Medya: Cihad Uluöz
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum : )
Sevgilerle...
*
Onlar kendi aralarında sohbete dalmış ve yerlerine oturmuşlardı. Moralimizin düzelmesi bir dakikayı bile bulamamıştı. Reis'in onları izlerken gülümsediğini görünce içim rahatladı.
"Hadi" dedim elimi koluna koyarken "Demli bir çay içelim."
*
Reis ile sözleştiğimiz gibi cumartesi yani yarın buluşacaktık ve ben ona istediği sarmaları da götürmeyi planlıyordum. O nedenle oturmuş bir tencere yaprak sarma sarmıştım. Amma velakin iki tane atmaca gibi kuzenim olduğunu unutmuştum.
Benim özenle serçe parmağım kalınlığında sardığım sarmaları üçer beşer midelerine gönderiyor o da yetmezmiş gibi tabağa koyma zahmetinde bile bulunmuyorlar ve elleriyle yiyorlardı. Yeminle cinayet sebebiydi bunlar.
"Ender sen de yesene ya, çok güzel yapmışsın vallahi. Doyamıyorum."
"Zıkkım ye emi" diye mırıldandım.
"Efendim" dedi ağzına üç sarmayı aynı anda atarken "no dodon?"
"İştahım kaçtı diyorum. Siz yiyin." Başını sallayıp beni geçiştirirken bir üç sarma daha attı ağzına. Hemde ağzındakini daha bitirmeden. Göz devirip oturduğum yerden kalktım ve mutfaktan çıktım. Eminim çıktığımı bile sonradan farkedeceklerdi.
Odama girdiğimde kendimi direk yatağa atıp gözlerimi kapattım. Yalnızdım ve yine aklıma o geliyordu. Dudaklarımın hareket edip yüzümde bir gülümseme oluşturduğundan beynim habersiz olsa da kalbim bizzat bu işin içindeydi. Elimi tutup okşayışı, zihnimin onun için ayrılan köşesinde bütün ihtişamı ile duruyor arada da bana göz kırpıyordu. Kalbim de buna dayanamıyor ve beynimden habersiz işler çeviriyordu.
'Yaramaz şey'
Artık kendime yok elimi niye tuttu yok niye yalnız buluşalım dedi yok şunu niye böyle yaptı yok efendim neden böyle dedi diye sorular sormuyordum. Umutlanmayayım tripleri de bir yere kadardı. Reis'in hareketlerinin ne manaya geleceğinin farkında olduğuna emindim. Artık çocuk değildik ve aramızdaki yakınlık gittikçe başka bir boyut kazanıyordu ve bu bilinçli bir şekilde gerçekleşiyordu.
Aklımdaki en büyük ve beni en fazla merak da bırakan soru 'neden şimdi?' sorusuydu. Değişen neydi ki bana karşı olan tavırları farklılaşmıştı. Bunu düşünmeden edemiyordum ve cevabını da ancak yarın buluşacağım adam verebilirdi.
Telefonumdan gelen boğuk bir ses duyduğumda yattığım yerden doğruldum. Kısa süren bir arayıştan sonra yastığın altında kalan telefonumu bulabilmiştim.
Gönderen : Reis
"Yarın beni bekletmeyeceğini umuyorum.""Beklesen ne olurmuş acaba?" Ben seni on yıl beklemenin lafını yapmıyorken hemde.
"Bir şey mi oldu diye endişelenirim sadece."
Attığı mesaj beni biraz şaşırtmış olsa da fazlasıyla mutlu da etmişti. Kısa bir süre parmaklarım klavyenin üzerinde öylece kalsa da çok düşünmenin bir faydası olmayacağının farkındaydım.
"Tam 02.00 de yanında olacağım. Merak etme."
"Denerim..."
"Bu arda Reis, sarmayı yapmıştım ama..."
"Ama dediğine göre bir şey oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKYAZI MAHALLESİ
Teen FictionGözlerimi kapatıp başımı duvara yasladım. Ne zamandır tuttuyor olduğum nefesimi verirken gözlerimi açtım. Artık sadece bana bakmamalı beni görmeliydi. Görmeli ve duygularımı hissetmeliydi. Çünkü benim ona söylemeye cesaretim yoktu. Tam ağzımı açıp b...