*
Medya; Ender Çiçek KaraPek içime sinen bir bölüm olmasa da okullar açılmadan bir bölüm daha yayınlamak istedim ve bundan sonra ki bölüm ne zaman gelir inanın bilmiyorum.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum : )
*
"İşler beklemez Cihad. Ayrıca sevgilini de bekletmeye gönlüm razı gelmez."dedi.
Reis, Hakan bey dediği adama dişlerini gösterecek kadar gülümsemiş ve elini sıktıktan sonra 'yine beklerim' demişti.
Adamın bizi sevgili zannetmesi beni zaten şaşkına çevirmişken Reis'in hiç bir şey yapmayışıyla bozguna uğramıştım. Normal davranıp söylenen sözleri üzerime almamış imajı vereyim derken biraz saçmalamıştım sanırım
"Çeyrek altın ne kadardı?"
*
Kucağıma bırakılan bebekle neye uğradığımı şaşırmış hatta ilk saniyeler bebeği kavramam gerektiğinin farkına varamamıştım. Yengemin dediği Safiye'nin torunun bebek mevlütündeydim ve Safiye'nin torunun annesi benim liseden sınıf arkaşım Cansu'ydu. Cansu, bebek odasına beni resmen sürüklemiş sonra da çocuğu kollarıma bırakıvermişti.
"Enderciğim ben zaten Asaf'ı yeni emzirdim karnı tok, gazını da çıkarttım, altı da temiz, kucağında uyursa da getirir yatağına yatırırsın. Ha kucak demişken millet öpmeyi sarılmayı falan isterse annesi izin vermiyor de tamam mı bir de niye sana verdi derseler kuzenleri küçükmüş tutamazlar diye bana verdi dersin." Dedi Asaf'ın başına şapka takarken.
"Hanım teyzelere bir senin sözün geçiyor vallahi gözünü seveyim idare ette yavrumun haşatını çıkarmasınlar, benim mutfakta işim var yemekleri falan ayarlayacağız kızlarla. Tahmin ettiğimden daha kalabalık oldu. Hiçbir şey yetmiyecek gibi geliyor." Yüzündeki ifade bıkkınlığını anlatır durumdaydı.
Asaf'ı sağ omzuma doğru yatırıp daha rahat edeceği bir konuma getirdim. Boşta kalan elimle Cansu'nun kolunu tutup gülümsedim.
"Sakin ol biraz, şu surat ifadenle dolaşayım deme sakın. Azıcık gül. Arkandan Cansu misafir sevmiyor derler vallahi. Ben Asaf'la ilgilenirim sen hiç meraklanma. Tamam mı?"
"Çok sağol canım ya. Deminden beri uyuyor diyordum da pek inanmıyorlardı. İyi ki geldin, sana bir şey de diyemezler."
"Hadi hadi çok konuştuk. Sen işine bak bizi de bu yakışıklı beyle biraz yalnız bırak." Yüzünde gülümseme görünce içim rahatlamış aklının en azından sürekli oğlunda kalmayacağını anlamıştım.
Oturma odasına girdiğimde herkes susmuş bana ve kucağımdaki Asaf'a bakıyordu. Onlara gülümseyerek hoşgeldin dedikten sonra oturacak bir yer bulmaya çalıştım. Akgül teyzemin ve Balın yengemin ortasında oturan Demet abla hızla kalkmış bir elini sırtıma koyup beni az önce kalktığı yere oturtmuştu. Ne kadar yok desem de 'Senin yerin burası' deyip beni susturmuştu.
"Maşallah" dedi Münire teyze bana bakarken. Üçüncü kocasından da boşanıp dördüncüyle evlendiğinden beri gençler arasında karadul diye anılırdı. Fazla dedikoducu olduğundan da genç kızların muhabbetten kaçındığı bir tipti ve 'hanım teyze' diye adlandırdığımız gruba dahildi.
"Eline de pek bir yakıştı. Allah sana da nasip etsin."
O bunu söyleyince diğer teyzeler de onu gibi şeyler söylemiş beni fazlasıyla utandırmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKYAZI MAHALLESİ
Teen FictionGözlerimi kapatıp başımı duvara yasladım. Ne zamandır tuttuyor olduğum nefesimi verirken gözlerimi açtım. Artık sadece bana bakmamalı beni görmeliydi. Görmeli ve duygularımı hissetmeliydi. Çünkü benim ona söylemeye cesaretim yoktu. Tam ağzımı açıp b...