*
Yeni bir bölümle karşınızdayım.
Merak edenler varsa eğer Cihad ve Çiçek arasındaki ilişkinin çok hızlı olmasını istemediğimi söylemek zorundayım. Akyazı mahallesi ortamını, tayfayı, aralarındaki bağı, Cihad ve Çiçek arasında sadece aşkın değil daha bir çok duygunun yattığını görmenizi istiyorum. Bu yüzden yavaş ve tempolu adımlarla uzun bir kitap yolculuğuna çıkmakta kararlıyım.
Sevgilerle...
*
"Alo"
"Çiçek'im buldun mu annemi?"
"Reis" deyip biraz duraksadım. Çok endişelenecek ve çok sinirlenecekti.
"Tayfayı toplamalısın."
*
Mahalleye giriş yaptığımda arabanın hızını biraz düşürdüm. Bizi farkedenler kenara çekiliyor ve başlarıyla selam veriyordu. Gördüklerimin çoğunun hangara, Reis'in yanına gittiğine emindim. Akgül teyzem ile bende birazdan orada olacaktık ve herkese neden orada toplandığımızı Akgül teyzem açıklayacaktı. Camı sonuna kadar açıp bir kaç kez derin nefes aldı. Torpido gözünü açıp içinden küçük pakette olan ıslak mendili çıkartı ve bir tanesini alıp dudağının kenarında kalan kanı tek seferde sildi.
O güçlü bir kadındı. Bu zamana kadar adaletli, dürüst, mütevazı, güler yüzlü, samimi ve yardımsever oluşu ile mahallelinin kalbinde taht kurmuş ve Reis karısı böyle olur dedittirmişti. Şimdi de insanların karşısına korkmuş ve ağlamış halde çıkmak ona göre değildi. Ayrıca onun duruşu, tavrı ve söyledikleri mahalleliyi fazlasıyla etkilerdi. Akgül teyzem de pek âlâ bunun farkındaydı ve her zamanki gibi dimdik duracak ve karakterinden ödün vermeyecekti.
Reis'e neler olduğunu telefonda anlatamamış sadece 'Reha Kılıç selam yollamak istemiş' diyebilmiştim. Buna sinirleneceğini bildiğimden ayrıdan annesi ve benim için endişelenmesini istememiş ve olanları gelince anlatacağımızı söylemiştim.
Hangara yaklaştığımızda etrafın daha da kalabalıklaşmasından dolayı korna çalıyor, yavaşca ilerliyordum. Akgül teyzem iyice toparlanmıştı ve kaşları çatık son derece ciddi halde etrafa bakıyor, koltuğunda dimdik oturuyordu.
Arabayı hangarın önünde durdurmuştum ve hemen arkasından Reis, Vedat amca, Devrim ve Barış Akgül teyzemin kapısının önünde belirmişti. Hepsinin yüzündeki endişe elle tutulur cinstendi. Akgül teyzem sakince arabadan inmiş ve Vedat amcanın titreyen elleri anında onun yüzünü kavramıştı. Koskoca adam utanmasa ağlayacaktı. Karısını ne kadar sevip değer vermiş olduğunu bir kez daha herkes ile birlikte görmüştüm. Hemen sonrasındada tayfanın geri kalanı ve onların aileleri Akgül teyzemin etrafını sardı.
Arabanın kapısını açmama rağmen inmeye çekiniyordum. Daha benim elimdeki kesiği ve üzerimdeki kanı görmemişlerdi ve nasıl tepki vereceklerini kestiremiyordum. Akgül teyzemin dudağında ki yarayı görüp sinirlendikleri belli olurken bir de benim yaralı olduğumu görmeleri onların öfkelerine kapılıp yanlış bir yapacağını düşündürüyordu. Sağlam elimle elbisemin kan bulaşan yerini avcumun içinde topladım ve tam o esnada Reis ile göz göze geldik. Akgül teyzemin konuşmasıyla dikkatini ona verdi.
"Tamam, sakin olun iyiyim ben." dedi Akgül teyzem herkese hitaben. "Ender tam zamanında yetişti."
Vedat amcanın minnet dolu bakışları beni bulduğunda ona küçük bir tebessüm sundum.
"Buraya gel kızım." Dedi o da bana gülümserken. Ağır ağır başımı sallamış arabadan inerken de elbisemi bırakmıştım. Kalabalığın gözlerini benim sarılı elimde ve üzerimdeki kanda olduğuna emindim. Elimi arkaya sakladım. Çünkü kadınların endişeli nidaları kulağıma kadar ulaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKYAZI MAHALLESİ
Teen FictionGözlerimi kapatıp başımı duvara yasladım. Ne zamandır tuttuyor olduğum nefesimi verirken gözlerimi açtım. Artık sadece bana bakmamalı beni görmeliydi. Görmeli ve duygularımı hissetmeliydi. Çünkü benim ona söylemeye cesaretim yoktu. Tam ağzımı açıp b...