailemden izin almalıyım ama önce."
"Tamam sen dert etme ben senin yerine isterim. Siz şimdi dinlenin. Yemek hazırlayım ben size." diyerek annem odadan çıktı. Heyecanlanmıştım. Hayatım düzene girecekti. Ve en önemlisi kimse benimle alay edemeyecekti.
"Marinette hâlâ dostuz değil mi?"
"Tabiki de Alya. Sen benim ilk ve tek dostumsun." dedim ve Alyaya sarıldım. Alya kafasını kaldırıp;
"Hadi Marinette aşağı inip yemek yiyelim. Yarın büyük bir gün." dedi. Gülümsedim. Bundan bahsetmek bile beni heyecanlandırıyordu. Alya ayağa kalktı ve benimde elimi tutarak kalkmama yardımcı oldu. Önce yemeğimizi yedik daha sonra odamda sohbet edip eğlendik. Gece olduğunda film izledik ve en sonunda uyuduk. Sanırım bu hayatımda şu zamanda dek en çok eğlendiğim ândı.
Değişecektim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M FAT
Fanfiction"Ne? Sen ne diyorsun Nino? Nasıl Marinette den hoşlandığımı düşünürsün? Ben tek bir kusuru bile olmayan ünlü bir modelim. O ise kilolu, çirkin, sivilceli ve bakımsız bir kız. Asla ama asla onunla birlikte olmam" dedi Adrien sinirle ve arkasına bakma...