*
"Ben bir senin giydiğine bakarım kızım. Bana ne diğerlerinden."
Gözlerim kocaman olmuş balık gibi de ağzım açılmıştı. Onun da şaşkınlığı gözlerinden anlaşılıyor ben ne dedim şimdi der gibi bakıyordu. Adem elmasının hareketinden yutkunduğunu anladım.
'Ben bir senin giydiğine bakarım' da ne demekti?
*
Eczaneye girdiğimde amcam benim yarım bıraktığım ilaçları dizme işini tamamlıyordu. Beni görünce gülümseyip 'Hoşgeldiniz küçük hanım' dedi. Bende onun bana takılmasına gülerek cevap verdim.
"Hoş gördük büyük bey"Kollarını tezgaha yaslayıp öne doğru eğildi. Kollarını bükmesinden dolayı geriye giden önlüğünden gümüş saatini gördüm. Yaptırdıktan sonra takmıştı demek ki.
Bakışlarındaki merak ve eser miktarda öfke kırıntılarını görebiliyordum. Mahalleyi huzursuz edecek sorunları hiç sevmezdi.
"Onun imzası varmış duvarda. Hapiste değil miydi bu it! Çıkmış mı?"
"En son duyduğumuzda öyleydi şimdi nerede ne yapıyor bilmiyoruz. Ama öğrenmeye çalışacağız."
Amcam sıkıntılı bir nefes aldığında endişelendiği başka konular da olduğunu anlamıştım.
"Amca ne düşünüyorsun?"
"Ya yine" dedi gözlerime bakarak. "Yan yine mahalleye uyuşturucu sokmaya çalışırsa?"
Aklıma o günler geldiğinde sinirlenmeden edemedim. Piç herif bizim mahallemizden 3 gencin aklını çelmiş uyuşturucuya başlatmıştı. Daha lise öğrencisi olan çocuklar arkadaşlarından gitgide uzaklaşmış ve zorla ailelerinden para almaya başlamışlardı. Sırf biraz daha o zehirden alabilmek için. Bu durumu duyduğumuzda başka çocuklara da satmaya çalışıldığını öğrenmiştik.
Reis o çocukları tedavi olmaya ikna etmiş, tüm tedavi masraflarını da karşılayacağını söylemişti. Onlar biraz iyi olmaya başlayınca kimden aldıklarını, bu işe onları kimin yönlendirdiğini öğrenmiştik. Mahallemize sınırı olan Karaoluk mahallesinin gençleri. Hem de Karaoluk reisinin en yakınındaki kişilerdi bu zıkkımı onlara veren. İşte duvarda bulunan 'RK' harfleri Karaoluk reisinin ismiydi. Sonrasında polis de devreye girmiş torbacılar ihbar edilmişti.
Daha öncelerde de aramızda husumet varken bu olaylarla iyice düşman olmuştuk. İki mahalleden birileri yan yana geliyorsa mutlaka laf dalaşmaları ve yumruklaşmalar olurdu. En son karşı taraftan biri bizimkilere bıçak çekip yaraladığında Reis bunu yapanı bulmuş fena halde dövdükten sonra Karaoluk mahallesinin en çok gidilen kahvehanesinin önüne atmıştı. O günden sonra o mahalleden bizlere karışan olmamıştı. Başlarında artık reisleri olmadığından eski reisin sözünü de dinlememelerinden dolayı karşı bir atak gelmemişti.
Tabi bu güne kadar.
"Bu sefer o kadar kolay değil amca. Emin ol değil."
Ciddi bakışlarım ve kararlı sözlerimden memnun olmuşcasına kafasını sallayıp sözlerimi onaylamış oldu.
Sonrasında ilaç dizmeye devam etmiş bende ona yardım etmek için yanına gitmiştim. Aklıma sürekli az önce araba da yaşananlar geliyordu. Bana o sözleri söyledikten sonra aramızda sessizlik oluşmuş bu sessizliği de onun çalan telefonu bölmüştü. Tuttuğu elimi bırakıp telefonu cevaplamış eczaneye vardığımızda hala telefonla konuşuyor olduğundan sadece'sonra görüşürüz'demişti. Ben de ona ' görüşürüz' deyip inmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKYAZI MAHALLESİ
Teen FictionGözlerimi kapatıp başımı duvara yasladım. Ne zamandır tuttuyor olduğum nefesimi verirken gözlerimi açtım. Artık sadece bana bakmamalı beni görmeliydi. Görmeli ve duygularımı hissetmeliydi. Çünkü benim ona söylemeye cesaretim yoktu. Tam ağzımı açıp b...