"Davet mi?"
"Nesini anlamadın Taehyung? Bir arkadaşım, yeni şirketinin açılışını kutluyor. Bizi de kutlamaya davet etti"
"Bu akşam mı?"
"Evet. Bu akşam" demişti babam, kravatını gevşetip boynundan çıkarırken. Birkaç dakika önce gelmişti ve gelir gelmez beni yanına çağırmıştı.
"Sen bu tür kutlamaları sevmezsin baba. Senin için önemli biri olmalı. Mesela, bir kadın?"
Güler gibi bir ses çıkarmıştı. "Senden bir şey kaçmıyor" demişti sakince.
"Aslında hiçbir şey kaçmıyor" demiştim ellerimi oturduğum yatağa koyup yayılarak. "Bu kadın, Rus değil, değil mi? Hatta reklam çekimlerine sponsor olan milyonerlerden biri. Doğru mu gidiyorum?" sahte şaşkınlığıyla onayladığında gözlerimi devirmiştim. O sırada gömleğini çıkarmıştı ve sırtındaki tırnak izleri gözüme çarpmıştı. Resmen ben buradayım diye bağırıyorlardı. Eh, babamda da iş vardı. Kırk yaşında olsa da diğer milyoner iş adamları gibi götü göbeği salmamıştı. Fazlasıyla iri ve kaslı bir adamdı. Yakışıklı yüzü de kadınları ona çeken ilk şeydi.
"Bir de bu var tabi. Bizim milyoner hanımefendiyi becermişsin"
•••
"Ne olursa olsun gülümse" Jungkook'un takım elbisesinin yakalarını düzeltirken ona yapması gerekenleri söylüyordum. Beyefendi gideceğimizi söylediğimden beri somurtuyordu ve sürekli gereksiz yere kasılıyordu.
"Kıskançlığını kontrol et" kravatını da bağlayıp ceketinin orta düğmesini iliklemiştim. "Babam sürekli yanımızda olacak. Belime dokunup beni kendine çekmeye çalışma veya gözlerini sürekli üzerimde tutma"
"Kolay bir şeymiş gibi söylüyorsun" diye mırıldanmıştı. Onunla uğraşmayı bırakıp aynanın karşısına geçtiğimde memnuniyetsiz mırıltıları beni gülümsetmişti.
"Birkaç gün önce çok da güzel oynuyordun Jungkook. İlk günlerdeki performansını bugün de görmek isterim"
"Elimden geleni yapacağım" dudaklarıma hafif pembelik veren parlatıcımı sürdüğüm sırada hareketlenmiş, ayakkabılarının çıkardığı tok sesler eşliğinde arkama gelmişti. Kolları belimi sardığı anda parlatıcıyı bir kenara atmış, belimi sardığı kollarını sevmiştim göğsüne yaslanarak.
Dudakları askılı elbisemin açıkta bıraktığı omuzlarımda gezinmişti bir süre. Minik buseler konduruyor, arada burnunu sürtüp uzunca soluyordu bedenimdeki yoğun tarçın kokusunu.
"Benden uslu durmamı bekliyorsan, sen de uslu duracaksın" demişti dudaklarını omzuma değdirerek. Sonra burnunu tenimden kaldırmadan kulağımın arkasına kadar sürüklemiş, orayı da uzunca solumuştu. Bedenim, ufak temaslarının altında bile titriyordu. Tüm bedenim anlık dokunuşlarına hayrandı. Kalbimse öpüşlerine fena aşık olmuştu.
"Baban, beni test etmek için mutlaka birilerini tutmuştur. Yanına gelip dans etmek isteyebilir, dokunabilir, konuşabilir seninle. Biliyorum, kıskandırma olayları cidden keyif verici ama lütfen bunu yapma. Adamı tersle demiyorum, baban akıllı bir adam, anlayacağına eminim. Çok içli dışlı da olma. Yoksa o adam azraille ateşli bir tatile çıkmak zorunda kalır"
"Ben işin dozunu ayarlayacağım koca adam. Sen hiç merak etme"
Birazdan kolları arasında eriyebilirdim. Bunun olmasını isterdim ama çıkmamız gerekiyordu ve biz hala odamda flörtleşiyorduk.
"Babam bekliyor olmalı. İnelim mi?" başımı yana çevirip ona bakmaya çalışmıştım. Kulağımın arkasında kıpırdayan burnu başımı çevirmemle yanağıma değmiş, onu güldürmüştü. Benim de kalbim yerinden çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cute Bitch •taekook•
FanficŞirin bir sürtük? Kesinlikle. [Feminen Taehyung içermektedir]