*
Havada olan elimi tutup bir adım yaklaştı bana. Gözlerime bakıp gülümsedi çok hoş çok güzel bir gülümsemeydi bu. Elimi yüzüne yaklaştırıp avuç içimi öptü ve yüzünü elime yasladı.
"Söz veriyorum" dedi "bir daha olmayacak."
*
Güzel bir akşam, huzurlu bir uyku, çok gerçekçi ve mutluluk verici bir rüyanın sonuna huzurla uyanmak çok yakışırdı. Amma velakin Erdil ve karga sesi yine iş başındaydı. Uyku uyanıklık arası bir devrede yastığa sarılmış saçlarım darmadağın bir haldeyken 'Anne' diyen sesle sanki yüksek bir yerden düşüyormuş gibi irkilerek uyanmıştım. Tabi ki bu sesi kısmak veya yok etmek mümkün değildi.
"Anne, takım elbiselerim kuru temizlemeden gelmedi mi?"
Yangem daha makul ve kendine yaraşır bir ses tonuyla konuşmuş olmalı ki onu duyamamıştım.
"Ne giyeceğim ben o zaman."
"Ses tellerine tükürdüğüm, bağırma bir sabahta." diye homurdandım. Komodinin üzerinden telefonumu alıp saate baktım. Birazdan kahvaltı yapacağımızdan geri uyumaya mahal vermeden yataktan kalkıp, lavaboya gittim. Sonrasında odama geçip üzerimi değiştirdim ve içeriye geçtim.
"Günaydın."dedim
"Günaydın."
"Günaydın kızım."
"Günaydın abla." diyen amcam ve Ahuşen'e gülümserken Erdil'e yalancı bir kızgınlıkla baktım.
"Sana günaydın yok Erdil." diyerek tekli koltuğa oturdum
"Niye lan?"
"Sana kaç kez dedik sabahları bağırma diye. Ben senin çirkin sesinle uyanmak zorunda mıyım?"
"Kızlar benim sesime hasta sen beğenme hala." diyerek elini saçlarından geçirip havalı havalı bana bakmaya çalıştı. Başarılı da oldu, hakkını yememeliydim şimdi.
Ahuşen'in "Benim arkadaşlarımdan bahsediyor abla, on yaş altı." demesiyle gülmeden edemedim.
Erdil başını hızla Ahuşen'e çevirip "Kardeş misin, köstek mi?" dediğinde Ahuşen ona dil çıkararak cevap vermişti. Ben onlara gülerken Erdil beklemediği bu hamleye yanındaki yastığı Ahuşen'e fırlatarak karşılık vermişti.
"Ah, abi ne yapıyorsun ya. Baba şu oğluna bir şey söyle. Benim uğraşıp duruyor." deyip kafasını tutan ve aynı zamanda dudaklarını bükmüş babasına bakan bu kıza kim olsa haklı derdi cidden.
Amcam kaşlarını çatarak "Erdil kızıma sataşma." dedi sert bir ses tonuyla.
"Ama baba o..."
"Erdil"
"Tamam baba tamam." deyip Ahuşen'e döndü "sen de istediğin o bisikleti unut küçük hanım. Almıyorum."
Ahuşen bu darbeyi hiç beklemediğinden ağzı şaşkınlıkla açılmıştı.
"Ama abi sen..."
Erdil "Almayacağım dedim, uzatma." diyerek koltukta yayıldı ve sesi kısık olan televizyondaki haberi izlemeye başladı.
Ahuşen "Baba abim bana bisiklet almayacakmış." dedi az önceki yüz ifadesine benzer bir halde.
"Ben ona karışamam."
Ahuşen "Of ya ben annemin yanına gidiyorum." diyerek odayı terk etti. Onun gidişini gülerek izleyip amcama döndüm.
"Amca bugün eczaneye geliyorum artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKYAZI MAHALLESİ
Teen FictionGözlerimi kapatıp başımı duvara yasladım. Ne zamandır tuttuyor olduğum nefesimi verirken gözlerimi açtım. Artık sadece bana bakmamalı beni görmeliydi. Görmeli ve duygularımı hissetmeliydi. Çünkü benim ona söylemeye cesaretim yoktu. Tam ağzımı açıp b...