"Olga, lütfen bunu kabul et"
Olga'nın eline para dolu zarfı tekrar ve tekrar vermiştim ama hala almamakta ısrarcıydı.
"Olmaz, Savina. Bu kadar parayı adama versem çok mahçup olur. Hem ne diyeceğim ben ona?"
"Parayı benim verdiğimi söyleme yeter. Bağış parası dersin. Zenginlerin yaptığı para yardımı dersin. Sen bulursun bir şeyler"
İkna olmuş bakışları gözlerim arasında gidip gelmiş ve yavaşça sallamıştı başını. Gülümsemiş, alnına minik bir öpücük kondurmuştum.
"Markete gideceğim. İlaçların tam mı? Bittiyse alabilirim"
"Ben zaten çıkacaktım oğlum. Sen yorma kendini. Hem biraz da hava alırım, fena mı olur?"
"O zaman hazırlan. Birlikte çıkacağız" inci dişleri görünecek şekilde gülümsemiş, büyük gözleri mutlulukla kısılmıştı.
Tombul yanaklarını da öpüp mutfaktan çıkmış, merdivenlere adımlamıştım. Babam hala eve gelmemişti. Ben de bunun verdiği rahatlıkla evde hoplaya zıplaya dolaşıyordum. Merdivenleri sekerek çıkmış, odama girmiştim. Hızla kıyafetlerimi değiştirmiş, saçlarımı elimle kabartmıştım.
Kendime aynada son kez bakıp çantamı yataktan almış, odamdan çıktığım an öküz gibi bir bedene çarpmıştım.
"Nereye?"
"İyiyim. Bir şeyim yok. Sorduğun için sağol" demiştim kolumu tutarak. Önüme siper ettiğim için çarptığımda bükülmüştü.
"Bir yere gideceksen eğer, bana haber ver"
"Bir yere gidiyorum Jungkook" dediğimde boş boş yüzüme bakmıştı ve "Aşağıda bekle" deyip arkasını dönmüş, çıplak sırtını gözler önüne sermişti.
"Seni giyinirken izlesem?"
"Aşağı!" ve kapının çarpma sesi.
•••
Tüm ürünlerin organik olduğu devasa markete giriş yapmıştık. Ben, Olga'nın koluna girmiştim ve onunla sohbet ediyordum. Aslında konuştuklarımızın yüzde sekseni Jungkook ve huysuzluğuydu.
Olga, Jungkook'un güler yüzlü ve saygılı bir adam olduğunu ama benim yanımda değiştiğini söylemişti. Bunu zaten dün, Olga ile gülüşerek konuşurlarken fark etmiştim.
Eziyeti sadece banaydı. Bu huyunun bir tür kalkan olduğunu düşünüyordum. Beni reddetmenin en kolay yolunun somurtkan ve huysuz bir adam gibi davranmak olduğunu düşünüyor olabilirdi. Ya da beni şımarık sandığından, gözümü korkutmanın veya baskın çıkmanın yolu olarak da görüyor olabilirdi.
"Diyet listende sadece organik yiyecekler tüketmen gerektiği yazıyor. Sen buna hiç ama hiç uymuyorsun Olga. Ne kadar hassas bir bünyen olduğunun farkında olmana rağmen sana zarar verecek şeyler yemeye devam ediyorsun. Yediklerin, ilaçlarının yan etkilerini tetikleyebilir. Neden hiç dikkat etmiyorsun?"
Olga suçunun farkındaydı ve sevimlice dudaklarını büzerek başını eğmişti. Minik tombul bir bebek gibiydi. Onu yemek istiyordum.
"Bundan sonra diyet listeni ben kontrol edeceğim. Listede, o gün ne yemen gerekiyorsa günlük ve taze olarak sipariş edeceğim"
"Savina-"
"Şşhh" parmağımı dudaklarının üzerine koymuş ve susturmuştum onu. "Sen benim annem gibisin Olga. Sana bir şey olursa ne yaparım ben?"
Gözlerinden yoğun bir hüzün dalgası geçmişti. Onu en savunmasız yerinden vurmuştum. Artık her şeyine dikkat edeceğine emindim.
Yan tarafta duran sepetlerden birini almış koluma asmıştım. Jungkook da sepeti bana bırakmamış nazikçe kolumdan almıştı. Diğer eline de bir sepet almış ve şaşkınca ona baktığımı fark edip bana dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cute Bitch •taekook•
FanficŞirin bir sürtük? Kesinlikle. [Feminen Taehyung içermektedir]