Koca bir haftayı geride bırakmıştım. Yeni hayatımda işleri yoluna koymam uzun sürmüştü fakat buna değecekti, hissediyorum. Okula girdiğimde yine rahatsız edici bir sürü bakışla karşılaştım. Umursamamayı öğrenecektim. Spor salonuna doğru hızlı adımlarla ilerledim. Alya'nın antrenmanı vardı bugün ve orda olacağıma dair söz vermiştim.
Spor salonuna geldiğimde kapısının kapalı olduğunu fark ettim. Kapıda da biri vardı. Girmek için yeltendiğimde eliyle durdurdu beni.
"Giremezsin!"
"Ne? Neden?"
"İçeride çalışma var. Kızlar kendilerinden başka kimsenin girmesini istemiyor."
"Bende onlardanım."
"Yalan söylediğimi biliyorum. Bu hâlinle asla onlardan biri olamazsın." Bu fazla kırıcı olmuştu.
"Nedenmiş o?"
"Ben hiç 1 ton ağırlığında ponpon kız görmedim."
"Gözlerin de hassas tartı gibiymiş." Tam çocuk bana bir şey diyecekken birden kapı aralanmıştı. Evet bu Alyaydı.
"Hey Mike onu ben davet ettim. Yakında bizden biri olacak rahat bırak onu" diyerek bana göz kırptı. Alya onlar gibi olacağıma inanıyordu. Mike geçmem için kapının önünden çekildiğinde ona dil çıkararak içeri girdim. Alya elini omzuma attığında bana tuhaf bir yüz ifadesi ile bakıyordu.
"Ne? Bana 1 ton dedi."
"Buna gülebilirdim ama gülmeyeceğim. Boş versene. Hedefine ulaştığında ona iyi bir ders veririz."
"Veririz değil mi Alya?"
"Tabiki de. Ama şimdi gidip otursan iyi olur." dedi ve kulağıma doğru eğildi "Birazdan futbol takımı gelip ilk gösteriyi izleyecek." Alyaya kocaman sarıldım ve teşekkür ederek ön sıralardan birine oturdum.
Çok geçmeden Nino spor salonuna girdi ve arka çaprazıma oturdu. Adrien neredeydi acaba? Alya'nın Ninoyu görmediğine emin olduktan sonra ses tonumu ayarladım ve bağırmaya başladım:
"Alya harikasın! O hareketi nasıl yaptın öyle inanamıyorum. Çok iyi." Bir süre daha tezahürat yaptıktan sonra kızlar ön provayı bitirip dinlenmeye gittiklerinde susmuştum. Şimdi Nino ve ben kalmıştım salonda.
"Hey selam!" diyerek yanıma oturduğunda heyecanlanmıştım. Muhtemelen biri ilk kez benimle konuşmaya istekliydi. Ya da sessizlikten hoşlanmıyordu.
"S-selam."
"Ben Nino Lahiffe."
"Marinette Dupain-Cheng."
"Evet biliyorum. Tanıştığıma memnun oldum Marinette."
"Bende."
"Şey, bir şey soracaktım."
"Evet?"
"O turuncu saçlı kız arkadaşın değil mi?"
"Tabiki de. Alya benim sadece arkadaşım değil tek, en iyi arkadaşım."
"Anladım. Oldukça yetenekli biri."
"Evet aşırı yetenekli biridir ve oldukça zeki. Neler yapabileceğine bir şahit olsan onun ne kadar mükemmel olduğuna inanamazsın. Ben hayatımda ilk kez böyle biriyle arkadaşım. Zeki, yetenekli, kibar, araştırmacı, eğlenceli, zevkli" dedim ve durdum.
"Bak sayarken yoruldum." Onu biraz korkutmuştum benden yana ama problem değildi.
"Anladım." diyerek sustu. Evet kesinlikle ürkmüştü.
"Şeyy Marinette yanlış anlamazsan sana bir şey söylemek istiyorum. " dediğinde kötü bir şey diyeceğini hissetmiştim.
"Tabi Nino."
"Neden bunlara izin veriyorsun?"
"Nelere?"
"Herkesin seninle dalga geçmesine. Mesela geçen sefer Elizabeth'e yumruk atmıştın ve bu bence çok iyiydi. Orada tüm sinirini boşalttığını hissetmiştim. Bu kadardı ama. Neden onlara cevap vermek yerine umursamadan geçiyorsun?" dediğinde gerçekten şok olmuştum. Ayrıca verecek bir cevabım bile yoktu. Cevap vermediğimden dolayı kısa bir sessizlik oldu.
"Umursamıyor musun yoksa umursamıyor gibi görünmek mi istiyorsun anlayamıyorum. "
"Ne diyeceğimi bilemiyorum Nino. Söylediklerinde çok haklısın."
"Cevap vermeyecek misin?"
"Aslında umursamıyormuş gibi davranıyorum. Çünkü artık bu saçma lâkaplardan sıkıldım. Umursamazsam susarlar dedim ama yapmadılar. Böyle işte."
"Anladım. Kusura bakma seni de üzdüm biraz ama kendini ezdirme Marinette. Cidden. "
"Tavsiyeni uygulamaya çalışacağım."
"Önyargı çok kötü bir şeymiş. Herkes senin aptal ve ezik olduğunu düşünüyor ama öyle değilsin. Tanıştığıma gerçekten sevindim. Arkadaş olmak ister misin?" dediğinde içimi inanılmaz bir neşe kaplamıştı. Bir arkadaş daha edinmiştim.
"Tabi isterim."
"O zaman telefon numaranı şuraya yaz ki konuşabilelim." diyerek elime bir tükenmez kalem vererek elini açtı. Eline numaramı yazdıktan sonra bir süre daha konuşmaya devam ettik. Erkek futbol takımı geldiğinde benimle vedalaşıp arkadaşlarının yanına gitti. Gösterinin bitmesini ve her şeyi Alya'ya anlatmak için sabırsızlanıyordum. Belki benimle sağlıklı bir akşam yemeği yemesi karşılığında ona Nino'nun numarasını da verirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M FAT
Fanfiction"Ne? Sen ne diyorsun Nino? Nasıl Marinette den hoşlandığımı düşünürsün? Ben tek bir kusuru bile olmayan ünlü bir modelim. O ise kilolu, çirkin, sivilceli ve bakımsız bir kız. Asla ama asla onunla birlikte olmam" dedi Adrien sinirle ve arkasına bakma...